Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’de baş gösteren ve onlarca ülkeyi etkisi altında alan koronavirüs salgını, küresel ticarete dair endişelerin artmasına neden oluyor. Başta ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri olmak üzere, dünya ticaretine yön veren ülkeler, Çin ile ticareti azaltıyor.

Çin ile yaklaşık 22 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunan Türkiye'de de salgın tehdidi, kırılgan olan ekonomi üzerindeki etkisini artırıyor. Ancak Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle, koronavirüs tehlikesi ekonomide hem 'tehdit' hem de 'fırsat' yaratmış durumda.

Bir yandan İran ve Irak sınırının kapatılması ile yaklaşık 17 milyar dolarlık ticaret tehlikeye girerken, diğer yandan AB’nin bazı ürünlerde Çin’den yaptığı ithalatı Türkiye’ye kaydırması Türk şirketlerinin üretim ve ihracat performansını olumlu etkiliyor.

İran ve Irak ile ticaret tehlikede

İran ve Irak ile sınırlarını kapatılması sonrasında yakın coğrafyadaki ticaretin devam etmesi için alternatif yollar aranıyor. Ticaret Bakanlığı’nın ihracatçı şirketler ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) ile hazırladığı çözüm paketine göre, iki ülkeyle sınırı geçmeden mal teslimatı yapılmasını sağlayacak bir 'tampon bölge' kurulması gündemde.

Bu konuda ülkeler arasında görüşmeler sürerken, şu an için tampon bölgenin nerede kurulacağı henüz belirsiz. 'Tampon bölge' planı dışında, İran üzerinden yapılan transit taşımaların da Gürcistan sınırındaki Sarp, Türkgözü ve Aktaş sınır kapılarına yönlendirilmesi planlanıyor. 

Gürcistan'da önceki gün ilk koronavirüs vakasının tespit edilmesi sonrasında sınır kapılarında güvenlik artırılırken, önümüzdeki dönemde bu ülkeyle de sınırların kapatılması gündeme gelebilir. Türkiye 2019 yılında İran ve Irak’a toplam 560 bin TIR seferi gerçekleştirmişti. İran üzerinden yapılan transit seferlerin sayısı ise 36 bin olmuştu.

İthalata bağımlı sektörler sıkıntıda

Öte yandan Çin’den mal tedariğinin zorlaşması, Türkiye’de otomotiv ve elektronik ürünlerin yedek parçaları konusunda sıkıntılar yaşanmasına neden oluyor. Ayrıca Çin’den gelecek hammaddeye bağımlı olan sektörler açısından da soru işaretleri artıyor.

İstanbul Kimyevi Ürünler İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz, Çin’den ithalat akışının zayıflamasının iç piyasada fiyatları artırdığını söylüyor. Başta kimya sektörü olmak üzere Çin’den hammadde ve yarı mamül ithal eden sektörlerin zorlanmaya başladığını da kaydeden Akyüz, koronavirüs tehdidinin uzun sürmesi halinde pek çok sektörün üretimde zorlanacağını belirtiyor.

2019’da 1,9 milyar dolarlık ihracatın yapıldığı mermer ve doğaltaş sektörü de Çin'deki önlemlerden olumsuz etkilenen alanlardan biri. Sektörün en önemli pazarı olan Çin’e yaptığı ihracat koronavirüs sonrası yüzde 52 düşmüş durumda.

Fuar iptalleri gündemde

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de iş dünyası açısından büyük önem taşıyan dev fuarların iptali ya da ertelenmesi de gündemde. Türkiye’nin İstanbul ve Ankara’dan sonra üçüncü büyük kenti olan İzmir’de, kent ekonomisine yılda 100 milyon dolarlık katkı sağlayan, sektöründe dünyanın en büyük 3 fuarından biri olan İzmir Marble Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, salgın nedeniyle ertelenme tehlikesi ile karşı karşıya.

