Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Perşembe günkü AB Zirvesi gündeminde yer alan Türkiye'ye yönelik olası yaptırımlara ilişkin konuştu.

Samimi bir diyalog sürecini arzu ettiğini belirten Miçotakis, "Türkiye kendisinden başka herkesin haksız olduğunu görmekten vazgeçmeli" diye konuştu.

İki ülke arasındaki kıtasahanlıkların belirlenmesinden kaynaklı anlaşmazlıklar için yapılacak görüşmelerin sonuç vermemesi durumunda da taraflara Uluslararası Lahey Adalet Divanı'na başvurmasını önerdiğini söyleyen Miçotakis, mahkeme kararına ne olursa olsun saygı duyacağını ifade etti.

Miçotakis buna örnek olarak Yunanistan'ın gerek İtalya gerekse Mısır ile Münhasır Ekonomi Bölgeleri (MEB) belirlediğini ve Arnavutluk ile arasındaki MEB belirlenmesinde bir anlaşmaya varılmadığı için tarafların Lahey'e başvurmayı kabul ettiğini gösterdi.

Geçtiğimiz Ağustos ayında Türk ve Yunan donanmalarının Doğu Akdenizde karşı karşıya gelmesiyle iki ülke ilişkilerinde gerginlik yaşandığını belirten Miçotakis "hiçbir durumda ülkelerin savaş eşiğine gelmediğini" sözlerine ekledi.

Yunan Alpha TV kanalına özel mülakat veren Miçotakis, Oruç Reis gemisinin limana çekilmesine yönelik bir soruyu "Türkiye ile diyalog masasına oturmamız için ilk önce Türkiye'nin iyi niyetinde süreklilik ve tutarlılık olduğunu görmemiz için zamana ihtiyacımız olacak" şeklinde yanıtladı.

Önümüzdeki Perşembe günü toplanacak olan AB zirvesinde Türkiye'ye yönelik yaptırım kararı alınıp alınmayacağı koınusunda yorum yapmak istemeyen Miçotakis "AB'nin Ekim zirvesinde Türkiye'ye iki seçenek tanındı. Seçeneklerden ilki Türkiye'nin bölgedeki faaliyetlerini durdurması idi. İkincisi de faalyetlerini durdurmazsa bunun sonuçlarına katlanacağını öngörüyordu. Türkiye maalesef ikinci seçeneği tercih etti" görüşünü savundu.

Miçotakis ayrıca "AB'nin Ekim zirvesinde Türkiye'ye Aralık ayına kadar zaman tanıdığını ve tutumunda değişiklik olmazsa -ki olmadı- Türkiye'ye bir dizi yaptırımlar uygulanması için bir zaman çizelgesi belirledi" şeklinde konuştu.

Miçotakis son olarak "Türkiye her zaman her konuda kendisini haklı; geri kalan herkesin haksız olduğunu görmekten vazgeçmeli ve AB ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmeli" dedi.