Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında, AB'nin Libya'ya yönelik silah ambargosuna uyumu denetlemek üzere oluşturduğu İrini operasyonu eleştirilerek İrini'nin "amacı ve meşruiyetinin tartışmalı olduğu ve zaman içinde meşru Libya hükümetine yönelik aleni bir ambargoya dönüştüğü" kaydedildi.

Bildiride, Pazar günü İrini kapsamında bir Alman fırkateyninin Türk bandıralı bir gemiye düzenlediği operasyona atıfla "İrini harekatı kapsamında yapılan tek taraflı, uluslararası hukuka ve müttefiklik ilişkilerine tamamen aykırı son müdahale şiddetle kınanmış, mezkur uygulamaya karşı her alanda gerekli adımların atılacağı ifade edilmiştir" ifadesi yer aldı.

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sorunların uluslararası hukuk çerçevesinde ve hakkaniyete dayalı olarak çözülmesine yönelik iradesinden taviz verilmeyeceğine işaret edilen bildiride, yaşanan gerilimlerin sebebinin "diyalogdan ve iş birliğinden kaçan taraflar olduğu" kaydedildi.

Kıbrıs'ta "iki devletli çözüm" vurgusu

BM öncülüğünde Kıbrıs'ta Ada'nın yeniden birleşmesine yönelik müzakerelerin yeniden başlatılması girişimlerine de değinilen bildiride, "Kıbrıs'taki Türk mevcudiyetini yok sayarak Ada'da iki toplum ve iki devletin varlığını kabul etmemekte ısrar edilmesinin ve tarafların çözümsüzlüğün temelini teşkil eden bu dayatmalarının hiçbir zaman kabul görmeyeceği ve Kıbrıs Türk halkının meşru haklarının savunulmasına devam edileceği" vurgulandı.

Türkiye, yıllardır müzakere edilen ve sonuç alınamayan federasyon seçeneği konusunda yeniden masaya oturmayacağını açıklamış, Kıbrıs'ta iki devletli bir çözümün müzakere edilmesini talep etmişti.

"Suriye'de terör koridoruna izin verilmeyecek"

MGK'da ABD'deki yönetim değişikliği öncesinde Suriye'de YPG'nin faaliyetleri de ele alındı. MGK bildirisinde "Suriye'deki terör örgütlerinin uluslararası ortamdaki değişimlerden yararlanma çabalarının ele alındığı belirtilerek Türkiye'nin güney sınırında bir terör koridoruna kesinlikle müsaade edilmeyeceği" vurgulandı.

Bildiride Azerbaycan'ın işgal altındaki Dağlık Karabağ'daki savaş sonrasında topraklarının önemli bir bölümünü geri almasından duyulan memnuniyet de vurgulanarak "Bu kapsamda, imzalanan ateşkes antlaşmasının hayata geçirilmesi ile Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün sağlanmasının ve Güney Kafkasya'da kalıcı barış ve istikrar ortamının tesisine ülkemizin yapacağı katkıların önemi vurgulanmıştır" denildi. 

Avrupa'da İslam karşıtlığı ve ırkçılık

Avrupa'daki İslam karşıtı ve ırkçı faaliyetlere de değinilen bildiride, "Uluslararası toplum, Avrupa'daki bazı kesimlerin İslam dinini ve Müslümanları hedef alan İslam karşıtı ve ırkçı faaliyetlerine karşı özgürlükten ve demokrasiden yana tavır alarak harekete geçmeye davet edilmiştir" ifadesi yer aldı.

Bildiride ayrıca "etkisini giderek artıran koronavirüs salgınının önüne geçmek için geliştirilen aşıların ve diğer tedavi yöntemlerinin siyasi ve ticari hırslara kurban edilmeyerek tüm insanlığın hizmetine adil ve erişilebilir şekilde sunulması gerektiğinin" de altı çizildi.