Unesco'nun, hayatının son günlerinde "Yaşayan Kültür Mirası" ilan ettiği ve Türkiye'ye gelip nişan verdiği Sıtkı Usta'dan kalan son miras "Osmanlı Çini Atölyesi yok ediliyor. Sıtkı Usta'nın adını devam ettirmek için varı, yoğu ile çalışan kızı Nid

Unesco'nun, hayatının son günlerinde "Yaşayan Kültür Mirası" ilan ettiği ve Türkiye'ye gelip nişan verdiği Sıtkı Usta'dan kalan son miras "Osmanlı Çini Atölyesi yok ediliyor.
Sıtkı Usta'nın adını devam ettirmek için varı, yoğu ile çalışan kızı Nida ile dün telefonla konuştum.. Ağlıyordu..
"Babamın üst katında yaşadığı, alt katında Osmanlı Çini Atölyesi adını verdiği ev yıkılıyor. Tarihi değeri olan fırını da yok ediliyor. Belediye bu kararı aldı, ben tükendim" dedi.
Sıtkı Usta öldüğü gün, öğleye doğru Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aramıştı. Onunla tek konuşmamızdı.. Sayın Başbakan beni çok duygulandıran bir konuşma yaptı.
"Ustayı ne kadar sevdiğinizi biliyorum. Acınızı hafifletmez gerçi ama size söylemek istedim. Bu sabah aileyi aradım, baş sağlığı diledim. Ardından Kütahya Valisi ve Belediye Başkanı'nı arayıp, 'Sıtkı Usta Müzesi'ni bir an önce açın' diye talimat verdim" dedi.
Başbakan'ın talimatına rağmen, müze işi fevkalade yavaş yürüdü. Sürüncemede bırakıldı. Yerel medyanın ordan, benim burdan müdahalelerim olmasa belki de hiç yapılmayacaktı ama sonunda mecbur kaldılar.
Başbakan'ın 15 Kasım 2010'da verdiği talimat, 2014 yılında gerçekleşme aşamasına girdi.
Belediye nedense bu işi geciktirmek için elinden geleni yaparken, aile içinde hiç beklemediğim olaylar ortaya çıktı.
Sıtkı Usta'nın, İstanbul'da yaşayan, iş yeri İstanbul'da olan, hali vakti fevkalade yerinde olan kardeşi, "Bu ev benim" diyerek ortaya çıktı. Sıtkı Usta'nın yıllardır içinde yaşarken iş yeri olarak da kullandığı ve "Osmanlı Çini Atölyesi" adını verdiği evi için önce "Çürük" raporu aldı. Ardından da yıkım kararı çıkarttı. Yerine yeni bir bina yapacaktı. Onun iznini de belediyeye onaylattı.
Sıtkı Usta'nın adını sürdürmek isteyen kızı Nida, müzenin açılabilmesi uğruna her şeye boyun eğdi. İçinde büyüdüğü Osmanlı Çini Atölyesi'ni amcasına teslim etmeye razı oldu. Müze yeri olarak kent merkezinde daha uygun binalar gösterdiği halde, Belediye'nin kent kenarındaki iki teklifinden birini kabullenmek zorunda kaldı. Dirense, "Kızına yer beğendiremedik" diyeceklerdi çünkü.
Nida evi boşaltırken "Fırını bana verin. Yeni kurduğum atölyeye taşıyayım. Osmanlı Çini Fırını bir tarihi değer olarak yaşasın hiç değilse" dedi. Tespitler ve çizimler yapıldı. Tam taşınma aşamasında amca yeniden devreye girdi. Belediye, Osmanlı Çini Atölyesi'ndeki Sıtkı Usta Fırınını yasal mirasçısı kızına değil, amcaya devretti nedense (!)..
Şimdiki durum.. 
Bir hafta 10 gün içinde, Kütahya için tarih, dünya için bir kültür mirası demek olan Osmanlı Çini Atölyesi yıkılacak. İçindeki Sıtkı Usta fırının kalıntıları yasal mirasçı kızına değil, tüm bu işleri niçin yaptığını iyi bildiğim "Amca"ya verilecek.
Kütahya Belediyesi'nden zerre umudum yok. İşi, Başbakan talimatından beri yokuşa süren ve herşeyi kerhen yapan Belediye'nin amca ve arkasındaki güçlerle iş birliği yaptığını düşünüyorum.
İşleri bu kadar kısa zamanda düzeltme gücü sadece Başbakan'da var... Ama onun da şu sıralar ve de seçim öncesi bu konuya ayıracak vakti olabilir mi, bilemiyorum.
Eline sağlık Kütahya Belediyesi.. Dünya çapında bir Kütahyalı, Unes co'nun "Dünya Kültür Mirası" ilan ettiği Sıtkı Usta'nın izlerini bile silmek, onun adını yaşatmak için varını yoğunu harcayan kızını Kütahya'dan kaçırtmak için çabalarınızda son aşamaya geldiniz.
Hadi, Osmanlı Çini Atölyesi'ni yıkın.. Fırını da "Amca"ya verin, gitsin!. 
30 Mart'ta "Sıtkı Usta'yı tümüyle yok ettik" diye oy istersiniz Kütahya halkından!. 
Alkış!..