TOKAT doğumlu Sinan Altuntaş, 2 Nisan akşamı saat 19.00 sıralarında ev arkadaşına, “Canım sıkılıyor. Sigara almak için dışarıya çıkıyorum” diyerek ayrılmış, yaklaşık iki saat sonra da cesedi bulunmuştu. Cenazesi İstanbul’a gönderilen Sinan’ın acılı anne-babası Ali ve Saniye Altuntaş, oğullarını toprağa verirken, ölümüyle ilgili bilinmeyenlerle ilgili Sinan’ı tanıyanlara yardım çağrısı yaptılar.Kızkardeşi Mahberi Altuntaş Çakır, Sinan’ın İngiltere’ye gelişi ve ailesiyle ilişkileri hakkında bilgi verirken, olayın aydınlatılması için bir hukuk firmasında görevli avukat Aynur Gökyıldız’a vekalet verildiğini açıkladı.Sinan’ın 12 yıl önce dil eğitimi için İngiltere’ye geldiğini ve daha sonra bu ülkede çalışmaya başladığını anlatan Mahberi Çakır, şunları söyledi:

'ŞÜPHELERİMİZ ARTIYOR'“Kardeşim zaman zaman Türkiye’ye gelir ve bizleri ziyaret ederdi. İngiltere’de kaldığı süre içinde hiçbir suça karışmadı. Sinan’ın intihar etmesini gerektirecek bir durum yoktu. Polisin, Sinan’a ait olan cep telefonu gibi bazı özel eşyalara el koyduğunu ve soruşturma başlattığını biliyoruz. Ancak, olayın nasıl gerçekleştiği gibi konularda bir bilgi alamadık. Görgü tanığı, kamera kaydı, bıraktığı bir mektup, telefon görüşmesi ya da buna benzer delil niteliğinde hiçbir unsur yoktur."

"Avukatımızın bu konuda talep dilekçeleri oldu, ancak yanıt alamıyoruz. İntihar ettiği şüphesi olsa da bilinen bir sorunu yoktu. Yaşam dolu, tüm ailesi ve arkadaşları tarafından çok sevilen bir gençti. Son zamanlarda yaptığımız telefon görüşmelerinde Türkiye’ye gelme planı yapması, yine Türkiye’de yatırım yapmak istemesi gibi durumlar, intihar iddialarıyla çelişiyor. Cenazeyle birlikte tarafımıza gönderilen resmi yazılarda, ölüm gerekçesi otopsi yapılmasına rağmen belirtilmemiş, tespiti yapılmamış. Suda boğulma, travma ya da başka bir neden sunulamıyor. Arkadaşlarının çelişkili ifadelerde bulunması, net bilgi almayışımız gibi unsurlar da eklenince, şüphelerimiz iyiden iyiye artıyor.”

‘KİM GÖRDÜ ONU EN SON?’“Taziyeye gelen insanlara bile ölüm nedenini söyleyemez durumdayız. Bir aile için, anne ve baba için hayattaki en büyük acıyı yaşamaktayız. Sinan, herkese yardım eden, iyi kalpli bir gençtir. Bu özellikleri acımızı daha da katlamaktadır. Sinan’ın sırlarla dolu ölümüyle ilgili yetkililerin bir an önce raporlarını, araştırmalarını tamamlamalarını, tam vekalet verdiğimiz avukatımıza bilgi aktarmalarını, işbirliği yapmalarını insanlık adına talep etmekteyiz. Kafamızdaki soruları, endişelerimizi de eklemek istedim."

"O hayat dolu kardeşime ne oldu da böyle sonuçlandı? En son kimlerle görüştü? Kim gördü onu en son? En son kiminle konuştu? Ne anlatıyordu? Bilmediğimiz ne sorunu vardı? Kimlerle arkadaştı? Mayıs’ta geleceğini söyledi bize, biz onu bekliyorduk neden cenazesi geldi?”

