Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), ABD ve Çin'den yapılan açıklamanın çok kritik bir dönemde değişim için umut ışığı olduğunu ancak daha detaylı tahhütlere ihtiyaç olduğunu vurguladı.

WWF yetkilisi Manuel Pulgar-Vidal, "Dünyanın en çok karbon salımı yapan iki ülkesinin böyle beklenmedik bir anlaşma yapması, karşı karşıya olduğumuz iklim krizinin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor" dedi.

Pulgar-Vidal'a göre dünyada sera gazı emisyonunun yüzde 40'tan fazlasının kaynağı olan bu iki ülke; ciddi olduklarını göstermek için ulusal politikalarını ve planlarını da değiştirmeli.

WWF ayrıca dünyanın en büyük iki ekonomisine da sahip bu iki ülkenin, kamu ve özel sektörlerdaki para akışını düşük karbonlu ekonomiye döndürme güçleri olduğuna da dikkat çekiyor.

Greenpeace: İki ülkenin de daha fazla adım atması şart

Greenpeace yetkilisi Jennifer Morgan da ABD ve Çin'in açıklamasını mutlulukla karşıladıklarını söyledi.

Ancak Morgan, iklim hedeflerine ulaşılması için iki ülkenin de daha fazla adım atmasının şart olduğunu vurguladı:

"Yine de bu açıklama, iklim krizinden en çok etkilenen ülkelerin talepleri arasında yer alan, mevcut politikalar küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefiyle uyumlu hale gelene kadar her ülkenin her yıl hedeflerini büyütmesi talebini yerine getiren bir özelliğe sahip değil."

BM ve AB nasıl yorumladı?

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, ABD ve Çin'in açıklamasının, "doğru yönde atılmış bir adım olduğunu" söyledi.

AB'nin iklim politikalarından sorumlu yetkilisi Frans Timmermans ise ABD ve Çin'in birlikte çalıştığını görmenin cesaret verici olduğunu söyledi:

"Bu anlaşma ABD ve Çin'in, iklim konusunun diğer tüm konuların üzerinde olduğunu kabul ettiklerini gösteriyor. Bu COP26'da güçlü bir anlaşmaya varılmasına yardımcı olacak."

ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Jinping'in önümüzdeki video konferans yöntemiyle bir görüşme yapmaları bekleniyor.

ABD İklim Özel Temsilcisi John Kerry Çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, "Çin ve ABD arasında görüş ayrılığı olan pek çok konu bulunsa da iklim alanında başarıya ulaşmamızın tek yolu iş birliğinden geçiyor" dedi ve ekledi:

"Şu an atılacak her adım çok önemli ve önümüzde uzun bir yol var."

John Kerry

KAYNAK,REUTERS

John Kerry

Çin'in iklim müzakerecisi Şey Şenhua ise iklim konusunda ABD ile Çin arasında fikir ayrılıklarından çok görüş birliği olduğunu söyledi.

Çin'in iklim müzakerecisi Şey Şenhua, ABD'li heyetlerle 30'dan fazla sanal toplantı yaptıklarını söyledi

KAYNAK,REUTERS

Fotoğraf altı yazısı,

Çin'in iklim müzakerecisi Şey Şenhua, ABD'li heyetlerle 30'dan fazla sanal toplantı yaptıklarını söyledi

Öte yandan Çin bu hafta 100'den fazla ülkenin imzaladığı, sera etkisi yaratan gazlardan metanın kısıtlanmasına dair anlaşmayı imzalamadı.

Çin bunun yerine metan sorununu çözmek için ulusal bir plan geliştireceklerini açıkladı.

2px presentational grey line

Analiz: Matt McGrath, BBC Çevre Muhabiri

İki ülkenin ortak açıklamasının başlığı, ne kadar önemli olduğunu gösteriyor: 2020'lerde iklim faaliyetlerini artırmak için ortak bildiri.

Küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlandırılması istenmiyorsa önümüzdeki 9 yılda karbon salımının sınırlandırılması hayati öneme sahip.

Çin ülke içinde kömür kaynaklı karbon salımını kısa vadede kısıtlama konusunda isteksiz davransa da, bu açıklama acilen eyleme geçme ihtiyacını kabullendiklerini gösteriyor.

İş birliğinin kararlaştırdığı alanlar arasında metan salımı, ormanların korunması ve teknoloji transferi de var ve bunlar hem karbon salımının kısıtlanması hem de sembolik açıdan önemli.

İki tarafın vardığı anlaşma, ülkelerin mevcut politikaları ile bilimin daha güvenli bir dünya için gerekli gördüğü politikalar arasında büyük bir uçurum olduğu gerçeğini de kabulleniyor.

Bu uçurumu kapatmak için Glasgow'dan güçlü bir anlaşma çıkması gerekiyor.

ABD ve Çin'in açıklaması, böyle bir anlaşmaya varılması için önemli bir itici güç görevi görüyor.