Türkiye'nin ev sahipliğindeki Suriye konulu dörtlü zirveye, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura da katıldı.

Zirvede, Soçi mutabakatının ardından İdlib'deki durum başta olmak üzere, sahadaki genel gelişmeler ve siyasi çözüm süreci ele alındı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:

Sayın Devlet Başkanı Putin, Cumhurbaşkanı Macron, Şansölye Merkel ve BM Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi, değerli basın mensupları sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla selamlıyorum. Bu önemli toplantıda dostlarımızı İstanbul'da ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. Davetimize icabet eden sayın Merkel, Sayın Putin ve sayın Macron'a teşekkür ediyorum.

Toplantımızın ve aldığımız kararların Suriyeli kardeşlerim için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ana önceliklerimiz sahada tam olarak ateşkesin sağlanması ve hakim kılınması ile akan kanın bir an önce durdurulması hedefimiz var. Ayrıca Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda siyasi çözüme ulaşılmasını ve istikrarın sağlanması noktasında neler yapılabilir? Bunları etraflıca ele alma fırsatı bulduk.

Kalıcı çözüm için verimli istişareler gerçekleştirildi

Maalesef çok uzun bir dönem Suriye krizinden kaynaklanan sıkıntıların yükünü, Suriyeli siviller ile komşu ülkeler çekmek zorunda kalmıştır. Bir çok ülke krizin vehametini krizin etkileri kendi sınırlarına ulaşınca idrak edebilmiştir. Artık bu kayıtsızlığa bir son verilmesi gerekiyor. İnsiyatif alınmadığı takdirde trajedi daha da kötüye gidecektir.

Suriye ihtilafının küresel bir sorun haline dönüşmesinin en önemli sebebi, uluslararası toplumun meseleyi yeterince sahiplenmemesidir.

Bugün Fransa ve Almanya'nın katılımıyla Astana'da yakalanan sinerjiyi daha ileriye taşıyabileceğimizi gördük. Bu olumlu işbirliğine ne kadar çok paydaş ülke katkı sağlayabilirse kalıcı bir çözüme de o denli hızlı ulaşabileceğimize inanıyorum. Bugün verimli istişareler gerçekleştirdik.

Kalıcı çözüm yolunun Suriye halkının öncülüğünde, BM gözetiminde yürütülen müzakerelerden geçtiğini vurguladık. İdlib konusunda Putin ile imzaladığımız muhtıranın imzalanmasında sağlanan ilerlemeyi teyit ettik.

Anayasa Komitesi'nin kuruluş sürecinin en kısa sürede, yıl sonu itibariyle tamamlanması çağrısında bulunduk.

Terörle mücadele

Suriye kaynaklı terör tehdidi toplantımızda ele aldığımız bir diğer önemli konuydu. Bu hususta gerek 4 ülke arasında, gerekse uluslararası toplum düzeyinde işbirliğinin artırılması konusunda mutabık kaldık. Bugüne kadar DEAŞ ve PYD tarafından gerçekleştirilen saldırılarda yüzlerce vatandaşımız yaralanmakla kalmadı, şehitler de verdik. Her iki terör örgütünü de kaynağında bertaraf etmek amacıyla Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarını gerçekleştirdik. 7500'lü DEAŞ'lı ve PYD'li teröristi etkisiz hale getirereki 4 bin km'lik alanı terörden arındırarak önemli bir başarıya imza attık.

Fırat'ın batısında olduğu gibi doğusunda da milli güvenliğimize yönelik tehditleri kaynağında bertaraf etmeyi sürdüreceğiz. Sahada emrivakileri asla kabul etmeyeceğiz.

Suriye halkına insani yardımın sürdürülmesi konusunda mutabık kaldık. Bugün Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşlerini de ele aldık. Gönüllülük esasına göre, güvenlik içinde, BM ile eşgüdüm halinde yürütülmesi hususunda fikir birliğine vardık.

Adil yük paylaşımı hususunda AB'nin verdiği taahhütlerin yerine getirilmesini beklediğimizi de hatırlatmak isterim. Diğer ülkelerden de desteklerini artırma çağrısında bulunuyorum. 

