‘KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ ÇEKİYORDU’

Daha sonraki gelişmelerle ilgili Safaoğlu, şöyle konuştu; “Londra doğumlu olan olan oğlum, 13 yaşından bu yana ‘ilerleyici motor nöron’ hastalığının penceşinde savaşıyordu. 8- 9 yıldır kaldığı bu binadaki evine 2- 3 günde bir ziyaretine gider, giderkende yiyecek götürürdüm. Gitmeden öncede  telefonla arardım. Morali yerindeyse, ‘baba gel’ morali bozuksa, ‘baba gelme’ derdi. Son zamanlarda konuşma güçlüğü çekmesi nedeniyle konuşma yerine mesajlaşıyorduk. Yine cep telefonundan aradım, yanıt vermedi. ‘Belki gelmemi istemiyordur’, diye yanıt vermediğini düşündüm. Ardından hergün aramaya başladım ama bir türlü yanıt alamadım. Kaldığı binaya gittim. Kapıdaki görevlilere durumu anlattım. ‘Biz ilgileniyoruz, belki seninle konuşmak istemediği için yanıt vermiyordur’ şeklinde konuştular.




BABA KAPIYA DAYANDI

Bunun üzerine binanın etrafında dolanan baba, oğlunun kaldığı odanın penceresinden odanın ışıklarının yanmadığını gördü. Ertesi gün akşam saatinde aradığında oğlunun telefonunun baterisin bitmiş olduğunu anladı. Resepsiyona gelip görevlilere, oğlunun sağlığından endişe duyduğunu iletip kontrol etmelerini istedi. Görevlilerin kapı anahtarlarının menajerde olduğunu söylemeleri karşısında yeğenini arayıp ne yapması gerektiğini sordu. Yeğeninin, ‘kapıyı açıp bakmassanız  polise haber vereceğim’ şeklindeki sözlerini görevlilere ileten Safaoğlu, bu sözler karşısında menajerin hemen resepsiyona geldiğini söyledi. Safaoğlu, “Yukarı çıktığımızda kapıyı hafif şekilde açtılar. Kapı arasından oğlumun sadece ayağını görebildim. İçerisi karanlıktı, Masa kenarındaki sandalye ile yatak arasındaki boşlukta, yerde yatıyordu. Dayanamadım ve oraya yıkıldım. Kız kardeşim ise bayıldı. Polis ve sağlık görevlileri geldi. Daha sonrasını hatırlamıyorum” dedi.




‘CİDDİ ŞEKİLDE İHMAL VAR’

Yaşanan gelişmelere tanıklık eden Safaoğlu’nun yeğeni Arzu Bohour’de, şunları söyledi, “ Dayım,16 Şubat Salı gününden sonra oğlundan haber alamıyordu. Yaşamından ciddi şekilde şüpheye kapıldık. Aradan geçen 9 gün sonra da eylem için harekete geçtik. Zorlamamız karşısında yaşadığı odanın kapısı açıldı ve acı gerçekle karşı karşıya kaldık. Ambulansla gelen sağlık görevlileri saat 21.00 itibarıyla ölü olduğunu açıkladılar. Cenaze saat 03.20’de, Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. İncelenmesinin ardından kesin ölüm nedeni rapora “zatürre”  olarak kaydedildi. Acımız derin. Burada başka Türkler’in de yaşadığına inanıyorum. Ortada ciddi şekilde ihmal var. Hukuki süreç devam etmektedir. Bu tür acıların yaşanmaması için hakkımızı hukuki yönden arayacağız.”





Merhumun cenazesi Palmers Green Cami’de, kılınan cenaze namazı ardından, Tottenham Türk Mezarlığı’nda gözyaşları arasında toprağa verildi.