AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Banerji, Moody’s’in, Türkiye'nin kredi notunu ve görünümünü (Baa3/negatif) aralık ayında teyit ettiğini hatırlatarak, "Ekonominin gücü, büyüklüğü ve çeşitliliğini teyit, kararımızın temel dayanaklarını oluşturuyor. Gerçek şu ki Türkiye'nin ekonomik büyüme görünümü gelişen büyük ekonomilere kıyasla halen güçlü" ifadelerini kullandı.

Banerji, Türkiye'nin mali pozisyonunun, "yatırım yapılabilir" notun korunmasında önemli rol oynadığına işaret ederek, "Türkiye'nin mali ölçütleri diğer gelişen ekonomilere kıyasla halen ayrışıyor. Mali ölçütler ihtiyatlı ve güçlü. Borcun milli gelire oranı istikrarlı durumda" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin ekonomik büyümesine ilişkin öngörülerini de aktaran Banerji, "Bu yıl için temel beklentimiz büyümenin yüzde 3,4 olması yönünde. Asgari ücretteki artış bu yılki büyüme beklentilerimizin nedenlerinden biri. 2017’de ise büyümenin yüzde 3,2 olmasını bekliyoruz" diye konuştu.

 

- Türkiye - Brezilya kıyaslaması


Banerji, Türkiye'nin yatırım yapılabilir notunu nasıl koruyabildiğini anlatmak için Brezilya örneğini vererek, "Yakın zamanda Brezilya'nın reytingini iki basamak birden indirerek 'Baa3'ten 'Ba2' seviyesine çektik. Bunu daha çok Türkiye'den büyük oranda farklı olan mali sebeplerle yaptık. Türkiye'nin borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) oranı istikrarlı bir şekilde yaklaşık yüzde 34 seviyesinde. Öte yandan Brezilya'nın, geçen yıl yüzde 66'ya ulaşan kamu borcunun giderek artması bekleniyor. Bu durum, şu an 'yatırım yapılabilir' seviyenin altındaki Brezilya ile kıyaslandığında Türkiye'nin nasıl bir pozisyonu olduğuna dair bir fikir veriyor" bilgilerini paylaştı.

Türkiye ve Brezilya'nın ekonomik büyüme performansı açısından da ayrıştığını vurgulayan Banerji, "Brezilya’nın ekonomik büyümesi Türkiye kadar güçlü değil. Türkiye ile aynı kategoriyi paylaşan diğer bir gelişen piyasa ise Hindistan. Türkiye'den daha hızlı büyüme gösteriyor ama onun da farklı mali zorlukları var" dedi.


- "Cari açık da yıl sonunda yüzde 4'e gerileyecek"


Banerji, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde ise bir kısım risklerle karşı karşıya kalabileceğine dikkati çekerek, "Küresel jeopolitik riskler devam ediyor. Bu risklerin yayılması ve güvenlik meseleleri turizm, tüketim ve güven kanalları üzerinde etki gösterebilir. Bu ekonomik büyümeye ayak bağı olabilir" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin kredi notu görünümünün halen "negatif" değerlendirildiğini anımsatan Banerji, şunları kaydetti:

"Büyük cari açık pozisyonu Türkiye'nin kredi profili için zayıf noktalarından birisi olmaya devam ediyor. Enerji ve emtia fiyatlarının oluşturduğu ortam nedeniyle bir miktar dengelenme görülse de Türkiye'nin cari açığı diğer gelişen ülkelere kıyasla halen büyük. Bu durum, ekonomiyi gelişen ülkelere dair algı değişimlerine karşı daha hassas hale getiriyor.

Cari açık oranı 2013 yılındaki yüzde 7,9 ile zirve seviyesinden 2015 yılında yüzde 4,5 seviyesine gerileyerek dengelendi. Cari açık cephesinde temel olarak petrol fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanan dikkate değer bir yeniden dengelenme görüldü. Fakat halen cari finansman oynaklığını ve hassasiyetini koruyor."

Banerji, cari açık oranının bu yıl ve gelecek yıl yaklaşık yüzde 4 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiğini anlattı.

- "Enflasyonda yukarı yönlü baskılar var"

Türkiye'de enflasyonun birçok nedenle hedefin üzerinde seyrettiğinin altını çizen Banerji, "Para biriminin dolar karşısında değer kaybı yaşaması, gıda fiyatları ve asgari ücret artışı gibi faktörler etki ediyor. Sonuç olarak enflasyon üzerinde daha çok yukarı yönlü baskılar var. Enflasyonun bu yıl ve gelecek yıl yaklaşık yüzde 8 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Önümüzdeki en az 12 ay boyunca para biriminin dolar karşısındaki zayıflığı koruyacağını düşünüyoruz" öngörülerini de paylaştı.