1-4 Nisan 2020 tarihlerinde 27. kez düzenlenmesi planlanan fuarın ertelenmesi ya da ertelenmesi ile ilgili karar, Sağlık Bakanlığı ile görüşmeler sonrasında 15 Mart’a kadar verilecek. Konuya ilişkin bir açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Önemli bir dönemden geçiyoruz. Bunun doğal taş sektörüne, İzmir ve Türkiye ekonomisi ile Marble İzmir’e etkilerinin neler olabileceğini birlikte müzakere edelim istiyoruz. Bizim için şu anda değerlendirme vakti sürüyor" açıklaması yaptı.

AB’ye ihracatta fırsat olarak görülüyor

Koronavirüs nedeniyle ABD ve AB ile Çin arasındaki ticaretin sekteye uğraması, Türkiye’deki bazı sektörleri ise olumlu etkiliyor. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin Çin’den mal akışını azaltması, toplam ihracatının yüzde 50’sini AB ülkelerine yapan Türkiyeli ihracatçılar açısından fırsat olarak görülüyor.

2019’da ihracatta 180 milyar doları aşan Türkiye, 2020’nin ilk iki ayında da ihracat artışını sürdürdü. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, ihracat Şubat ayında yüzde 2,3 artışla 14,7 milyar dolar oldu. Son 12 aylık ihracat ise 182,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. TİM  Başkanı İsmail Gülle, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) verilerine göre, Türkiye’nin zorlu bir küresel ve bölgesel gündeme rağmen ihracatını artırabilen birkaç ülkeden biri olduğunu söylüyor. Gülle, "Virüs şimdiden, küresel ekonomide ve ticarette yavaşlamaya ve tedarik zincirinde bozulmalara yol açmış durumda. Ülkemiz ihracatının en az hasarla bu süreci atlatması için de her türlü tedbiri alıyoruz" diye konuşuyor.

"Yüzde 25 kapasite artışı olacak"

Çin’in bazı ürün gruplarında küresel anlamda ezici bir üstünlüğü bulunuyor. Özellikle tekstil ve hazır giyim alanında yüzde 80 ile yüzde 90 arasında değişen oranlarda Çin mallarının hakimiyeti var. Bu ürün gruplarında Çin’den ithalatın yavaşlaması, AB pazarına çok yakın olan Türkiye’nin ihracatını olumlu etkileyecek.

2019’u 13,5 milyar dolarlık ihracatla kapattıktan sonra 2020 için 15,5 milyar dolar hedefi koyduklarını kaydeden Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Başkanı Hayri Uğur, koronavirüs nedeniyle AB ülkelerinin Çin’den aldığı hazır giyim ürünleri konusunda Türkiye’ye bir yöneliş olduğuna işaret ediyor. Uğur, "Çin siparişleri son dönemde bize yönelmeye başladı. Şu anda bölgemizdeki hazır giyim ihracatçıları, ilk dört ay için yüzde 25’lik kapasite artışı planlıyor" diye konuşuyor. 

Enflasyondaki artış devam ediyor

Ekonomide bir yandan koronavirüs ve Suriye’deki çatışmalar gündemi belirlerken, diğer yandan Türkiye ekonomisine ilişkin yapısal sorunlar da sürüyor. Özellikle toplumun en büyük şikayet konusu olan yüksek enflasyon, sokakta kendini hissettirmeye devam ediyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak liderliğindeki ekonomi yönetimi, 2020 için yüzde 8,5, 2021 için ise yüzde 6’lık enflasyon hedefi koymuştu. Ancak Ocak ayından sonra Şubat ayında da enflasyon yükselişini sürdürdü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Salı günü açıklanan verilere göre, tüketici enflasyonu Şubat ayında yüzde 035 arttı.

Böylelikle yıllık enflasyon yüzde 12,37’ye çıkmış oldu. Özellikle hem Merkez Bankası hem de ekonominin diğer oyuncuları açısından belirleyici gösterge olan 'çekirdek enflasyon' ise, Şubat ayında aylık olarak yüzde 0,18 düşse de yıllık bazda yüzde 9.97’ye yükselerek çift haneye yaklaştı. Enflasyondaki bu artış, 19 Mart’ta gerçekleştirilecek Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından yeni bir faiz indirimi yapılacağı beklentisini de artırmış oldu.