Türk işçilerin Almanya'ya göçü 1961 yılında yapılan göçmen işçi alımı anlaşmasıyla başladı. Misafir işçi olarak ülkeye giden ilk Türk işçiler, ülkedeki 60. yıllarını geride bırakıyor.

Alman hükümetinin geçtiğimiz yıl açıkladığı son verilere göre ülkede kendisi ya da anne-babasından biri Türkiye'de doğmuş 2 milyon 800 bin kişi yaşıyor. Bu kişilerin yaklaşık 1,2 milyonunun seçime katılma hakkı olduğu tahmin ediliyor. 

Dolayısıyla Almanya'daki seçimler, Türkiye ile ilişkiler konusunda belirleyici olacağı gibi, Almanya'da yaşayan Türklerin siyasetteki temsiliyeti ve yaşam koşulları gibi beklentiler açısından da kritik önemde.

Türkiye kökenlilerin ağırlıklı olarak Sosyal Demokrat Parti (SPD) lehine oy kullandığı bilinse de, hem Almanya'daki güncel politik gelişmeler hem de kuşaklar arasındaki farklılıklar oy tercihlerini etkileyebiliyor.

Genç kuşağın tercihleri nasıl değişti?

Türklerin Alman siyasetinde hangi partiyi desteklediğine yönelik çok fazla araştırma bulunmuyor. En kapsamlı veri, 2017 yılına ait.

Duisburg-Essen Üniversitesi ile Köln Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yürüttüğü çalışmaya göre, 2017'deki Almanya genel seçimlerinde Türkiye kökenli seçmenlerin yüzde 35'i Sosyal Demokrat Parti'ye (SPD) oy verdi. SPD'yi yüzde 20 ile Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ittifakından oluşan Hristiyan Birlik izledi.

"İkinci kuşak" olarak anılan kuşakta ise SPD oyları yüzde 40'a çıkıyor. Hristiyan Birlik ise yüzde 14'e düşüyor. Yani 40'lı yaşların üstündeki Türklerde SPD eğilimi belirgin durumda.

Brandenburg Tor

KAYNAK, GETTY IMAGES

İlk kuşağın torunları olan daha genç seçmenler ise ilk iki kuşaktan farklı motivasyonlara sahip olabiliyor.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan gazeteci Nalan Sipar, seçimlerde kuşaklar arasındaki farklılıkların nedenini şöyle açıklıyor:

"Sosyal demokratlar, tarihleri boyunca 'işçi partisi' olarak görüldüğü için, ilk kuşaklar işçi olarak sempati besliyordu. 'Biz de işçiyiz, o halde SPD'ye oy veririz' deniyordu. Daha genç nesil ise Almanca bilen, daha çok beyaz yakalı işlerde de çalışmaya başlayan bir nesil. Dolayısıyla genç seçmenler daha fazla araştırarak farklı partilere oy verebiliyor."

Sipar'a göre, Türkler yine ağırlıklı olarak sosyal demokratlara oy veriyor ama diğer partilere, hatta Hristiyan Demokratlara ya da aşırı sağ partilere de Türkiye kökenli göçmenlerden oy çıkabiliyor.

Seçmenlerin oy verirken dikkate aldığı bir kriter, partilerin Türkiye'ye ve Türkiye siyasetine nasıl baktıkları.

Örneğin Sol Parti ve Yeşiller'in Türkiye'deki muhalefet partilerine yönelik olumlu mesajları, Almanya'daki Türklerin sandıktaki tavrına olumlu ya da olumsuz etki edebiliyor. Ya da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mülteciler konusunda Avrupa'ya gönderdiği sinyallerden hoşnut olmayan bazı Türklerin, mülteci karşıtlığı üzerinden aşırı sağcı AfD'ye oy vermesi bile mümkün olabiliyor.

Sipar, Erdoğan'ın, Hristiyan Demokrat Başbakan adayı Armin Laschet'e gönderdiği tebrik mesajını örnek gösteriyor. Laschet Ocak ayında partisinin başına geçtiğinde Erdoğan kendisini arayarak tebrik etmişti. Bu durum, örneğin AKP'ye kendisini yakın hisseden bazı Türkleri CDU'ya oy vermeye teşvik edebiliyor.

