İstanbul’un kalbi sayılabilecek bir noktayı, Beşiktaş’ı hedef alan ve kendini –Kürdistan Özgürlük Şahinleri- adlandıran TAK örgütünü PKK’nın bir kolu olduğu bilgisine devletin tüm kurum ve kuruluşları sahip. Emniyet birimleri bu örgütün özellikle büyükşehirlerde izini sürüyor. Çünkü TAK, son bir yıldır Türkiye’yi saran terör sarmalında "en dikkat çeken örgüt” olarak görülüyor.


Şubat ayında Ankara-Çankaya’da askeri servis aracının geçişi sırasında düzenlediği bombalı saldırıyla 30 kişinin ölümüne neden olan TAK, geçen Mart ayında yine Ankara’da şehrin merkezindeki Kızılay’da bomba yüklü araçla düzenlediği saldırıda 38 kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Emniyet güçleri özellikle bu saldırıların ardından tüm büyükşehirlerde güvenlik alarmı vermiş, şehirlerin tüm giriş-çıkışları tutulmuştu.

Bir yandan IŞİD tehdidine karşı Suriye sınırı bölgesinde Fırat Kalkanı harekatını sürdürülürken, PKK ve TAK tehdidine karşı da ne gibi önlemler alınacağı Ankara’nın öncelikli gündem maddesi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Yarından tezi yok, öncelikli iş intikam almaktır” şeklindeki açıklaması hükümetin bundan sonra daha sert önlemler alacağını işaret etti.  

 “İki akıl yarışıyor”

DW Türkçe’ye Türkiye’nin son bir yılda terörle mücadelede geldiği noktayı değerlendiren terör uzmanı Nihat Ali Özcan, “TAK’ın eylemleri PKK’yla ilgili konulardan bağımsız değil. PKK ve TAK birbirine paralel olarak ilerliyor. Ancak TAK saldırıları daha zorlu. PKK 40 yıldır faal ve bu süreçte TAK’ı da kurup, piyasaya sürecek kadar fikir geliştirmiş bir örgüt” diyor.

 "TAK, klasik bir yer altı örgütü gibi. PKK’nın da tüm teknik, stratejik altyapısından yararlanabilir. Bu yüzden polisin TAK’a erişimi daha zor oluyor” diyen Özcan, Beşiktaş saldırısının da TAK’ın eylemleriyle Türkiye’ye temel bir mesaj verdiğini gösterdiğini söylüyor.

Türkei Explosion in Istanbul (Reuters/M. Sezer)

Özcan, “PKK, gidip de dağda bayırda asker-polis öldürse ciddiye alınmayacağını biliyor. Oysa şehir saldırılarında TAK’ı kullanıyor ve sivilleri hedef alıyor. 40 yıldır bir örgüt olarak devlet olma iddiasındaki PKK, sivilleri öldüremeyeceğini, eğer yaparsa uluslar arası meşruiyet ve desteğini kaybedeceğini bildiğinden işini TAK’a gördürüyor. Hem toplumu hem de siyaseti alarmize ediyor. Karşısında da Türkiye devleti var. İki akıl yarışıyor” değerlendirmesi yapıyor.

Özcan’a göre bugünkü iç ve bölgesel dengeler, dinamikler sürdükçe PKK ve TAK saldırıları da artacak.

“Başkanlık seçimine giden süreçte bu saldırıların daha da yoğunlaşacağını görüyoruz ne yazık ki” diyen Özcan, “Türk devletinin de hem içeride PKK’ya karşı sertleştiğini, Suriye ve çevresindeki operasyonlarını da genişlettiğini görüyoruz. Demek ki karşılıklı restleşmeler, sertleşmeler sürecek” öngörüsünde bulunuyor. “Örgüt geri adım atmaz” öngörüsünü de sözlerine ekleyen Özcan, “Devletin de başkanlık siyasetinden vazgeçmeyeceği ortada. Bir yola girildi ve bu yol karşılıklı sert adımları beraberinde getirecek” diyor.

“Saldırılar tırmanacak”

Gazi Üniversitesi’nden Terör ve Siyaset Uzmanı Prof. Mehmet Akif Okur da “terör saldırılarının artacağı” öngörüsü noktasında Nihat Ali Özcan’a katılıyor. Okur, DW’nin “Saldırılar neden artacak?” sorusuna “PKK, özellikle Ortadoğu’da elde ettiği kazanımlarını kalıcı hale getirmek istiyor. Kazanımları da, Suriye’nin kuzeyinde elde ettiği kantonlar” diyor.

PKK’nın bu kazanımları karşısında Türkiye’yi en büyük engel gördüğünü belirten Okur "PKK, Fırat Kalkanı harekatından da rahatsız oldu. Suriye’nin kuzeyinde otonom bölge etmeye çalışıyordu ki; Türkiye, PKK’nın işine taş koymaya başladı” diyor. PKK’nın uluslararası destek için de sürekli çalıştığını, özellikle ABD’nin PYD’ye desteğini sürdürülebilir kılmak istediğini vurgulayan Okur’a göre PKK’nın Türkiye’nin kabul edebileceği yeni bir pazarlık masası oluşturmak gibi bir hedefi var. Okur, “İşte bu yüzden de büyükşehirlerdeki dehşetini TAK aracılığıyla artırıyor, tırmandırıyor” tespitinde bulunuyor.

Terör saldırılarının neden engellenemediği noktasında çok sorular sorulduğunu ancak bu noktasında herkesin bilmesi gerekenin “PKK’nın tüm imkanlarıyla saldırıya geçtiği” olduğunu vurgulayan Okur, her saldırının ayrı ayrı ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor.  Okur, hükümetin ‘çok sert’ eylemlerle terör saldırılarına karşılık vereceğinie ve önümüzdeki günlerde gerilimin daha da tırmanacağına dikkat çekiyor.