Gerçekler “rutubet” gibidir. Önüne duvar çeksen de sızar. Vicdanlara erişir. Sızlatır. .............................. Dün Meclis’te “4 bakan hakkındaki yolsuzluk/rüşvet fezlekesinin” okunması önüne duvarlar örüldü. “Soruşturmanın g

Gerçekler “rutubet” gibidir.
Önüne duvar çeksen de sızar.
Vicdanlara erişir.
Sızlatır.
..............................
Dün Meclis’te “4 bakan hakkındaki yolsuzluk/rüşvet fezlekesinin” okunması önüne duvarlar örüldü.
“Soruşturmanın gizliliği” gerekçesi harç yapılıp örüldü duvarlar.
Gerçi usul hükümleri bu duvarın temeli ama şöyle düşünceler de dikkate alınmalı.
-  “Soruşturmanın gizliliği” esastır ama fezleke dosyaları 3 haftaya yakın süredir Meclis Başkanlığıve Başkanlığa bağlı bürokratlar tarafından okundu, incelendi.
-  İktidar “hiçbir şey gizlenmiyor, Meclis’te bir soruşturma komisyonu kurulsun, orada dosyalar incelenerek Meclis’e getirilsin” dedi.
Peki...
“Soruşturma Komisyonu’nun” kurulması için lehte ya da aleyhte oy kullanacak olan milletvekilleri neye göre “evet” ya da “hayır” diyecekti?
İçeriğini bilmedikleri toplamı 11 dosya olan başsavcılık fezlekelerine neye göre oy verebilirlerdi?
Yazı tura mı atacaklardı?
Elbette fezlekeler okunduğu takdirde bir görüş sahibi olabilir, ona göre vicdanları doğrultusunda “soruşturma komisyonu kurulsun” veya “kurulmasın” diye oy kullanabilirlerdi.
İktidar partisinin ve haklarında fezleke yazılmış bulunan 4 eski bakanın “soruşturma komisyonu kurulsun” istekleri -şeklen- olumludur fakat yeterli değil.
Nasıl ki...
Mahkeme önünde sanığın “suçu ben işledim” itirafı bile tek başına geçerli değilse ve “hakimin hükmü” için bunun kanıtlarla tamamlanması gerekiyorsa, 4 bakanın “hakkımızda soruşturma komisyonu kurulsun” istekleri de tek başına yeterli olamaz.
Fezlekelerin içeriğiyle birlikte Meclis’te okunmaları ve milletvekillerinin tartışmaları sonrasında “soruşturma komisyonu kurulması” için önerge imzalanabilirdi. Sonrasında yine “soruşturma komisyonu kurulması” ya da “kurulmaması” oya sunulabilirdi.
-  İktidar sözcüsü Nurettin Canikli “4 bakan için fezlekelerde yer alanlar gizli değil. Her şey yazıldı, apaçık biliniyor” dedi kürsüde.
Yani...
“Fezlekelerin içeriklerinin okunmasına gerek yok, gizli saklı bir şey kalmadı” demek istiyordu.
O halde “soruşturmanın gizliliği” diye bir gerekçe de böylece geçerliğini kaybetmiş olmuyor muydu?
Yoksa...
“Meclis televizyonu yayınlarıyla bu yazılanların milyonlarca kişiye ekranlardan ulaşmasını önlemek” miydi amaç?
Görüşmeleri NTV ekranında Hürriyet yazarı Şükrü Küçükşahin bunu “iktidar görüşmeleri uzatarak saat 19’a varmaya çalışıyor. Çünkü Meclis televizyonu saat 19’da tatile giriyor” diye yorumladı.
-  CHP belki “oldu bittiyle” fezlekelerden birinin içeriğini kürsüden okuyacak bir sözcü kürsüye gönderse de başkan AK Partili Başkan Sadık Yakut önündeki düğmeye basar sesi keserdi.
Ayrıca Meclis TV dışındaki özel kanallar da bunu veremezlerdi.
-  17 Aralık’ta baskın yapılan 3 bakan çocuğu tutuklanmışlar ve birkaç hafta sonra serbest bırakılmışlardır.
Gerekçe...
“Delillerin tamamının toplandığı, karartılma ihtimalinin kalmadığı ve sanıkların adresleri sabit olduğu için serbest bırakıldıkları...”
Peki...
“Delillerin tamamı toplanmışsa, karartılma ihtimali kalmamışsa” fezleke içeriklerinin “gizli kalma” gerekçesi neydi?
..............................
Acaba...
Amaç...
“Dosyaları kamuoyuyla paylaşmadan komisyona havale etmek, seçim sonrasına ötelemek mi?” Bilemem.
Ancak bu soru işareti toplum vicdanına çengel atacak.