En büyük başarısı, amatör şubelerde F.Bahçe'ye katkıları olan Aziz Yıldırım 'Betondan da futboldan da anlarım' demese, futbolda sadece yönetici olarak kalsa, bugün hapse girmeyi bekleyen değil heykeli dikilen kişi olurdu  Voleybolda F.Bahçe

En büyük başarısı, amatör şubelerde F.Bahçe'ye katkıları olan Aziz Yıldırım 'Betondan da futboldan da anlarım' demese, futbolda sadece yönetici olarak kalsa, bugün hapse girmeyi bekleyen değil heykeli dikilen kişi olurdu

 Voleybolda F.Bahçe hem kadınlarda hem de erkeklerde Avrupa şampiyonu oldu bu hafta...
Haftanın en güzel gününü Fenerbahçe yaşadı. Aynı gün öğleden sonra erkeklerde, akşam da kadınlarda. Erkeklerde Challenge Kupası'nı, kadınlarda CEV Kupası'nı kazandı. Bunlar aslında kupa ikiler. Şampiyonlar Ligi'nin altındaki kupalar, UEFA Kupası gibi. Ama bir Türk takımının hem erkeklerde hem kadınlarda bu başarıya ulaşması çok güzel bir şey. Fenerbahçe, amatör dediğimiz şubelere gerçekten çok önem veriyor. Bana sorarsanız Aziz Yıldırım'ın en büyük başarısıdır bu amatör şubelerdeki Fenerbahçe'ye olan katkıları.
O sayededir ki G.Saray da, Beşiktaş da futbolun dışında bu spor dallarına yönelmek zorunda hissettiler kendilerini. Fenerbahçe'nin çok gerilerinde kalmayı yediremedikleri için. Keşke bu futbol işlerine bu kadar burnunu sokmasa 'Betondan anladığım gibi futboldan da anlarım' demese ve futbolda sadece yönetici olarak kalsaydı bugün hapse girmeyi bekleyen değil heykeli dikilen bir Aziz Yıldırım olurdu. 

 Fenerbahçe futbolda da rakipleriyle 27. hafta itibarıyla tarihin en büyük farkını yakaladı.
Bu Fenerbahçe'nin başarısı değil. Fenerbahçe anormal bir puan mı aldı? Fenerbahçe'nin tarihinde çok daha iyileri var.'Galatasaray' diye bir takım var mı ortada? 'Beşiktaş' diye bir takım var mı? 'Trabzonspor' diye bir takım var mı bu sene? Bir metre atlarsam, sen bir buçuk metre atlar; beni yarım metre geçersin. Ama ben 2 metre 40 santim atlarsam, sen 2.43'le dünya rekoru kırdığın zaman beni 3 santim geçersin. Farkı yaratan; rakip... Haftanın en güzel gününü Fenerbahçe yaşadı. Hem erkek hem kadın voleybolunda... 

TÜRKİYE; MENAJERLERİN EN SEVDİĞİ ÜLKE
 F.Bahçe, G.Saray'ın 2-2 berabere kaldığı Bursaspor'u 3-0 mağlup etti. İki maç arasındaki skor farkını neye bağlıyorsunuz? 

