Komisyonun raporu hakkında bir basın toplantısı düzenleyen Çelik'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

- AB raporunda objektif dille yazılmış, hakkaniyete dayalı, olumlu ajanda içeren gelecek perspektifi sunan bir eleştiri görmüyoruz. 

- Dün Fransa Cumhurbaşkanı bir konuşma yaptı. Konuşmada daha çok Avrupa vurgusu vardı… Biz tabii ki Balkan ülkelerine genişleme perspektifi verilmesine destek veriyoruz. 
- Rapor yakınlaşmayı teşvik etmekten uzaktır. Fasıllar ülkenin kriterleri hayata geçirmesine bağlı olmalı. Fasılların açılmaması demek 18 Mart anlaşmasına bağlı kalmamak demektir.
- Komisyona bir mektup yazmayı düşünüyorum. Fiili durumun altını çizmek başka bir şeydir, açılmayacak diye taahhütte bulunmaları ayrı bir şeydir. Türkiye'nin aday ülke olma perspektifi bir kenara bırakılıp komşuluk perspektifi kabul edilemez.
- Türkiye'nin aday olma konusu bir tarafa bırakılamaz. Adil ve ilkeli bir yaklaşım yok. Türkiye'yi evrensel değerlerden uzaklaşmakla itham ediyor. - AB değerlerinden uzaklaşma sözü siyasi bir yaklaşımdır.
- Kıbrıs konusunda ise ilkesizlik devam ediyor. Koskoca AB, Güney Kıbrıs'ın esiri olmuş durumdadır. Mahalle dayanışması dediğim, AB'nin kendi değerleriyle çelişen bir tutumdur. 

- Kuşkusuz bu rapor da, diğer raporlar da doğası gereği eleştireldir. Biz bu eleştirileri fırsat kabul ediyoruz. Beraber çalışmaya odaklı bir eleştiri belgesi hazırlanmışsa, birileri bizim için çalışmış, belli noktaları tespit etmiş deriz, ancak burada geleceğe dair olumlu bir eleştiri görmüyoruz. 'Biz her şeyi mükemmel yapıyoruz' demiyoruz. Kimse mükemmel değil. 

- Göç konusunda Türkiye'nin yaptıklarını olağanüstü olarak değerlendiriyorlar. Türkiye göçmenlere ev sahipliği yaparak Avrupa'nın onurunu kurtarmıştır. Türkiye bunu yaparak Avrupa demokrasilerini de kurtarmıştır.

- Terör propagandası varsa, teröre destek varsa demokrasi yoktur. PKK'nın terör örgütü olduğunun altının çizilmesini olumlu buluyoruz, ancak yaptırımda bulunulmamasını olumlu bulmuyoruz. PKK saldırılarına karşı dayanışma görmüyoruz. AB, FETÖ tehdidini anlamaktan uzak.  FETÖ'den masum bir Gülen hareketi diye bahsedilmesiyle tam olarak anlaşıldığını görmüyoruz, kınıyoruz. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu terör tehdidini anlamaktan uzaklar. 

- Avrupa Birliği, siyasi ve insani açıdan doğru yerde durmuyor. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu terör tehdidini anlamıyorlar. Zeytin Dalı Harekatı'yla ilgili gerçeklerle uyuşmayan yorumlar var.

Çelik, gazetecilerin sorularına da şu yanıtları verdi:

(OHAL kalkmalı mı?) FETÖ tehdidi devam ediyor. TSK komutanlarından bir tanesinin yakın koruması kripto çıktı. Hükümetin değerlendirmesi OHAL'e ihtiyaç olduğudur. Hukuksuz bir iş yapmıyoruz. AİHS'in verdiği hakkı kullanıyoruz. 

AB raporunda neler var? 

AB'nin yürütme organı Avrupa Komisyonu'nun 2018 Türkiye raporu dün açıklandı. Türkiye'ye yönelik eleştirilerin yer alan raporda özellikle hukuk devleti ilkelerinin uygulanmasında gerileme olduğu ve Türkiye'nin AB yolundan uzaklaştığı tespiti yer alıyor. 

Raporun siyasi kriterler bölümünde öncelikli olarak 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) uygulaması ve bu uygulama kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelere (KHK) değiniliyor. OHAL kapsamında alınan önlemlerin “orantısız” olduğu belirtilip “parlamentonun yasama işlevinin kısıtlanmış” ve “muhalif grupların barışçıl toplantılarının yasaklanabilmesi için idarenin yetkilerinin artırılmış” olması örnek gösteriliyor.

Venedik Komisyonu’nun OHAL uygulamasının Avrupa standartlarıyla uyumlu olmadığını gösteren belgelerin hatırlatılatıldığı raporda OHAL uygulamasına “en kısa sürede son verilmesi” isteniyor.

'FETÖ terör örgütü' açıklaması yok

Bu hafta bazı medya organlarında AB Komisyonu’nun FETÖ’yü terör örgütü olarak tanımlayacağına yönelik iddialar yer almıştı.

AB Komisyonu, terör örgütü olarak ilan etmek bir yana ‘FETÖ’ ifadesini bile kullanmamayı tercih etti. Bir örgütün terör listesine girebilmesi için tüm AB ülkelerinin onayı gerekiyor.

Raporda eleştirilen bir diğer nokta ise, Nisan 2017 anayasa değişikliği referandumunda kabul edilen kimi reformlar. Bu çerçevede, anayasa değişikliğiyle kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı davranıldığına dair Venedik Komisyonu tarafından hazırlanan görüş anımsatılıyor.

“Güneydoğu’daki durum”

Taslak raporda Güneydoğu’daki durum bir önceki raporda olduğu gibi, “ülkenin karşı karşıya olduğu en vahim sorunlardan biri” olarak tanımlanıyor. PKK’nın AB terör örgütleri listesinde yer aldığı hatırlatılıyor. Türkiye’nin kendisini terörist şiddete karşı koruma hakkı olduğu, ancak alınan önlemlerin orantılı olması gerektiği belirtiliyor.

Terörizmle ilgili yasal mevzuatın, Türkiye’nin terörle mücadele kapasitesini azaltmadan AİHS ve AİHM içtihatları temelinde gözden geçirilmesi isteniyor.

Devlet başkanının yetkilerinin "aşırı” arttığı ve yerel demokrasinin “erozyona uğradığı” mesajları veriliyor. Avrupa Konseyi kriterleri temelinde bu değişikliklerin gözden geçirilmesi isteniyor.