Fars Haber Ajansı, Devrim Muhafızları'nın açıklamasını yayımladı:

"İslam'ın gururlu komutanı Kasım Süleymani, Cuma sabahı Amerikan helikopterlerinin yaptığı bir saldırıda öldürüldü. Ebu Mehdi el Mühendis de helikopter saldırısında bir aracın içinde öldürüldü."

Pentagon'dan yapılan açıklamada ise şu ifadeler yer aldı: 

"ABD ordusu, Başkan'ın yönlendirmesiyle, yurt dışındaki ABD personelini korumak için, ABD'nin terör örgütü kabul ettiği İran Devrim Muhafızları - Kudüs Gücü'nün lideri Kasım Süleymani'yi öldürerek kararlı bir savunma eylemi gerçekleştirdi.

"Süleymani aktif olarak Amerikan diplomatlarına ve hem Irak hem de bölgenin geri kalanındaki Amerikalı görevlilere saldırma planları hazırlıyordu. General Süleymani ve emrindeki Kudüs Gücü, yüzlerce Amerikalının ve koalisyon üyesinin öldürülmesinden ve binlercesinin yaralanmasından sorumluydu."

Hamaney: Ellerini Süleymani'nin kanına bulayanları çok sert bir intikam bekliyor

İran'ın dini lideri Ali Hamaney, devlet televizyonunda yayımlanan açıklamasında, Süleymani'nin "cennete gittiğini, suçluları çok sert bir intikamın beklediğini" söyledi. Hamaney, İran'da üç günlük yas ilan etti:

"Süleymani'nin öldürülmesi, ülkede İsrail ve ABD karşıtı direniş motivasyonunu iki katına çıkaracaktır. Süleymani'nin artık olmaması çok acı ama mücadelemiz zafer kazanana kadar devam edecek. Suçluların hayatı acı bir hâl alacak. Şehitlik, bunca yıllık bitmek bilmeyen çabalarının bir ödülü oldu. Ancak dün geceki olayda aptal ellerini onun ve diğer şehitlerin kanına bulayan suçluları çok sert bir intikam bekliyor."

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin danışmanı Hüsameddin Ashena, "Trump, bu kumar oyunuyla Amerika'yı bölgedeki en tehlikeli konuma soktu. Kırmızı çizgileri aşanlar karşılık görmeye de hazırlıklı olmalı" dedi.

İran, ülkede ABD ile iletişimi de sağlayan İsviçreli büyükelçiyi Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı, büyükelçiye "Amerika rejimi devlet destekli terör olayının sonuçlarından sorumludur" mesajı iletildi. 

ABD Başkanı Donald Trump, haberlerin ardından Twitter hesabından sadece Amerikan bayrağının olduğu bir paylaşım yaptı.

@realDonaldTrump tarafından yapılan Twitter paylaşımı:

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "ABD'nin, IŞİD, El Nusra ve El Kaide'yle savaşta en etkili güç olan General Süleymani'yi hedef alan ve suikast düzenleyen uluslararası terörizm eylemi, son derece tehlikeli ve aptalca bir gerilim tırmanışı. ABD bu haydutça maceraperestliğin tüm sonuçlarından sorumludur" ifadelerini kullandı.

@JZarif tarafından yapılan Twitter paylaşımı: The US' act of international terrorism, targeting & assassinating General Soleimani—THE most effective force fighting Daesh (ISIS), Al Nusrah, Al Qaeda et al—is extremely dangerous & a foolish escalation.The US bears responsibility for all consequences of its rogue adventurism.

Irak Devlet Televizyonu'na göre Zarif, bir açıklama da yaparak, "Süleymani'nin ölümünün bölgedeki direnci kuvvetlendireceğini" söyledi.

ABD'nin Bağdat'taki havalimanında Haşd-i Şabi güçlerine ait bir konvoyu hedef aldığı saldırısında Kasım Süleymani ve Mehdi el Mühendis'in öldürüldüğünü ilk olarak Irak devlet televizyonu duyurmuştu.

Iraklı Haşd-i Şabi milislerinin sözcüsü Ahmed el Assadi, Süleymani ve Mühendis'in ölümünden "Amerikalılar ve İsraillilerin sorumlu olduğunu" söyledi.

Bağdat'taki havalimanına, Irak polisine göre dört roket atarak düzenlenen saldırının ardından Irak'taki milis güçleri, ilk olarak "Iraklı milislerin üst düzey yetkililerinden 5 kişi ve iki de çok önemli misafirimiz hayatını kaybetti" açıklaması yapmıştı.

Kargo terminali yakınlarındaki İran destekli silahlı güçlere bağlı Iraklıları taşıyan konvoya düzenlenen saldırıda iki araç yandı ve en az 11 kişi hayatını kaybetti.

Bağdat Havalimanı, geçici bir süre için kapatıldı.