Sahile vuran masum çocuk bedenleri, 7,5 yıldır yaşanan acıların en acı sembolleridir. Herkesin bu trajediyi sonlandırması için mücadele etmesi gerekiyor. Zirve katılımcıları olarak gerek sahadaki durumun iyileştirilmesine, gerek siyasi süreçte ilerleme sağlanmasına yönelik çabalarımızı artıracağımıza inanıyorum. 

Türkiye olarak mücadelemizi hem Astana platformunda, bugünkü gibi geniş platformlarda sürdürmekte kararlıyız. Şüphesiz ki bu kararlılığımız, Astana sürecinin bir diğer üyesi olan İran'ı da ilgilendirmektir. Attığımız adımlardan İran'ı da bilgilendireceğiz.

Bu kararlılık Suriye halkıyla dayanışmamızın bir gereği, Suriyeli kardeşlerimize karşı boynumuzun borcudur.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin

Rusya'nın Türkiye'nin İran'ın Astana formatı çerçevesinde yürüttükleri faaliyetler sayesinde Suriye topraklarının büyük bir bölümü teröristlerden arındırıldı. Ve ülke adım adım barışa ilerliyor. Suriye'de barış, sadece diplomatik yollarla mümkün olabilir. Suriyeliler kendi kaderlerini kendileri tayin etmelidirler. 

Radikal unsurların temizlenmesi gerekiyor. Bu hedef de güncel bir hedeftir. Sayın Erdoğan ile bizim Avrupalı meslektaşlarımızı, Rus-Türk muhtırasının hayata geçirilmesiyle ilgili bilgilendirdik. Orada çatışmasızlık bölgesi gibi geçici bir tedbir olduğunu düşünüyoruz.

Türkiye'nin bu silahsızlanmış olan bölgeden, hem muhaliflerin hem ağır silahların çekilmesi için çaba sarf edeceğini ümit ediyoruz. Bizim Türk partnerimiz elinden geleni yapıyor.

Silahlı saldırıda bulunacaklarsa Rusya, Suriye hükümetinin bu terör tehdidinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olacaktır.

Mültecilerin ülkesine dönüşü görüşüldü. Rusya bir çok şey yapıyor. Ülkedeki durumu iyileştirmek için, ekonominin kalkınması için uluslararası toplumun el ele çaba sarf etmesi lazım. Son derece faydalı görüşmeler için teşekkür etmek istiyorum. Türk halkını yaklaşmakta olan milli bayramınızla tebrik etmek istiyorum

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron

Bugünkü önceliğimiz tabi ki terörle mücadele. Bu mücadele alanda devam ettirilen bir mücadele. Ve hiçbir zaman bunun askeri ve siyasi bir numaralı öncelik olduğunu unutmamak gerekiyor. Terörist gruplara karşı mücadelemiz var. Bu gruplar çok vahim saldırılar gerçekleştirdi.

Terörle mücadeleyi sürdürürken aynı zamanda bugün yapılacak askeri harekatların insani yardım konusunda saygı göstermemiz gerektiğini unutmuyoruz. İdlib konusunda açık şekilde söyledik. Rejimin İdlib'e yapacağı askeri saldırı kesinlikle kabul edilemez olacaktır. Burada Türkiye'nin Avrupa'nın istikrarı söz konusu. 

Rusya ve Türkiye, harfiyen yerine getirilmesi gereken bir mutabakata vardılar. Biz bunu sonuç bildirgemizde de belirttik. Gerçekten İdlib'de kalıcı ateşkesin test edilmesi son derece önemli. Kalıcı ve sürdürülebilir bir ateşkes olmasına çok önem veriyoruz. Kimyasal silahların kullanılması kabul edilemez.

Suriye'de aslında iki savaş süre geliyor. Hep birlikte teröristlere karşı sürdürdüğümüz savaş var. Bir de Suriye'deki rejimin kendi muhaliflerine karşı sürdürdüğü savaş. Bunun çözümlenmesi siyasi çözümden geçiyor. Biliyoruz ki bugün rejim askeri olarak yeniden fetih mantığında davranıyor. Bu yaklaşım Suriye'nin istikrarını sağlamaz.

