Olayla ilgili ayrıntıları aktardığı haberine "Katil, Büyükelçiyi öldürdükten sonra 'Bu Halep için' diye bağırdı" başlığını atan Times'da yer alan analizin başlığı ise "Cinayet Putin'en Erdoğan'la yeni ittifakında gerilime yol açacak" şeklinde. 

"Suriye devletinin çökmesinin Irak'a iç savaşı geri döndürdüğünü, bir milyon mültecinin Akdeniz'i aşmasına yol açtığını ve cihatçıların Paris'teki bir rock konserine ateş açtığını" söyleyen gazete şöyle devam ediyor;

"Bir sanat galerisindeki cinayet bunlarla kıyaslandığında küçük bir olaymış gibi gözükebilir ama ciddi sonuçları olabilir. Tarih bize, suikastların kolayca savaşa dönüşebileceğini gösteriyor. Rus, Türk ve İranlı Dışişleri ve Savunma Bakanları'nın Suriye'nin açtığı yaraları tedavi etmek üzere bugün Moskova'da buluşmaları bekleniyor. Rekabetleri yüzyıllardır Batı Asya'da hakim olan bu üç diplomatik ve askeri güç bir geçici anlaşmaya varabilirse, bu sadece Suriye yangınını sona erdirmekle kalmaz, Ortadoğu'daki Amerikan nüfuzunda dramatik bir azalmayı beraberinde getirebilir. Her üçü de Başkan Obama'nın tabandan tavana demokrasiye desteğine karşı çıkıyor ve kendi güçlü lider popülizmlerini tercih ediyorlar. Mısır'da Cumhurbaşkanı Sisi ve Suriye lideri Esad gibi daha zayıf otokratlar da bundan faydalanabilir." 

Times: Yaranın iyileşmesi zaman alır

"Katilin bir polis olduğunun ortaya çıkmasının durumu daha da kötüleştirdiğini" söyleyen Times, "katilin radikalleşmesinin nasıl gözden kaçırıldığı konusunda sorular sorulacağını ve Türkiye ile daha geniş anlamda Ortadoğu'da bu tür soruların komplo teorilerini de beraberinde getireceğini" vurguluyor. Analiz şöyle sona eriyor;

"Sloganları İslamcıydı ve yetkililere göre bu iki anlama gelebilir. Ya cihatçı ya da Erdoğan yönetimine karşı en büyük iç tehdit olan Gülen hareketinin bir takipçisiydi. Fethullah Gülen ABD'de ve CIA'in dahli olduğu iddiaları bekleniyordu. Bu iddialar ve ABD'ye duyulan güvensizlik Rusya ve Türkiye arasındaki çatlakları kapatabilir ama bu uzun sürmez. Büyüyen dostlukları Erdoğan ve Putin'in birbirlerine duydukları hayranlığın etrafında gelişiyor ve bu bölgede güç için giriştikleri mücadeleyi maskeleyemez. Türkiye'nin Rus jetini düşürmesinden bu yana sadece bir yıl geçti. İkisi de, Sünniler ve Şiiler arasındaki büyük savaşta karşıt tarafları desteklerken bu yaranın iyileşmesi zaman alır." 

Guardian: Cinayet Ankara ve Moskova'yı daha da yakınlaştırır 

Guardian'ın internet sitesinde yer alan, gazetenin Dünya Haberleri Editörü Julian Borger tarafından kaleme alınan analizdeyse, tam tersi bir görüş savunuluyor ve cinayetin Türkiye ve Rusya'yı daha da yakınlaştırabileceği görüşü savunuluyor. 

Putin ve ErdoganImage copyrightAFP

Karlov cinayeti ve 1.Dünya Savaşını tetikleyen Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun veliahttı Arşidük Franz Ferdinand'ın öldürülmesiyle paralellikler kurulduğunu söyleyen Borger, buna karşın Türk ve Rus liderlerin ilişkilere gelebilecek zararı önlemek için hızla harekete geçtiğini belirtiyor. 

