Hamburg’daki eyalet parlamentosu seçimlerinden Sosyal Demokrat Parti (SPD) birinci parti çıkarken Yeşiller de oyunu iki katına çıkararak büyük zafer elde etti. Badische Zeitung seçimde AfD’nin oy kaybının seçimin en güzel mesajı olduğunu vurguluyor:

"Hamburg'daki bu seçim sonrası insan adeta eski günlere geri dönüldüğü hissine kapılıyor. Yüzde 40’ın biraz altında bir sonuç alan, kendinden emin ve hükümet ortağı Yeşiller’in yararına bazı dayanılır kayıplarla yönetmeye devam edebilen bir SPD var. İktidardan düşürülen ya da oy kaybeden değil vatandaşlar tarafından yaptığı iyi işler nedeniyle ödüllendirilen ve toplamda oyunu artıran bir koalisyon var. Oy kaybeden ve parlamentoya girip giremeyeceğinden endişe eden bir AfD var. Almanya’da bir eyalet seçimi sonrasında bu kadar az öfkeye ve bu kadar büyük bir memnuniyete rastlamak son zamanlarda oldukça ender. Ya AfD? Popülistlerin ve aşırı sağın sürekli talep görmesi bir doğa yasası değil. Geri püskürtülebilirler. Bu seçimin en güzel mesajı da bu."

Die Welt seçimden başarıyla çıkan SPD’nin Hamburg’da parti merkezinden farklı bir çizgi izlediğine dikkat çekiyo"Hamburg’da eyalet parlamentosu seçimlerine vatandaşlık seçimleri deniyor ve vatandaşlık vatandaşın nerede olduğunu ortaya koydu: Ortada, yani aklın, sorumluluğun ve güvenilirliğin olduğu yerde. Demokrasi yoluyla seçilen ancak demokrasiyi hiçe sayan bir parti olan AfD eyalette bitmek üzere. Hanau'daki cinayetler de bu partinin ne olduğunu bir kez daha açık bir biçimde ortaya koydu: Kışkırtmanın, ırkçılığın ve popülist düşünce mirasının içine batmış bir cemiyet. SPD ise öte yandan hâlâ seçim kazanabiliyor. Hem de toplumsallaştırma, kamulaştırma, zenginlerin kötülenmesi gibi sosyalist saçmalıklarla bunu yapabiliyor. Tam da (Hamburg’daki parti teşkilatı) eş genel başkanlar Saskia Esken ve Norbert Walter-Borjans’ın partiyi getirmek istediği yerin tam karşısında konumlanmasına karşın bunu başarıyor."

Koblenz kentinde yayımlanan Südkurier gazetesinin seçimlere ilişkin yorumu ise şöyle:

"Hamburg sadece küçük bir eyalet ama bu yıl seçimlerin yapıldığı da tek eyalet. Tüm cumhuriyetin gözü de bu yoklamanın üstünde. SPD sevinmeye devam edebilir, Yeşiller ilerliyor, AfD de bir kez olsun kayıp yaşamış oldu ve CDU hüzünlü bir tablo ortaya koyuyor. Hamburg’dan çıkartılacak dersler ise bütüne öyle kolayca taşınamaz. AfD zaten bölgede hiçbir zaman büyük bir talep görmedi ve CDU’nun anketlerdeki görünümü de kötüydü. Oylama FDP taraftarlarının Thüringen eyaletindeki fiyaskoya kızdığını gösteriyor. Hanau'dan sonra tepki için AfD'ye verilen oyların da azalacağından ümit edilebilir. Bunun dışında şurası kesin: CDU kadro ve içerik sorunlarını daha fazla çözümlenmemiş halde bırakamaz. Hamburg’daki seçimin de onun açısından da iyi bir sonucu var. Sağla mı yoksa solla mı işbirliği yapılması gerektiği gibi bir soruyla meşgul olmak zorunda değiller. Hükümetin nasıl kurulacağı konusunda daha tali bir rol oynuyorlar."

Mannheimer Morgen Hamburg'daki seçimde merkezi değil yerel konuların daha fazla rol oynadığını ifade ediyor:

"Hamburglular kendilerine ilişkin bir oylama yaptılar. Limanın genişletilmesi, metro bileti fiyatı gibi yerel konular üzerinden oy kullandılar. Partilerin merkezlerindeki kaos ise oy tercihini güçlendirdi. Ulusal aktörlerin önünde ancak devlet politikasına dair bir yükümlülük duruyor: Demokrasi bugünlerde ciddi anlamda zorluk yaşıyor ve buna bir son verilmesi şart. Thüringen’de, CDU yönetiminde, SPD’de ve başsız hareket eden FDP’de sorunların hızla çözülmesi şart. Tüm bunlara siyasetçilerin hızla müdahale etmesi gerek. Hamburg’daki seçim bu bakımdan bir şablon ortaya koymuyor."