Anayasa Mahkemesi'nin gün içinde verdiği kararın ardından, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi TSİ 00:15 sularında Dündar ve Gül'ün tahliyesine karar vermişti.

Dündar ve Gül, 92 gün tutukluluğun ardından TSİ 3:15 sularında tahliye edildi.
Gazetecileri Silivri Cezaevi çıkışında kalabalık bir grup karşıladı.

Dündar ve Gül, Suriye'deki iç savaşa silah taşıdıkları öne sürülen MİT tırlarına ilişkin haberleri nedeniyle 'casusluk iddiasıyla' tutuklanmışlardı.
Dündar ve Gül'ün avukatları 6 Aralık 2015 tarihinde AYM'ye bireysel başvuruda bulunmuş ve "tutuklama kararıyla; kişi güvenliği ve özgürlüğü, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü haklarının ihlal edildiği" öne sürülmüştü.

Dündar'dan ilk açıklama: Cumhurbaşkanı'na doğum günü armağanı vermek istedik
Can Dündar, Silivri Cazaevi önünde yaptığı açıklamasına 26 Şubat'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın doğum günü olduğunu hatırlatarak başladı ve "Galiba bizi bekletenlerin niyeti günün 25'inden 26'sına dönmesiydi. Biz evlilik yıl dönümümüzde girmiştik. Tahliye olarak kendisine doğum günü armağanı vermek istedik" dedi.
Anayasa Mahkemesi'ne kararından ötürü teşekkür eden Dündar "Çok tarihi bir karar olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'de ifade özgürlüğünün önü bu kararla açılmıştır. AYM Saray'a tabi olmayan bir basının önünü açacak tarihi bir karar verdi" dedi.

Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar Silivri Cezaevi önünde tahliyeyi beklerken
Gazetecilerin basın özgürlüğü adına ölüm bedeli ödediklerini hatırlatan Dündar, "Bizim tutukluluğumuz bunların yanında bir hiç" dedi.

Dündar açıklamasına şöyle devam etti:
"İçeri girerken bir tek şey diliyordum; bizi buraya tıkan öfke kin nefret bizi zehirlemesin. Kin duymuyoruz ama mücadele etmeye çok kararlıyız. Daha yüksek sesle kendimizi savunmaya devam edeceğiz. Bu bir basın özgürlüğü davası, biz çıktık ama 30'a yakın meslektaşımız içeride. Arkamda gördüğünüz toplama kampı müze olana kadar basın özgürlüğü adına mücadele etmeye devam edeceğiz."

Erdem Gül de Anayasa Mahkemesi'ne teşekkür etti ve "Biz çıktık ama bu, tutuklu gazeteciler meselesinin bittiği anlamına gelmez. Bundan sonra da basına yönelik baskılara karşı her türlü birlikteliğin sürmesi gerekiyor" dedi.

MİT tırları olarak bilinen olaya ilişkin soruşturma kapsamında 26 Kasım'da ifade vermek için gittikleri mahkeme tarafından tutuklanan Can Dündar ve Erdem Gül Silivri Cezaevine gönderilmişti.

Dündar ve Gül, MİT tırları ile ilgili yayınladıkları haberler ve görüntüler nedeniyle, savcılığın ifadesiyle "Fethullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması ile aynı amaç birliği içinde hareket etmekle" suçlanıyor.
İki gazetecinin yargılanacağı davada, davacıları ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı.
Can Dündar ve Erdem Gül aynı zamanda "casusluk" suçlaması ile yargılanıyor.
İki gazeteci hakkında yurt dışına çıkış yasağı bulunuyor.
Erdoğan'dan 'Bırakmam onu' çıkışı
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölüm Başkanlığı 17 Şubat'ta Dündar ve Gül'ün bireysel başvuru dosyasını Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'na sevk edilmesine karar vermişti.
Geçen yıl 31 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT tırları haberlerini yayımlayan Can Dündar ve gazete için 'bedelini ağır ödeyecekler' demişti.
Erdoğan, "MİT'e yönelik atılan o iftiralar bir ajan bir casusluk faaliyetidir ve bu gazete de bunların arasına girmiştir. Avukatlarıma talimatı verdim hemen davayı açtım (...) Bu haberi yapan kişinin bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu" demişti.

Davutoğlu: Tutuksuz yargılanmaları daha doğru olurdu
Başbakan Ahmet Davutoğlu ise, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasıyla ilgili Kasım ayında yaptığı açıklamada, "Hukuki bir süreçtir, hükümetimizin müdahil olduğu bir konu değil. Bu tür durumlarda tutuklama istisnai bir durumudr. Tutuksuz yargılanmaları daha doğru olabilirdi" diye konuştu.
Ağırlaştırılmış müebbet cezası istenen Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki iddianameye Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve çok sayıda sivil toplum kuruluşuyla uluslararası örgütlerden de tepki geldi.

Kronoloji:
29 Mayıs 2015 günü Dündar ve Gül'ün tutuklanmasına gerekçe gösterilen haber "İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar" başlığıyla yayımlandı.
29 Mayıs 2015'te haberin yayınlandığı gün iki gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı.
31 Mayıs 2015 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katıldığı bir canlı yayında, "Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmiştir. Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek" dedi.
2 Haziran 2015'te Erdoğan, Can Dündar ve Cumhuriyet gazetesi hakkında suç duyurusunda bulundu.
26 Kasım 2015'te Dündar ve Gül ifade vermek için gittikleri mahkemede tutuklandı.
5 Şubat 2016'da gazeteciler hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi.
26 Mart 2016'da davanın ilk duruşması görülecek.