Borger uzmanların da liderlerin stratejik düşmanlarını suçlama konusunda ortak bir zemin bulduklarını söylediklerini aktarıyor. Yazıda görüşlerine yer verilen Mustafa Akyol, "Her iki taraf da kendilerini birbirlerine düşman etmek için girişilen bir Batı komplosu olduğuna inanıyor" diyor. 

Atlantik Konseyi adlı düşünce kuruluşundan Aaron Stein da, "Rusya ve Türkiye'nin bu krizi yönetmek için her türlü motivasyonu var. Halep'in zorla tahliyesi Rusya'nın savaştaki çabalarına yardımcı oluyor, Türkiye ise Kürt yayılmacılığını törpülemek amacıyla El Bab'da giriştiği hamleye Rusya'nın sessiz kalmasını sağladı." diyor. 

Stein ayrıca, suikastın Rusya-Türkiye ilişkilerini daha asimetrik hale getireceğini söylüyor ve "Rusya'nın hep üstünlüğü vardı. Şimdi bu daha da arttı" şeklinde konuşuyor. 

'Her iki tarafta da krizi tırmandırma niyeti yok' 

Eski Türk diplomat Sinan Ülgen, suikastın Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesindeki gibi bir krize yol açmayacağı ifade ederken, "Bu kez her iki tarafta da krizi tırmandırma niyeti yok. Tam tersine, ilk resmi açıklamalarda cinayetin Ankara ve Moskova arasındaki yakınlaşmayı hedef aldığı dile getirildi" diyor. Guardian'a konuşan Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi'nden Maksim Suçkov da Ülgen ile aynı görüşte. 

Saldırgan Mevlüt Mert AltıntaşImage copyrightAP

Suçkov Franz Ferdinand suikastıyla paralellik kurulmasını yersiz buluyor ve "Erdoğan Putin ile zamanında ve etkili bir kriz diplomasisi yürütebilirse, ikili ilişkiler için ciddi bir sonuç ortaya çıkmayabilir. Şu anda Moskova ve Ankara'nın kaybedecek çok şeyi var" diyor. 

'Türkiye'deki baskıcı eğilim yoğunlaşabilir'

İ gazetesi için bir analiz kaleme alan Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü'nden Shashank Jodi de, Franz Ferdinand suikastı benzetmelerine karşı çıkıyor. Joshi, cinayet geçen yıl bu zamanlar, Türkiye bir Rus jetini düşürdükten hemen sonra işlenseydi, sonucun bir NATO üyesi ve bir nükleer güç arasında savaş olabileceğini belirtiyor. Ancak Joshi, son bir yılda Moskova-Ankara ilişkilerinin önemli ölçüde geliştiğini vurguluyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;

Katilin bir polis olması özellikle duyarlı bir nokta. Bir ülkenin yabancı diplomatları koruyamaması ciddi bir provokasyon. Türkiye güçlü bir duruş sergiliyor gibi görülmezse, Rusya geçen yılki gibi ekonomik ambargolar ve Türkiye'nin Kuzey Suriye'deki düşmanlarını desteklemek gibi bir misillemede bulunabilir. Ancak Erdoğan'ın Putin'le yeniden inşa ettiği ilişkilerini korumak için çok fazla nedeni var ve Suriye politikasında daha fazla ödün vererek Rusya'yı yatıştıracak. Saldırgan Rusya'nın Halep'te yaptıklarından bahsetse de. Ankara Belediye Başkanı şimdiden, suikastın Gülen hareketinin işi olduğunu söyledi. Şimdi daha da saldırgan bir tutuklama kampanyası görebiliriz. Türkiye bir süredir daha baskıcı bir yöne doğru gidiyordu ve dünyada en çok gazeteci hapseden ülke haline geldi. Bu son yaşananlar bu eğilimi daha da yoğunlaştırabilir, siyasi istikrarsızlığı daha arttırabilir, NATO'yu rahatsız edebilir ve Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki uçurumu daha da büyütebilir."