Buradan sene sonuna kadar Anayasa Komitesi listelerin onaylanmasını ve listelerin yapılmasını istiyoruz. Bu konuyla ilgili olarak irademiz tamdır. Çünkü Suriye halkı kendi geleceği hakkında söz sahibi olmalı. Şeffaf seçimlerin uluslararası gözetimde yapılması gerekiyor.

Konuyla ilgili güçler bugün yaptığımız gibi uluslararası mekanizmayı harekete geçirmek için elinden geleni yapıyor. Anayasa komistesinin toplantısının bir an önce yapılması hayati öneme sahip. Bunu Suriye halkına borçluyuz.

Bu konuyla ilgili olarak konuyla ilgili tüm paydaşların insani yardım konvoylarının erişimini sağlaması gerekiyor. Burada STK'ların iş birliğini alarak. Bugün hala insani konvoyların önünün kesildiğini görüyoruz. Bir başka nokta var. Yine nihai bildirgede değindiğimiz. Mültecilerin geri dönüşü konusu. Türkiye'nin çabalarını takdirle karşılıyoruz. Çok önemli sayıda Suriye'den kaçan sığınmacıları ağırlıyorlar. Gerçekten bu sığınmacıların ülkelerine geri dönmesi inandırıcı ve kapsayıcı olamaz. Siyasi bir çözüm olmadığı sürece. Bu kişielr rejimin gasplarından kaçıyor. Eğer burada her birimiz İdlib ile ilgili yaptığımızı ülkeye yapmazsak başka mülteci akımlarını göreceğiz.

Almanya Başbakanı Angela Merkel

Son derece üretken ve verimli bir toplantı olduğuna inanıyorum. farklı görüşlerimiz olsa da ortak bir bildiri yayınlayabildik.

Burada sadece askeri açıdan değil, siyasi açıdan bir çözüm bulmak gerekiyor. Suriye'de bir çok insani felaket gördük, nüfusun yarısından fazlası ya yurt içinde ya da yurt dışında, Ürdün, Türkiye'de olan mülteciler bulunmaktadır. Daha fazla insani felaket olmaması için elimizden geleni yapmak istemekteyiz.

Türkiye ve Rusya arasında İdlib konusunda verimli bir çalışma gerçekleşmiştir. Zaten silahsızlandırma açısından İdlib bölgesinde büyük bir başarı elde edilmiş bulunmaktadır. Kesinlikle kimyasal silahların kullanılmaması doğrultusunda kararlı olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Ve gerekli olan siyasi çözümün ne kadar önemli olduğunun altını çizmek istiyorum. Anayasa Komitesi'nin yıl sonuna kadar bir araya gelmesinin önemli olduğunu düşünmekteyiz. 

Diğer taraftan ele aldığımız konu; sığınmacıların ülkelerine geri dönebilmeleri. BM ile sıkı bir işbirliği yapılması gerekiyor. Geri dönen insanların tutuklanmaması gerekiyor. Belli insani altyapının yerine getirilmesi gerekiyor. Bu şekilde bir sükunetin olması, insanların geri dönebilmeleri için siyasi bir çözüm gerekmektedir. Suriye'nin yine bütün halkı için güvenli bir vatan olması gerekmektedir. Ortak bir irademiz vardı. Çünkü çözüm aciliyeti hepimizin gördüğü bir gereksinim. Bu açıdan siyasi sürecin özellikle de şimdi tam da bu zamanda bulunması çok çok önemli. Ve bizlerin İdlib'in barışçıl bir çözüm kapsamında insani bir felaket olmadan barışçıl çözüm bulunması yolunda çalışmaya devam edilmeli

 Liderler açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

SORU: Şam'a yaptığı ziyaretten sonra açıklamalar son derece sert oldu. Burada nasıl bir manevra var? Sayın Esad'ı nasıl ikna edecek? Özellikle sene sonundan önce...

