Rabiya Kadir’en açıklaması şöyle:

Sözlerimi başlamadan önce, bu hain saldırıda hayatını kaybedenlere yüce allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Diasporadaki Doğu Türkistanlılar Türkiye Tv ve gazete yayınlarını büyük bir şaşkınlık ve üzüntü ile takip etmekteler. Elbette bu üzüntümüzün birinci nedeni, Türk Halkı bizim ezelden beri kan, din, ırk ve millet olarak Kardeşimizdir, Uluslararası siyasi meselelerde de en büyük destekçimizdir. Türkiye’ye yapılan terör saldırısının bizleri yani Uygur halkını derinden yaralayan diğer bir sebebi ise saldırıyı gerçekleştiren teröristin Uygur olarak anılmasıdır. Günlerdir “Ey büyük Allah’ım ne olur bu cani terörist bizim kimliğimize bürünmüş bir hain olmasın!” diye yakarmaktayız.

Ben Rabia Kadir, Uygur halkının manevi Annesi ve lideri olarak, haberlerin sonuca bağlanmasına kadar tahammül edemedim. Türk Kardeşlerime vatanımdaki milyonlarca sessiz yığınların hür Dünyadaki sesi olarak samimiyetle duygu ve düşüncelerimi ifade etmek istedim.

Diasporadaki Uygurlar günlerdir Türk Medyasındaki haberleri çok dikkatle ve üzüntü ile izliyoruz. Bunun bir nedeni, kardeşimiz, dindaşımız ve uluslararası siyasi arenada bizi destekleyen Türkiye’ye yapılan saldırının acısı ise, diğer nedeni saldırıyı yapan teröristin Uygur olduğu hakkındaki söylentilerdir. Bundan dolayı üç gündür, ” inşallah bu lanetli terörist bizden olmasın” diye dua ediyoruz.

Ben inanıyorum ki, Doğu Türkistan’da yaşayan milyonlarca Uygur Türkünün gece gündüz fikri, ümidi, tesellisi ve güç kaynağı Türkiye’dir. Bizim yardımcımız önce Allah sonra Türk milletidir diye büyük ümitlerle yaşayan, Medyadan Türkiye haberlerini can kulağı ile dinleyen, Türk ürünleri için can atan, Türkiye’ye gidebilmek için hasret çekmekte olan halkımız, Türkiye’de yılbaşı gecesi gerçekleşen terör saldırısında hayatlarını kaybetmiş olan 39 masum insanın acısını yüreğinin derinliklerinde hissetmektedir. Dolayısıyla halkıma vekâleten diyebilirim ki;

Şayet o canin kimliğinde “Uygur” yazıyor ise kesinlikle o bizden değildir, ve bizden biri olamaz. Çünkü bir Uygur evladı öz vatanını yıllardır Çinli zalimler işkâl etmişken yurt dışında kendine düşman arayacak kadar cahil değildir.

Öteden beri kızıl Çin baskısı altında her türlü haklarından mahrum bırakılan halkımız son yıllarda haddini aşan Çin zulmü sonucu ezilmektense canlarını ve evlatlarını kurtarmak için vatanlarını terk etmek zorunda bırakılmıştır. Vatanlarını terk etmek zorunda kalan her bir Uygur evlatlarına iyi bir gelecek hazırlamak, çocuklarını, dini ve milli yönden topluma faydalı birer aydın insan olarak yetiştirme çabasındadır. Aynı zamanda vatanlarını terk etmek zorunda kalan Uygur halkı Hür Dünyadan kendileri için dost eller aramak, ezilen, yok olmaya mahkûm olan milletinin derdine çare bulmak gayreti içindedir. Şayet vatandan ayrılıp başka amaçlar peşine düşmüş iseler o kişiler kesinlikle Uygur olamazlar.