Daha genç kuşaklar için 1946 bilgisini tazeleyeyim. 1946 seçimleri “açık oy-gizli tasnif”le yapılmıştı. Yani... “Kimin, hangi partiye oy verdiği” herkesin gözü önünde apaçıktı. Dönemin ana muhalefeti Demokrat Parti’ye göste

Daha genç kuşaklar için 1946 bilgisini tazeleyeyim.
1946 seçimleri “açık oy-gizli tasnif”le yapılmıştı.
Yani...
“Kimin, hangi partiye oy verdiği” herkesin gözü önünde apaçıktı.
Dönemin ana muhalefeti Demokrat Parti’ye göstere göstere oy kullanmak cesaret işiydi.
“Mimlenmeyi” göze almak, sonuçlarına katlanmak gerekti.
Buna rağmen Demokrat Parti’ye oylar sel gibi aktı.
Hatta...
“Seçmenin çoğunluğu Demokrat Parti’ye oy kullandı” gibi bir genel kanı vardı.
Fakat...
Sandıktan, DP değil 23 yıldır iktidarda olan CHP çıktı gene.
Çünkü...
Oyların tasnifi “gizliydi.”
Demokrasinin temeli olan seçimler için “gizli oy-açık tasnif” değil 1946’da tam tersi uygulanmıştı.
........................
Nereden nereye...
Şimdi “açık tasnif” ile sandıklardan çıkan oylar her partiden müşahitler (gözlemciler) tarafından hep birlikte sayılıyor, tutanaklara her biri ıslak imza atıyor.
Gene de “sayım hataları, rakam kaydırmaları, ayak oyunları” olabiliyor.
Sadece Türkiye’de mi?
Demokrasinin kutsal coğrafyalarından biri olan Amerika’da bile “oy kaydırmaları” seçim sonuçlarını değiştirebiliyor.
Bunlardan en yakın ve en önemli örnek “oğul Bush’un başkan seçilmesidir.”
Kardeşinin vali olduğu Miami’den “şaibeli oylarla” çoğunluğu sağlamıştı.
Ancak...
İtirazlar vardı ve galiba o itirazlar haklıydı da...
Yenilenen oy sayımları ile zaman geçiyordu.
Sonunda federal mahkeme “seçim bitmiştir. Bush başkan seçilmiştir” hükmüyle noktayı koymuştu.
Gerekçesi “ABD’nin başkanlık kurumunun saygınlığı yıpranıyor” olmuştu.
“Sayıyla değil, hükmen başkan.”
........................
Bunları anlatmamın nedeni 30 Mart seçim sonuçlarından itirazlar.
Önce...
Bir haksızlığa işaret edeyim.
Ne diyorlar?
“Yenilen pehlivan güreşe doymaz...”
CHP’nin bazı yerlerde seçim sonuçlarına itirazı için böyle diyorlar.
Oysa...
Sadece CHP değil, diğer partiler de itiraz dilekçelerini verdiler.
Örneğin...
AK Parti Adana ve ilçelerinde...
10 oyla seçimi Sırrı Sakık’ın kazandığı Ağrı’da...
İstanbul’da bazı ilçelerde...
CHP’nin kazandığı Zonguldak ve Kırklareli’nde...
Hatta kazanmış ilan edildiği Antalya’nın bazı ilçelerinde...
........................
MHP’nin de başta Kocaeli olmak üzere itirazları var.
BDP’nin de öyle.
Şanlıurfa’nın Ceylanpınar’ında, Bitlis’te itirazlar -ne yazık ki- kavgalara da uzandı.
........................
Bu durumda CHP’nin itiraz etmesi doğaldır.
Örneğin...
Yalova’yı sadece 1 oy farkla kaybederken herhalde sessiz kalmazdı.
“2 geçersiz oy” ya da “sayımda 2 oy kayması” her zaman mümkün.
Ankara’da Mansur Yavaş sadece yüzde yarım geride.
Buna karşılık tekrarında fayda görmediğim ama incelenmesi gerektiğine inandığım “tasnif iddiaları” karanlıkta kalmamalı.
İstanbul için AK Parti nasıl itiraz etmişse, CHP’nin de itirazı -büyükşehir başkanını değiştiremeyecek olsa bile- yadırganmasın.
Antalya için de durum böyle.
.........................
Sonuç:
İtirazlar 30 Mart seçiminin galibini değiştirmez.
Ama...
Oyun namusunu da korumak demokrasinin erdemidir.