AB Komisyonu aşı olan kişilerin daha serbest bir şekilde seyahat etmelerine de imkan tanıması öngörülen bir dijital aşı kimliği düzenlemeyi planlıyor.

Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen Pazartesi günü Twitter'da yaptığı paylaşımda, oluşturulması planlanan aşı kimliği ile ilgili olarak, "Dijital yeşil pasaport Avrupalıların hayatını kolaylaştıracak. Amaç onların AB içinde ve dışında daha güvenli bir şekilde iş veya turizm amaçlı hareket edebilmelerini sağlamak" ifadelerini kullanmıştı.

Dijital aşı kimlikleri ile Kıbrıs ve Yunanistan gibi turizm gelirine bağımlı güney Avrupa ülkelerinin turizm sektörlerinin canlandırması hedefleniyor. Ayrıca söz konusu kimliklerin topluca bulunulan alanlara girişlerde de ibraz edilebileceği belirtiliyor.

Ancak bunun için gerekli bir sistemin kurulmasının teknik ve lojistik olarak en az 3 ay sürmesi bekleniyor. Sorun da işte bu noktada başlıyor.

Aşılama hedefi hala uzakta

Oxford Üniversitesi'ndeki Leverhulme Nüfus Bilimi Merkezi Direktörü Melinda Mills DW'ye yaptığı açıklamada "Aşı kimliği çıkarılmadan önce nüfusun büyük bir bölümünün aşılanması gerekiyor ve buyük bir grubun erişiminin olması gerekiyor" dedi.

Mills, "Avrupa için mevcut plan yaz sonuna kadar nüfusun yüzde 70'inin aşılanması yönünde. Ancak şu an AB nüfusunun sadece yüzde 6'sı aşılanmış durumda" diye konuştu.

AB Komisyonu'na göre sertifikanın kapsamı aşılanma durumunun da ötesine geçerek kişinin genel tıbbi durumuna dair bilgileri de içerecek. Komisyon Sözcüsü Christian Wigand, "Vatandaşlar arasında ayrımcılığı önlemek için başka bilgi kategorilerine de bakıyor olacağız, mesela test sonuçları ve iyileşme bilgileri gibi" ifadelerini kullandı.

Etik endişeler

Aşı kimliği konusunda etik ve gizlilikle ilgili soru işaretleri de mevcut. Mills, "Asıl etik endişe şu ki, sertifika verirken kimi bunun dışında bırakacağınıza nasıl karar vereceksiniz? Mesela alerjisi olan ya da hamile olanlar tıbbi nedenlerle aşı olamıyor. Bazı ülkelerde bazı etnik azınlıklar aşıya karşı daha tereddütlü yaklaşıyor, bu da bu grubun istenmeden dışlanabileceği anlamına geliyor" diye konuştu.

Mills'in de yazarları arasında bulunduğu bir rapor uygulanabilir bir sistem oluşturulmadan önce çözülmesi gereken sorunlara işaret ediyor.

Raporun yazalarından Oxford Üniversitesi Zooloji bölümünden epidemoloji profesörü Chris Dye etik ve gizlilik hakkı alanlarında ilerleme sağlansa da daha çok yol olduğunu söyledi.

Dye raporda, "Bu alanlarda büyük ilerlemeler sağladık ancak aşı pasaportu kullanmak konusunda henüz en iyi konumda değiliz. En temel durumda hala hangi aşı bulaşmayı engellemede daha etkili ve bağışıklık ne kadar sürer  hala veri topluyoruz" ifadelerini kullandı.

Geçmiş hataların tekrarlanmasından kaçınmak için AB Komisyonu’nun bu aşı kimliğinin kullanılmasının yasal ve etik parametrelerini çizmesi gerektiğini kaydeden Mills, "Sadece uluslararası seyahat için mi, tıbbi kullanım için mi, yoksa daha geniş kapsamlı mı? İş bulmak, futbol maçına gitmek, restoranda yemek yemek ya da süt almak gibi" dedi.

Uzmanlar aşı kimliklerinin hassas kişisel bilgiler içereceğini de belirterek hangi amaçla kullanılacağının çerçevesinin net çizilmesi gerektiğini kaydediyor. Sağlık verilerinin korunması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) bireylerin mahremiyetini korumanın yanı sıra bir kişinin aşı statüsüne ilişkin yaş, etnik köken veya cinsiyet gibi dezavantajları azaltma görevinin temel bir bileşeni. Bu bağlamda kişisel sağlık bilgilerinin ve biyometrik verilerin korunmasını içeren özel hayata saygı kapsamında yasal veri güvenliğine dikkat çekiliyor.