Twitter için iktidarın söylemi şöyle: “Tweetlerde kişisel haklar çiğneniyorsa, hakaret ediliyor, özel hayat teşhir ediliyorsa, başbakana, bakanlara da hakaret ediliyorsa buna suskun mu kalınmalı?” Elbette “hayır...” Fakat, sadece h

Twitter için iktidarın söylemi şöyle:
“Tweetlerde kişisel haklar çiğneniyorsa, hakaret ediliyor, özel hayat teşhir ediliyorsa, başbakana, bakanlara da hakaret ediliyorsa buna suskun mu kalınmalı?”
Elbette “hayır...”
Fakat, sadece hakları çiğneyen, hakaret eden, özel hayat teşhir eden suçludur.
Bütünüyle 10-100 milyonlarca twitter kullananın tamamı bu dünyanın en büyük iletişim hakkından mahrum edilemez.
İktidar soruyor?
“O suçları işleyen nasıl takip edilecek?”
Cevabı “hukuk yollarındadır. Mahkemeye başvurulur. Karar alınır.”
İktidar “mahkeme karar alıyor ama twitter yönetimi bunu tanımıyor. Bu memlekette iş yapacak fakat bu memleketin hukukunu tanımayacak. Olur mu böyle şey? Amerika’da, Fransa’da, Almanya’da mahkeme kararlarını kabul ediyor da, Türkiye yargısının kararlarını nasıl ve hangi hakla dikkate bile almıyor?”
İlk bakışta “doğru...”
Ancak...
Biraz daha derinde ayrıntılar var.
O zaman ölçütler değişmekte.
Şöyle ki:
Türkiye’deki “hakaret” kavramıyla evrensel hukukun “hakaret” tanımı genelde farklı.
Örneğin...
Amerika’da, Fransa’da, Almanya’da, bizdeki bazı tweetlerin içeriğini oluşturan liderlere, politikacılara, başbakana, bakana kullanılan ifadeler hakaret sayılmıyor.
Söz gelişi Türkiye’de Başbakan’a veya Cumhurbaşkanı’na “hakaret” gibi algılanan bir tweet Amerika’da Obama, Almanya’da Merkel, Fransa’da Hollande için atılsa “silinme” veya “yargı” konusu olmaz.
Ahmet İnsel bir örnek verdi.
Amerika’da Obama için gezi yapacağı eyaletten biri “o maymunu buraya geldiğinde öldüreceğim” diye tweet atmış.
Adam hakkında polis ve yargı harekete geçmiş.
ABD Başkanı’na “maymun” dediği için değil “öldürme tehdidi” gerekçesiyle...
Yani...
ABD Başkanı’na -ırkçı ve nefret söylemlerine elbette karşıyım ama- “maymun” diye tweet atmak ABD yasalarına göre suç değil.
Malezya veya bir Afrika ülkesinin başkanı için “maymun” tweeti atıldı diye o ülkelerin mahkemeleri “mahkumiyet” kararı verse de o tweetin silinmesini istediği takdirde twitter yönetiminden geri çevrilir.
“Twitter bizim ülkemizde faaliyet gösteriyor, yasalarımıza uymalı” fikir yürütmesinin evrensel geçerliliği her alanda söz konusu değil.
İktidarın “twitter’ın Fransa’da, Almanya’da büroları var, burada da açmalı” görüşü haklıdır.
“Bir başkası adına hesap açıp tweet yollayan” kişi nedeniyle zor durumda kalan şahıs tabiidir ki bunun silinmesini isteyebilir fakat nereye başvuracak? Mahkeme kararı aldı diyelim nereye ibraz edecek?
En azından twitter’ın Türkiye’de temsil edildiği avukatları olmalı -varsa- bunların adları ve adresleri açıklanmalıdır.
Çare “twitter’ı, facebook’u, İnstagram’ı, olmadı bütünüyle interneti kapatmak, dünyadan soyutlanmak” olamaz.
Kaldı ki...
Türkiye büyük ölçüde “e-devlet...”
İnterneti kapattığımızda devletin tüm kayıtları, işlemleri durur.
Banka havalelerinden ihracata, ithalata kadar ekonomi felç geçirir.
Kaddafi “interneti durdurmaya” kalkışmış.
Bir bakmış devlet paralize...
Ekonomi taş kesilmiş.
Bunun üzerine sabah 9’dan akşam 5’e mesai saatlerinde internet çalışıyormuş, sonra kesiliyormuş.
Olacak şey mi?
Tek parti döneminde “takrir-i sükun” uygulaması sürerken -yanılmıyorsam- sivri zekalı bir basın yayın genel müdürü gazetelere sansür yetmemiş gibi “yabancı radyolara da yayın yasağı” genelgesi yayınlamıştı.
2014 Türkiye’sinde bunları hâlâ konuşuyor olmamız gerekir.