ABD, Bağdat Büyükelçiliği saldırısından İran'ı sorumlu tutmuştu

Irak'taki İran destekli milis güç Haşd-i Şabi'nin doğrudan Kasım Süleymani komutasında hareket ettiği biliniyor.

Haşd-i Şabi içindeki en etkili birliklerden Hizbullah Tugayları, Aralık ayı sonunda Amerikan ordusunun Irak'ta kullandığı üslere yönelik saldırı düzenlemiş; bir Amerikalı müteahhit hayatını kaybetmişti.

Bu saldırılara misilleme olarak ABD de, Hizbullah Tugayları'nın Suriye ve Irak'taki üslerine yönelik hava saldırısı düzenlemiş; en az 25 savaşçı ölmüştü.

Hizbullah Tugayları Komutanı Ebu Mehdi El Mühendis, Irak'taki ABD güçlerine yanıtlarının çok sert olacağı uyarısında bulunmuştu. İran da ABD saldırılarını "terörizmin açık örneği" olarak nitelendirmişti.

Ardından ABD'nin Bağdat'taki Büyükelçiliği önünde, milis güçlerin önclüğünde protesto gösterileri başladı ve büyükelçilik binası ateşe verildi. ABD, bölgeye koruma için 750 asker göndereceğini duyurdu.

Büyükelçiliğin önünde, ABD bayraklarının yakıldığı protestolar sırasında ABD Başkanı Donald Trump bir tweet atarak "İran bizim binalarımızda kaybedilen hayatlar ve verilen zarardan sorumlu tutulacak. ÇOK BÜYÜK bir bedel ödeyecekler. Bu bir uyarı değil, bu bir tehdit." demişti.

Gerilim nasıl tırmandı?

İran ile 5+1 olarak bilinen (BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya) ülkeler arasında 2015'te imzalanan anlaşma kapsamında uranyum enjekte edilen santrfüjler boşaltılmıştı.

Kapsamlı Ortak Eylem Planı adlı bu anlaşma ile uluslararası ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında, İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlandırılması konusunda anlaşmaya varılmıştı.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump, Mayıs 2018'de, bu anlaşmadan çekildiklerini açıklamış ve İran'a yeniden yaptırım uygulamaya başlamıştı.

Trump yönetiminin anlaşmadan çekilmesinden sonra başlayan gerilim, son aylarda tırmandı.

İlk olarak 12 Mayıs'ta BAE'nin Fuceyre emirliğinde dört tankerde patlamalar meydana geldi. Tankerlerin ikisi Suudi Arabistan, birisi Norveç, birisi de BAE bandıralıydı. ABD, patlamalardan İran'ı sorumlu tuttu ancak İran bu iddiaları reddetti.

Olayı üzerinden yaklaşık bir ay geçtikten sonra Tahran, nükleer anlaşmada tarafların üzerinde mutabık kaldığı 300 kilogramlık zenginleştirilmiş uranyum limitini 27 Haziran 2019'da aşacağını duyurdu.

Henüz bu tarih gelmeden Umman Denizi'nde bir Japon ve bir İsveç petrol tankerinde patlama meydana geldi. ABD, ellerindeki uydu görüntülerine dayanarak patlamaların Devrim Muhafızları saldırısı sonrası meydana geldiğini duyurdu.

İran bu iddiaları da reddetti.

Petrol tankerlerindeki patlamaların ardından ABD, bölgeye takviye 1000 asker göndereceğini açıkladı.

20 Haziran'da ise İran Devrim Muhafızları, İran hava sahasına girdiğini iddia ettiği bir Amerikan insansız hava aracını düşürdüğünü duyurdu. İran'ın düşürdüğü insansız hava aracı, bir yolcu uçağı büyüklüğündeydi.

ABD, buna yanıt olarak İran'a, dini lider Ali Hamaney'i de kapsayan yeni yaptırımları devreye soktu. 

Yaptırımlar açıklanırken Trump, hava aracının düşürülmesine misilleme olarak İran'daki 3 ayrı hedefi vurmayı planladıklarını, "ancak saldırıda 150 kişinin ölecek olması nedeniyle" bu plandan vazgeçtiğini söylemişti.

İran'la savaş çıkmasını istemediğini söyleyen Trump ancak fakat olası bir savaşta İran'ın "yok olmayla karşı karşıya kalacağını" söyledi.

14 Eylül'de, Suudi Arabistan'daki üç büyük petrol tesisine yönelik saldırılar düzenlendi, ülkenin petrol üretimi yarı yarıya düştü. Hem Riyad hem Washington, bu saldırılardan İran'ı sorumlu tuttu.

Tahran ise saldırılarda sorumluluğu olmadığını ve kendisine yönelecek askeri bir saldırıya derhal ciddi misilleme yapacaklarını duyurdu.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Suudi petrol tesislerini Yemen'deki Husilerin bir uyarı olarak hedef aldıklarını söyledi.

İran destekli Husiler, Suudi Arabistan destekli Yemen ordusuna karşı savaşıyor.