Matematiksel fark şu; Fenerbahçe 2-0 olduğunda 3-0 yapıyor, Galatasaray, 2-0 olduğunda 2-2 yapıyor! Fenerbahçe-Bursa maçı ilginç bir maçtı. Diyelim ki; akşam saat 9'da sinemaya gideceksin, maçın ilk 10 dakikasına baktın, evden çıktın. Film bitti, 'Bursa maçı kaç kaç bitti' diye sordun; '3-0' dediler ve 'Normal sonuç. Hatta 4-5 bile olabilirdi' dedin. Oysa maç hiç öyle değil. İlk 10 dakikada Fenerbahçe, 'Fark yapar' dedirtecek kadar Bursa'yı perişan etti. Daha doğrusu, Bursa kendisini perişan etti. Ben bu kadar kötü bir savunma hayatımda görmedim. Fenerbahçe'nin santrayı geçtiği her top gol pozisyonu ile bitiyordu. Fenerbahçe de atamıyordu. Öylesine atamadılar ki Bursalılar bıktılar, 'Siz bir şey yapamayacaksınız. Bari biz size yaptıralım' dediler ve Fenerbahçe'nin golünü zorla attırdılar. Buna rağmen Fenerbahçearkasını getiremedi. O en baştaki hızı kesildi, Bursa savunması, paçavra halinden kurtuldu, biraz toparlandı. İlk yarı hiç beklenmedik şekilde 1-0 sona erdi. İkinci yarı oyunun, şekli şemali tamamen değişti. Bursa arka arkaya pozisyonlara girmeye başladı, 'Her an beraberlik golü gelebilir' derken Fenerbahçe, yine beklenmedik bir gol attı. Sow'un hareketleri gerçekten güzeldi ama orada da 'Civelli' diye bir de stoper var. O pozisyonda ters vuruşu, bu kadar rahat yaptıran adam; nasıl stoper olabiliyor, Arjantinler'den buraya nasıl getiriliyor! Tabii Galatasaray, Burdisso gibi bir stoper getiriyorsa... Bu ülkede, ne yazık ki transferleri, yönetimler değil, hocalar ile işleri gayet iyi yürüten menajerler yürütüyor. Türkiye, menajerlerin en sevdiği ülke... Hiçbir yere satamayacakları adamları, nasıl oluyorsa Türkiye'deki kulüplere satıyorlar! İlk 10 dakikada F.Bahçe, 'Fark yapar' dedirtecek kadar Bursa'yı perişan etti.

Dünya tenisinde durgunluk var
 Miami Masters tek erkekler finalinde Novak Djokovic, Rafael Nadal'ı 2-0 yenerek bu turnuvadaki 4. şampiyonluğa ulaştı...
Tenis çok tatsızlaştı. İyi tenisçi çıkmıyor. Hala Nadallar, Federerler, Djokoviclerin arasında dönüyor turnuvalar. Hala Serena Williams kazanıyor. Dünya tenisi tam bir durgunluk halinde. Tüfek icat oldu mertlik bozuldu, aynen tenis de o. Arka çizginin gerisinde top bekleyip karşıya çevirerek rakibin hata yapmasını bekleyerek oyun hem seyir zevkini kaybetti tenis hem de üstün yeteneklerin çıkmasına gerek yok artık. İyi çeviren kazandığı için iyi çevirmek için de çok büyük bir şeye ihtiyaç yok. Yani atak oynayarak tenis kazanmak üstün yetenek gerektiren, sürat gerektiren, hız gerektiren, supleks gerektiren bir şey. Arkadan vur Allah vur, vur Allah vur... 38 vuruş oluyor, ben 'Bu ne rezillik' diyorum, maçı anlatan arkadaş 'Muhteşem bir ralli' diyor. Yani o zaman maç başlamadan evvelki ısınmaları seyretsin. Orada 60-70-80 vuruşlar yapılıyor karşılıklı. Ne ralliler oluyor.

Hakemler Kadıköy'de bir başka yönetiyor
 Dünya Kupası'nda düdük çalmaya hazırlanan Cüneyt Çakır'ı F.Bahçe-Bursa maçında nasıl buldunuz?
Saracoğlu Stadı'nda hakemler başka oluyor. Bunu, Cüneyt Çakır'la ilgili bin defa söyledim, bin defa daha söylerim. Aynı hareketi Bursalı yaptığı zaman faul ve kart; daha sertini on defa yapan Alves'e faul bile çalmıyor. Niye, Fener forması giyiyor! Değiştir; Alves'e Bursa forması ver, 20. dakikada Cüneyt kırmızı kartla atar. F.Bahçe lehine hatası yok ama Fenerbahçe aleyhine kararların yüzde 50'sini Cüneyt Çakır görmüyor ya da öyle yorumluyor. Bursa maçında da bu gerçek değişmedi. Gözlemciden yine 8.5, 9 almıştır.