Star Wars serisinin merakla beklenen filmi "Yıldız Savaşları: Güç Uyanıyor" bütün dünyada dün vizyona girdi. Ben de Vodafone Türkiye'nin organizasyonuyla filmi en erken izleme fırstı bulan "şanslı" azınlıktandım. Gece yarısı olmasına rağmen ışın kılıcını ve maskesini alan gelmişti. Seriyle büyüyen 60 yaşındaki teyze de, seriyi yeni keşfeden 15 yaşındaki genç de oradaydı. Hayranları, Lucasfilm’in bütün haklarını satın alan Disney'den şüphe duyuyordu. Acaba filmin ruhunu koruyabilecek miydi? Bu soruya "evet" cevabını gönül rahatlığıyla veremiyorum ne yazık ki! Başıma bir şey gelmeyecekse bazı noktaları eleştirmekte fayda görüyorum. Zaten linçten korktuğum için maskeli fotoğrafı kullandım. Gelelim sadede... Öncelikle hakkını yememek yazım. Efsane dizi “Lost”la adını duyuran yönetmen JJ Abrams'ta problem yok, iyi iş çıkarmış. "Güç Uyanıyor" ile yeni ve eski arasındaki köprü iyi kurulmuş. Filmin ortasına kadar herhangi bir problem yok. Gayet akıcı ilerliyor, merak uyandırıyor. Gelişmiş teknolojiye rağmen aksiyon sahnelerinde abartıya kaçılmamış, eski doku korunmuş. Rey rolündeki Daisy Ridley de, gelecek vadediyor. Fakat sonlara yaklaşıldıkça devreye Hollywood klişeleri giriyor. Her şey kolaylıkla öngörülebiliyor. Serinin ruhundan eser yok. İşin felsefesi de bir kenara itilmiş. Üçlemenin ilk halkası yine de fanatiklerini memnun edecek gibi görünüyor. Ben açıkçası devamını çok merak etmiyorum. Alkışlanacak en önemli nokta; filmin pazarlama kısmı. Zaten Hollywood'un en iyi yaptığı da bu değil mi?