Rusya Devlet Başkanı Putin: 

Bu çalışmanın ilerlemesi için saygın çalışma yürütülmeli. Suriye'nin meşru hükümetine saygı duyulmalı. Herkes burada Suriye rejimi diyor. BMGK kararında ise Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti ifadesi kullanılıyor. Verimli bir diyalog kurmak maksadıyla ki biz her zaman çağırıyoruz bugünkü sonuç bildirgesini de esas alarak ilgili şartlar oluşursa Anayasa Komitesi tamamen oluşturulacaktır. Elbette hem Suriye hükümetiyle hem de İranla istişareler yapılması gerekiyor. İran olmadan bu konu çözülemez

SORU: Cemal Kaşıkçı ile ilgili bilgilendirme yaptınız mı? Bu konuda iade konusuyla ilgili olarak konu geçmişti. Sayın Başkan Macron ile birlikte Suudi Arabistan'a savunma sanayi ihracatıyla ilgili olarak karar alınmıştı. Avrupa genelinde bir karar alınabilir mi? İstanbul'da bir Alman vatandaşın tutuklanmasıyla ilgili soruyu sordunuz mu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Merhum Cemal Kaşıkçı ile ilgili olarak bu konuyu ele aldık. Gerekli bilgileri kendilerine verdim. Detaya bugün yaptığımız ikili görüşmelerle girmiş bulunuyoruz. Bunu tekrar ifade etmek durumundayım. Şu anda uluslararası medyanın burada oluşu da böyle bir cevabı vermemi gerektirir.

Her şeyden önce içeride 18 tane tutuklu var. Bu 18 tutuklu malum ülkemize gelen kişilerdir. Bu 18 kişiyi Türkiye'ye kimler gönderdi? Bunun cevabını Suudi yetkililerin vermeleri gerekir. Bu bir. 

Bir diğeri sonra bir açıklama Suudi Arabistan'ın yetkili mercilerden geldi. Türkiye'deki yerli işbirlikçilere cesedin teslim edildiğine dair, böyle bir adımın atıldığı söylendi. O zaman bu yerli işbirlikçi kimdir? Bunu da yine bu açıklamayı yapan kişi veya kişilerin ortaya konması gerekmektedir. 

Suçun işlendiği yer İstanbul'dur. Suudi Arabistan bu yargılamada eğer kendileri bu işi yapmayacaklarsa, bu yargılamayı Türk yargısı olarak bizim yapmaya hazır olduğumuzu dün bakanlığımız vasıtasıyla kendilerine resmi kanallardan yapmış bulunuyoruz. Şimdi oradan bunun cevabını bekleyeceğiz.

Bunun yanında Suudi Arabistan başsavcısını buraya gönderiyor. İstanbul Başsavcımız ile kendi heyetiyle görüşmeleri yapacaklar. Bu görüşmenin neticesini de önemsiyoruz.

İstanbul'daki Alman ile ilgili olarak da bu kişiyle ilgili biliyorsunuz mahkeme cezasını vermiştir. Mahkemenin verdiği ceza ile birlikte temyiz yolu açıktır. Bu temyiz yoluna da müracaat etmek suretiyle Türk yargısının vereceği karara saygı duymak zorunda kalırız.

Almanya Başbakanı Angela Merkel: 

Cemal Kaşıkçı ile ilgili tabii ki konuyu ele aldık. Diğer taraftan dünkü Alman vatandaşın yargılanmasıyla ilgili konuyu da ele aldık.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron: 

Sayın Kaşıkçı cinayetini ele aldık. Tabii ki kınıyoruz. Tabii ki delilerin paylaşımı konusunda çok iyi iş birlikleri söz konusu. Türkiye'nin seferberliği son derece önemli. Ama soruşturmanın sonuna kadar gitmesi gerekiyor. Son derece somut ve orantılı olması gerekiyor. Bunların bazı sektörlerle kısıtlı kalmaması gerekiyor. Her seferinde Avrupa eş güdümlü hareket etmektedir.

SORU: Esad'ın Suriye'deki yeri ne olacak? İdlib ile ilgili sorum olacak. Muhtırasının hayata geçmesinden memnun musunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Her şeyden önce buradaki irade kişilere ait olan bir irade değildir. Esad'ın durumunu belirleyecek olan irade Suriye halkının iradesidir. Suriye halkı kararı verecektir. Bize göre Esad, 1 milyona yakın insanı katletmiş bir insandır. Şu ana kadar yaşanan durumlar ortadadır. Hala oradaki katliamlar devam etmektedir. İnşallah bu süreç son bulmuş olur. Suriye'deki insanlar hayatlarına rahat devam eder.