İngiltere Merkez Bankası, İngiltere'nin Brexit anlaşması olmadan Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılması durumunda ülke ekonomisinin ciddi zarar görebileceği uyarısında bulundu. Anlaşmasız ayrılığın İngiltere ekonomisini 2008'deki küresel finansal krizden daha büyük durgunluğa sokabileceğini vurgulayan Merkez Bankası, ülke ekonomisinin kısa sürede yüzde 8 oranında küçülebileceğini bildirdi.

Enflasyon ve işsizlik oranının yükseleceği de Merkez Bankası'nın uyarıları arasında yer aldı. İş dünyasının yavaş yavaş uyum sağlayabileceği bir geçiş süreci olmaması halinde, gümrük vergileri ve diğer ticaret engelleriyle beraber enflasyonun yüzde 7'ye tırmanabileceği, şu anda yüzde 4,1 olan işsizlik oranının da yüzde 7,5'e çıkabileceği belirtildi. Emlak fiyatlarının yüzde 30 düşeceği, ulusal para birimi Pound'un da Dolar karşısında yüzde 25 değer kaybedebileceği de uyarılar arasına eklendi.

"Bizim işimiz en iyisini ummak değil, en kötüsüne hazırlanmaktır" diyen Merkez Bankası Başkanı Mark Carney, her türlü olumsuz duruma rağmen İngiliz finans sisteminin şoku atlatmak için yeterince güçlü olduğunu söyledi.

Merkez Bankası'nın tahminleri, Brexit anlaşması için parlamentoyu ikna etmesi gereken hükümetin elini güçlendirebilir.

Hükümetin tahminlerine göre ülke yoksullaşacak

Diğer yandan hükümet de AB'den ayrılık sonrası İngiltere ekonomisini nelerin beklediğine dair bir değerlendirme açıkladı. Buna göre, ne tür bir ticaret anlaşması yapılırsa yapılsın AB'den ayrılmış bir İngiltere'nin, AB üyesi İngiltere'den daha yoksul olacağı belirtildi. Hükümetin değerlendirmesi, AB'den ayrıldıktan 15 yıl sonra İngiltere'nin gayri safi milli hasılasının yüzde 0,6 daha az olacağını gösteriyor.

Philip Hammond

Philip Hammond

Farklı senaryolara göre tespitlerin yapıldığı hükümetin değerlendirmesinde, anlaşma olmadan ayrılık olursa ve gümrük vergileri sürerse ülke ekonomisinin yüzde 9,3 oranında küçülebileceği ifade ediliyor. Bu senaryoda gayri safi milli hasılada beklenen düşüş ise yüzde 2,5 ila 3,9 arasında.

İngiltere Maliye Bakanı Philip Hammond, "Buna tamamen ekonomik açıdan bakacak olursanız Avrupa Birliği'nden ayrılmanın bir bedeli olacaktır, çünkü ticaretimizin önünde engeller olacaktır" diye konuştu. Hammond, İngiltere hükümeti ile AB yönetimi arasında varılan anlaşmanın yakın ekonomik işbirliği hedeflediğini ve ülke ekonomisine yönelik hasarları mimimuma indirdiğini belirtti.

Avam Kamarası'ndaki oylama 11 Aralık'ta 

İngiltere'de parlamento, ülkenin AB'den ayrılması için hükümetin Brüksel'le yaptığı Brexit anlaşmasını 11 Aralık'ta oylayacak. Başbakan Theresa May, hiçbir partinin çoğunlukta olmadığı ve Brexit konusunda farklı görüşlerin öne çıktığı parlamentoyu ikna etmek için yoğun çaba harcıyor. May'in liderliğini yaptığı Muhafazakar Parti'den bile anlaşmaya karşı onlarca milletvekilinin olduğu göz önüne alınırsa, oylamanın sonucunu kestirmek güç.

May, AB üyelerinin geçen Pazar onayladığı anlaşmanın İngiltere parlamentosu tarafından reddedilmesinin tekrar en başa dönülmesi anlamına geleceğini belirtiyor.

Anlaşma milletvekilleri tarafından onaylanırsa İngiltere 29 Mart 2019'da AB'den ayrılma sürecini başlatmış olacak. Aralık 2020'ye kadar devam edecek olan geçiş sürecinin sonunda ticari ilişkilerde yeni bir çerçeve belirlenmesi planlanıyor. Geçiş sürecinde İngiltere resmi olarak AB dışında olacak ama AB'nin kurallarına ve kurumlarına bağlı kalacak.

Anlaşmanın reddedilmesi halinde İngiltere hükümetinin 21 gün içinde bir "B planı" açıklaması gerekiyor. Parlamentoda yeni bir oylama yapmak seçenekler arasında. Başbakan May ve AB yönetiminin açıklamalarına göre anlaşma üzerinde yeniden müzakere yapmak mümkün değil.

AP,AFP/GY,DÇÜ

© Deutsche Welle Türkçe