Dolayısıyla göçmenlerin sağ partilere oy vermeyeceği ya da aşırı sağ siyasete tamamen kapalı olduğu yönündeki düşünce, her zaman doğruyu yansıtmıyor. Sipar, "Örneğin hiçbir parti seçim programını farklı dile tercüme etmezken aşırı sağcı AfD 11 dile tercüme etmiş. Yani diğer konularda olduğu gibi, diğer partilerin eksiklerini tamamlayarak başarılı olmaya çalışıyor" diyor.

Almanya'da Türkler

KAYNAK, GETTY IMAGES

'Türkler kendi geleceklerini dikkate alarak oy veriyor'

BBC Türkçe'ye konuşan Türk-Alman Üniversitesi'nden Prof. Dr. Murat Erdoğan ise, "Türklerin rahatsız olmasını bekleyeceğiniz AfD gibi partilerin bile kendi içinde Türk üyeleri var" diyor.

Murat Erdoğan, Almanya'daki Türklerin oy verirken, Almanya'nın Türkiye ile ilişkilerinden daha çok, kendi geleceklerini dikkate aldıkları görüşünde. Buna göre, Türkiye'yle ilişkiler, bir partiye oy verip vermemeyi seçerken belirleyici faktörlerden yalnızca biri.

Seçimlere katılımın Türkler arasında yüksek olacağını bekleyen Prof. Dr. Erdoğan, şunları söylüyor:

"Göçmen kitleler genelde kendilerine destek olan partilere daha yakın duruyorlar. Sosyal demokrat politikalar, çalışan kesimleri yakından ilgilendirdiği için de tercihlerde etkili oluyor. Türklerin Sosyal Demokrat Parti'yi, Sol Parti'yi ve Yeşiller'i daha çok tercih edeceğini düşünüyorum. Hristiyan Demokratlar yalnızca yüzde 5-7 arasında oy alabiliyorlar."

Almanya'daki seçimlerle ilgili geçmişte de saha çalışmaları yapan Murat Erdoğan, oy veren kitlenin büyük bölümünün çok genç bir kitle olduğunu söylüyor.

Murat Erdoğan'a göre, birinci ve ikinci kuşak Türkler, Türkiye ile ilişkilere daha çok önem verirken, genç kesimler sandık başındaki tercihlerinde sosyal sorunları daha çok dikkate alıyor.

İş bulma sorunları, eğitimle ilgili sorunlar, çalışma saatleri ve sosyal imkanlar, Almanya'daki genç Türk nüfusu içerisinde sosyal demokratlara ilgiyi artırabiliyor.

En çok Türk aday SPD'de

Türklerin tercihine etki eden bir diğer faktör, hangi partide kaç Türkiye kökenli adayın bulunduğu.

Pazar günü yapılacak seçimlerde halihazırda parlamentoda yer alan ve yeniden Meclis'e girmesi beklenen altı parti ve ittifak bulunuyor. Bunlar SPD, Hristiyan Birlik ittifakı, Yeşiller, Sol Parti, FDP ve aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi. 

Mediendienst Integration kuruluşuna göre, mevcut parlamentoda en çok göçmen kökenli vekili bulunan parti, yüzde 18,8 ile Sol Parti. 

Yeşiller yüzde 14,9, SPD yüzde 9,8 orana sahip. AfD'deki göçmen kökenli vekil oranı yüzde 8,7. CDU ve CSU'da ise yüzde 2,9.

Türklerin geleneksel olarak desteğini kazanan Sosyal Demokrat Parti, 26 Eylül seçimlerinde üst sıralardan en çok Türkiye kökenli milletvekili adayı gösteren parti oldu. 14 Türkiye kökenli SPD'li aday seçimlerde yarışacak. 

Sol Parti'de ise 12 Türkiye kökenli aday listelerde yer aldı.