Frankfurter Allgemeine Zeitung CDU genel başkanlığına gelecek ismin Başbakan Angela Merkel karşısında yıpranma tehlikesi olduğuna dikkat çekiyor:

"Bu krizde fiilen bir yönetim eksikliği parti açısından zehir anlamına geliyor. Partinin acilen kendisini birleştirecek ve kendisine yön verecek birine ihtiyacı var. Annegret Kramp-Karrenbauer'in (AKK) bu kişinin aynı zamanda başbakan adayı da olması talebine, yaşanan deneyimler sonrasında kimse karşı çıkmıyor. Ancak seçim tarihinden bir buçuk yıl önce başbakan adayı ilan edilecek kişinin de önünde aylar sürecek bir yıpranma tehlikesi bulunuyor. Hristiyan Birlik Partileri'nin (CDU/CSU) başbakan adayı, hayatını adadığı politik eserini bir aslanın yavrularını koruduğu gibi savunan Merkel'in yanında kendini ortaya koymak zorunda olacağı için yıpranma tehlikesi özellikle büyük. Kramp-Karrenbauer de bu yüzden başarısız oldu."

Neue Osnabrücker Zeitung Merkel'in başbakanlığı döneminde izlediği sol siyasetin partinin politik profilini de içeriksizleştirdiğini vurguluyor:

"Başbakanın mirası CDU açısından hafif değil. Kriz, Thüringen ve AKK'dan daha önce başlamıştı. Sosyal Demokrat Parti'nin çöküşü nedeniyle örtbas olmuştu. Şimdi ise parçalanan, Hrıstiyan Birlik Partileri. Bozgun bir soru üzerinde düğümleniyor: CDU neyi savunuyor? Başbakan sığınmacı politikalarında SPD'yi solladığından, iklim sorununda adeta dünya çok yakında yanıp kül olacakmış gibi Greta'yı bağrına bastığından beri merkez oylar da lime lime oluyor. İster nükleer enerji ister ordu ya da tarım ekonomisi olsun. Merkel tam bir ana akım sörfçüsü. Başbakanlığını da yaptığı manevralarla pekiştirdi. Ancak içerik açısından Hristiyan Demokratlar ruhsuz."

Mannheimer Morgen gelecek yıl yapılacak eyalet seçimleri öncesinde Hrıstiyan Demokratların kendi iç sorunlarını halletmiş olması gerektiğini vurguluyor:

"CDU ve CSU genel başkanlık takvimi sadece risk getiriyor ama güvence sunmuyor. Gelecek yıl beş eyalet meclisi seçimi olacak. O zamana kadar Hristiyan Birlik Partileri'nde kişisel hırgürün bitmiş olması gerek. O nedenle Başbakan’ın Federal Meclis seçimlerinden önce başbakanlık makamına giden yolu açması gerekebilir. Zira ‘Merkel ile nasıl devam edilecek' diye bir konu artık masada değil. Hele hele Hamburg’daki seçim Birlik açısından felaketle sonuçlanacak olursa."

Münchner Merkur Hristiyan Birlik partilerinin krizden çıkamaması halinde Almanya'da yeni kitle partilerinin AfD ve Yeşiller olacağı öngörüsünde bulunuyor:

"Genel başkanlığı Merkel'in önüne attığında Kramp-Karrenbauer’in zaten zayıf olan otoritesi tamamen sönmüş oldu. Başbakan adaylığını ‘önden' başlatma ve bunu yaza kadar sürdürme planı, bir ölü doğum oldu. Şimdi sırada en küçük parti birimlerine kadar yayılacak bir gerilla savaşı var, tabi eğer iki kanadın önderleri Armin Laschet ve Friedrich Merz aralarında bir anlaşmaya varmazlarsa. Markus Söder merkez seçmeni yeniden toplayan bir uzlaşı adayı olabilir. Ancak bu isim üzerinde anlaşmak CDU’nun her iki güçlü adamının egolarına aşılamaz bir ket vurabilir. Hayır, bu takvim işlemez. Eğer Hristiyan Birlik partileri bunu izleyecek olursa Almanya yazın Yeşiller ve AfD olmak üzere iki yeni kitle partisiyle karşı karşıya kalabilir."