Oku bakim...    “Komisyon...”        Hadi geçmiş olsun. Olay budur. Yasalar zaman zaman zamanın ruhu ve teknolojinin gerisinde kalıyor. 4 bakan hakkındaki fezlekelerin milletvekillerine açılmaması bunun bir örneği. Meclis Başkanı Cemil Çiç

Oku bakim...    “Komisyon...”        Hadi geçmiş olsun.
Olay budur.
Yasalar zaman zaman zamanın ruhu ve teknolojinin gerisinde kalıyor.
4 bakan hakkındaki fezlekelerin milletvekillerine açılmaması bunun bir örneği.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek “Ceza Mahkemeleri Usul Yasası’na göre -soruşturmanın gizli olması- gerektiğini” söyledi.
Hangi gizlilik?
İnternetten alınan “fezleke kopyaları” milletvekilleri dahil herkesin elinde.
Ama...
Usul hükümleri gereği “gizliymiş” gibi yapılacak.
Peki de milletvekilleri hangi bilgiyle bir kanaate vararak “soruşturma komisyonu kurulması” önergesini verecek?
Sonrasında...
Hangi bilgilere dayanarak önergeye “EVET” ya da “HAYIR” oyu kullanacak?
İnternetteki sayfalara, gazete özetlerine, fısıltı gazetesine göre millet adına irade beyan edecek?
İktidar “gazete manşetleriyle, haberleriyle, köşe yazılarıyla, internetle, tweetle, dedikoduyla devlet yönetmek olmaz. O devir kapandı” demiyor mu?
Gerçekten ya internetten alınan fezleke sayfaları tahrif edilmişse?
Milli irade böyle sağlıksız bilgilere nasıl dayandırılır?
Fakat...
Ne yazık ki pozitif hukuk usul hükümleri, milli iradeyi temsil edecek olanlara bu sağlıksız ve belki de kirlenmiş ya da DNA’sıyla oynanmış bilgilerle beslenme seçeneğinden başkasını bırakmıyorsa burada bir sakatlık var demektir.
Zamanın ruhuyla, teknolojinin gelişimiyle geliştirilemeyen hukuk geride kalır.
Adaletin soluğu yetmez.
......................
Somutu da konuşalım.
Meclis’te “soruşturma komisyonu” artık yerel seçimlerden sonraya kaldı.
Belki yeni savcılardan içeriği farklı fezlekeler de gelir.
Soruşturma komisyonu ilkbaharda kurulsa bile, hukuki görev süresi 2 ay.
Gerekirse...
“2 ay daha uzatılabilir” hükmü gereğince cumhurbaşkanı seçimine yetişmesi mümkün değil.
Kaldı ki...
Cumhurbaşkanı seçimi nedeniyle Meclis tatile girer.
Ekim 2014’ten sonra nerelere savrulur Allah bilir.
Yani...
İşin özü...
“Dosyalar komisyona havaledir.”
Komisyonda çoğunluk AK Parti’de...
Komisyondaki görüşmeler “gizli.”
Komisyon raporundan sonra bile milletvekilleri fezlekelerinin içeriğini okuma olanağına sahip değiller.
Komisyonun raporunu oylayacak olan Meclis’in de çoğunluğu iktidar milletvekilleri.
.........................
Anlaşıldı mı?

 

ARAP TERÖRİSTLER TÜRKİYE’DE
ARAPÇA konuşan 3 silahlı, Niğde’de karayolu denetimi yapan kolluk güçlerine ateş ederek 1 polis, 1 jandarma, 1 sivili öldürdüler.
Hatay’da araç kiralamışlar.
Adana üzerinden Niğde’ye yollanmışlar.
Ulukışla yolunda bu çatışma sonrası 1 aracı şoförüyle birlikte gasp etmişler.
Sağlık ocağında gene çatışma.
Güvenlik güçleri 2 yaralı teröristi yakalamış, 1’i kaçmış.
Bu ikisinin sırt çantalarında, mermiler, el bombaları, susturucular, tabancalar...
Beraberlerinde kalaşnikoflar.
Bunlar -dikkat edin- Hatay’a gidip sınırı geçerek savaşacak değiller.
Tam tersine...
Büyük olasılıkla sınırdan, Hatay’a geçmişler.
Araç kiralayıp, uzun namlulu silahları, bombaları, cephaneleriyle Adana üzerinden Niğde’ye varmışlar.
Nereye gidecekleri -şimdilik- belli değil.
...........................
Belli ki bir kanlı eylem peşindelerdi.
Seçim öncesi Türkiye’yi karıştıracak bir eylem!
Komşuda kaynayan kazan, sınırın bu tarafına dökülürse, başımız çok ağrır.