‘NEYDEN KORKUYORLAR’“Sinan’ın, ‘Dünya Kardeşlik Birliği Mevlana Yüce Vakfı’ adlı bir guruba üye olduğu öğrendik. Bu vakfın İstanbul’da ve Londra’da bir adresi olduğu söyleniyor. İstanbul’da 6 bin üyeye sahip olduğu söyleniyor. Londra’da kaç kişiler, kaçı Sinan’ımızı tanıyor? Kaçı yakın arkadaşıydı, neden o gruptan bir kişi bile acımızı paylaşmak istemiyor? Neyden korkuyorlar? Neden bir taziye mesajı bile iletmediler? Ne amaç güdüyor bu grup, neyin peşindeler? Londra’da o gruptan daha önce 2 gencin ortadan yok olduğu bilgisine ulaştık. Neden masum evlatlarımız, kardeşlerimiz ölüyor. Yüreğinde sevgiden başka bir şey bulunmayan gençlerimiz yaşamaktan nasıl vazgeçiyor? ‘Bilgi Kitabı’ isimli bir kitapları olduğunu, kitabı yaymaya çalıştıklarını duyduk. Kitap ne anlatıyor? Neden gençlerimizi depresyona sürüklüyor. Kitabın yazarı kimdir?”

‘2 GÜN ÖNCE HESABI SIFIRLANDI’“En son 27 Mart’ta görüştük kardeşimle. Türkiye’ye dönüp Bodrum’a yerleşmek isteğini söyledi. Mayıs ayında gelerek anne ve babama ev yaptırmak için arsa alacağını söylemişti. Ölmeden 2 gün önce tüm hesaplarını sıfırlamış. ‘Dünya Kardeşlik Birliği’ gurubundan 3-4 kişiye para transferi yapmış. Bu isimlerin bankalar tarafından açıklanmasını bekliyoruz. Bu kurumla para ilişkisi nasıldı? Neden sürekli birilerine para transferi yapıyordu. Bu kuruma mensup insanlar kardeşimi hedef olarak alıp parası için mi beynini yıkadılar? Tüm parasını aldıktan sonra ölüme teşvik mi ettiler? Sen özel bir kişisin, seçilmiş kişisin sözleriyle büyük, uluslararası bir şebekenin içine çektiler ve en sonunda ölüme sürüklenen kardeşim oldu.”

‘ÖLÜME İNANMAYA BAŞLAMIŞ’“Onlarca arkadaşıyla konuştum, hepsi aynı şeyi söyledi. Evinde bulunan notları gördüm. Eylül 2017 - Ocak 2018 aylarında geldiğinde bizzat bana ve anneme de bahsettiği bu vakfın çıkardığı ‘Bilgi Kitabı’ adlı bir kitap okumaya başlamış. Bize anlatımlarından ve arkadaşlarına anlatımlarından öncelikle masumane, pozitif, insanı içine çeken ve etkileyen bir şekilde başlıyormuş. Tabii ki bizler tehlikeyi sezmedik."

"Kitabın etkisini, insanı depresyona sürüklediğini, yetersiz ve beceriksiz hissettirdiğini, karmaşıklaşan anlatım dilini anlayamayanları derin bir depresyona sürüklediğini, reenkarnasyonu yüzde 100 gerçek olarak kitabın içinde ele aldığını, kuruluşun başındaki Vedia Bülent Çorak’ın ‘Mevlana’nın reenkarne’ hali olduğunu içeren bu kitap yüzünden kardeşim ölüme inanmamaya başlamış, suda bir ölüm halinde yeniden doğacağına inanıyormuş. Yeniden doğmak için köprüye gitmiş ve kendini sulara bırakmış. Sinan’ın arkadaşlarına sesleniyoruz. Susmak yerine olayla ilgili bildiklerini bizimle veya avukat Aynur Gökyıldız’la paylaşsınlar.”