Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları bugünkü toplantılarında Türkiye'ye yönelik olası yaptırımları ve bunların yasal zeminini tartıştı.

Toplantıya başkanlık eden ve AB'nin en üst düzeyli diplomatı olan AB Dışişleri ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de "Maalesef son zirveden bu yana pek bir ilerleme görmedik" dedi ve ekledi:

"Türkiye'nin doğrultusunda önemli bir değişim görmedik. Aksine bazı açılardan durum kötüleşti".

Toplantının ardından konuşan Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias Türkiye'nin geri adım atmaması durumunda "Türkiye'ye bir yanıt verilmesi konusunda net bir mesaj verildi" ifadelerini kullandı.

Dendias: Türkiye sondaja devam ederken müzakere olmaz

Dendias "Türkiye diyalog isteğini somut olarak göstermeli" dedi ve diyalogun başladıktan sonra devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Dendias, Türkiye'nin sondaj faaliyetlerine devam ettiği sürece resmi müzakerenin imkansız olduğunu söyledi.

Toplantı öncesi konuşan Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas "Son aylarda Türkiye ile bir diyalog kurabilmek için çok çalıştık. Fakat çok fazla provokasyon oldu ve Türkiye'nin Yunanistan ve Kıbrıs ile yaşadığı gerilimler doğrudan görüşmeleri engelledi" dedi.

Maas "Bu yüzden bunun sonuçlarının neler olabileceğini konuşacağız ve görüşümüzü liderler zirvesine ileteceğiz" ifadelerini kullandı.

Bakanların görüşü yaptırım uygulanması yönünde olursa Perşembe günkü AB liderler zirvesinde bu konu tekrar gündeme gelecek ve nihai kararı AB liderleri alacak.

Liderler Ekim ayındaki zirvede Türkiye'den, Doğu Akdeniz'deki tartışmalı sularda sondaj faaliyetlerine son vermesini talep etmiş, aksi takdirde bunun sonuçları olacağı uyarısında bulunmuştu.

Oruç Reis'e tepki

Zirve öncesinde Oruç Reis'i bakım için limana çeken Türkiye, zirvenin ardından bakımın tamamlandığını açıklayarak sondaj faaliyetlerine tekrar başlamıştı.

Konuyla ilgili Reuters'a konuşan AB yetkilileri Libya, Suriye ve Rusya hakkındaki fikir ayrılıkları ile Türkiye'deki otoriter yönetimin AB'nin Türkiye'ye karşı tutumunu daha sert bir hale getirdiğini söyledi.

Üst düzey bir AB yöneticisi "Durumun Ekim ayından daha iyi olduğunu iddia eden tek bir AB yöneticisi bile tanımıyorum" dedi ve ekledi:

"Liderler artık gerekeni yapmalı. Bu konudaki taleplerimiz henüz yerine getirilmedi."

AB Türkiye'nin araştırma kaptığı sularda Kıbrıs ve Yunanistan'ın da hak iddia etmesi nedeniyle bu aramaların sonlandırılmasını ve konu hakkında müzakere yürütülmesini talep ediyor.

Yunanistan ise Türkiye'nin devam eden sondaj faaliyetleri nedeniyle bunun imkansız olduğunu söylüyor.

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, geçen hafta Türkiye'ye yaptığı çağrıda Türkiye'nin geri adım atıp ardından bundan vazgeçtiği "kedi-fare" oyunlarına son vermesi gerektiğini söylemişti.

Anahtar AB Konseyi Dönem Başkanı Almanya'nın elinde

Türkiye'ye yönelik yaptırımların anahtarı ise AB Konseyi'ne altı aylığına başkanlık yapan Almanya'nın elinde.

Almanya Ekim ayındaki yaptırım çağrılarının ardından yaptırım yerine arabuluculuk yapılmasına yönelik politika izlemişti.

Reuters'a konuşan diplomatik bir kaynak "Oruç Reis'i Ekim zirvesinden hemen sonra tekrar göreve başlatmak Türkiye ve Yunanistan için ciddi mesai harcayan üye ülkeler tarafından hoş karşılanmadı" dedi ve ekledi:

"Almanya'nın sabrının bile bir sınırı vardır."

Reuters'a göre Fransa ve AB Parlamentosu da gaz tartışmasını iç siyaset için kullandığını düşündükleri Türkiye'ye yönelik yaptırım içi bastırıyor.

Reuters'a konuşan bir diğer AB diplomatı ise "Yaptırımlar masada ama bu otomatik bir süreç değil" diyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'nin uzattığı eli havada bırakmayın

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise bugün konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Avrupa Birliği, içine düştüğü stratejik körlükten bir an önce kurtulmalı, Rum Kesimi ve Yunanistan tarafından Doğu Akdeniz'de bir 'koçbaşı' gibi kullanılmasına müsaade etmemelidir" dedi.

Erdoğan, "Doğu Akdeniz'e kıyıdaş tüm bölge ülkelerinin ve Kıbrıs Türklerinin de yer alacağı bir konferans düzenlenmesi önerimiz halen masada duruyor. Muhataplarımızdan, Türkiye'nin uzattığı bu eli havada bırakmamalarını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

Kasım ayında yaptığı bir açıklamada "Kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz" demiş ve yaptırımların tartışılmasının kendilerini üzdüğünü söylemişti.