Zirvenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, İngiltere Başbakanı Theresa May'in talep ettiği Brexit'in 30 Haziran'a kadar ertelenmesi talebinin kabul görmediğini belirtse de sürecin ertelenmesi için iki tarihli seçenekler sundu.
- 12 Nisan: Gelecek hafta içerisinde İngiltere Parlamentosu'nda oylanması planlanan Brexit anlaşması bir kez daha reddedilirse İngiltere'nin Brexit konusundaki son karar tarihi 12 Nisan olacak. Bu tarihin seçilmesinin gerekçesi, 12 Nisan'a kadar İngiltere'nin Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılıp katılmayacağını AB'ye bildirmesi gerekiyor. 12 Nisan'a kadar İngiltere'nin Brüksel'e ne yapmak istediğini söylemesi gerekiyor. 12 Nisan tarihi geldiğinde hükümetin AB'den daha uzun bir erteleme talep etmesi seçeneği de masada. Ancak AB bu olası ertelemenin, İngiltere'deki Brexit yanlılarının tercih etmediği türden daha uzun süreli bir erteleme olacağını, İngiltere'nin Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılması gerekeceğini söylüyor.
- 22 Mayıs: Eğer gelecek hafta İngiltere Parlamentosu'nda oylanması planlanan Brexit anlaşması bu kez milletvekilleri tarafından kabul edilirse, İngiltere'nin AB'den çıkış tarihi 22 Mayıs olacak. Böylece İngiltere Avrupa Parlamentosu seçimlerinden bir gün önce Avrupa Birliği'nden ayrılmış ve geçiş sürecini başlatmış olacak.
Başbakan Theresa May'in önündeki bir diğer seçenek ise İngiltere Parlamentosu'nun anlaşmayı onaylamaması halinde Brexit sürecini başlatan Avrupa müktesebatının 50. maddesini işetme kararını tek taraflı olarak feshetmek. Ancak May bu seçeneğin gündemde olmadığını, hükümetin Haziran 2016'da düzenlenen referandumun sonuçlarına saygı duyacağını söylüyor.
Avrupa liderler zirvesinden çıkan kararda ayrıca İngiltere ile AB arasında varılan Brexit anlaşmasının yeniden görüşmeye açılamayacağı bildirildi.
May'in hazırladığı taslak anlaşmada, serbest dolaşımın sona ermesi, AB ile İngiltere arasında "tek gümrük bölgesinin" kurulması ve İngiltere'nin AB'den ayrılmasının ardından 21 aylık bir geçiş sürecine geçilmesi öngörülüyor. Brexit anlaşması, İngiltere Parlamentosu tarafından iki kez reddedildi.
İngiltere'nin önündeki dört seçenek
Dün akşam Brüksel'de geç saatlere kadar devam eden toplantıların ardından basının karşısına çıkan Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, 12 Nisan tarihine kadar tüm seçeneklerin hâlâ masada olduğunu ifade etti.
Tusk, İngiltere hükümetinin önündeki seçenekleri şöyle sıraladı:
- Anlaşma ile ayrılma
- Anlaşmasız ayrılma
- Uzun bir erteleme
- Brexit'ten vazgeçilmesi
Zirve boyunca yapılan görüşmelerde atmosferin 'beklediğinden daha iyi olduğunu' söyleyen Tusk, liderlerin görüşmelere bu kez çok daha gerçekçi bir şekilde yaklaştığını ifade etti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ise Theresa May'in yeniden müzakere ettiği ancak geçen hafta İngiltere Parlamentosu'nda bir kez daha reddedilen anlaşma metnindeki yasal bağlayıcılığı olan yeni eklemelerin liderler tarafından da onaylandığını söyledi ve "Verebileceğimiz başka bir şey kalmadı" dedi.
İngiltere Başbakanı Theresa May
May Brüksel'e gitmeden önce milletvekillerini suçladı
İngiltere Başbakanı Theresa May, AB liderlerinden resmen Brexit'i 30 Haziran'a kadar ertelemelerini istedi.
Theresa May AB'den anlaşmayla ayrılmalarını "içtenlikle dilediğini" ve Brexit anlaşmasının Parlamento'dan geçmesi için çaba harcadığını söyledi.
May, AB Zirvesi'ne katılmadan önce dün akşam yaptığı konuşmada, Brexit'in ertelenmesinden milletvekillerini sorumlu tutmuş, Brexit'in ertelenmesinden "büyük üzüntü duyduğunu" belirtmişti.
May'in dışında İngiltere'de ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin lideri Jeremy Corbyn de bugün Brüksel'de temaslarda bulundu. Corbyn, "yapıcı" görüşmeler yaptığını söyledi.
İngiltere Parlamentosu Brexit anlaşmasını Ocak ayında 230, bu ay da 149 oy farkla reddetmişti.
İngiltere Parlamentosu ise geçen hafta İngiltere'nin AB'den anlaşma olmadan ayrılmasına karşı çıkmış ve Brexit'in ertelenmesine destek vermişti.
Çöken internet sitesi
'Brexit'ten vazgeçilsin' kampanyasına destek veren imzacıların sayısı 2 milyonu aştı
Öte yandan, İngiltere Parlamentosu'nun internet üzerinden dilekçeleri topladığı internet sitesinde, "Brexit'ten vazgeçilsin" dilekçesine destek verenlerin sayısı bugün TSİ 10.20 itibarıyla 2,3 milyona ulaştı.
Dün dilekçenin internet sayfası yoğun ilgi nedeniyle çökmüş, sayfayı ziyaret etmek isteyenler "Bakım çalışmaları nedeniyle hizmet verilemiyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyin" mesajıyla karşılaşmıştı.
Dilekçeler Komisyonu'ndan paylaşılan bir Twitter mesajında da "Çok sayıda kişi sayılarla ilgili bilgi istiyor. Sayfada aynı anda 80 bin ila 100 bin ziyaretçi bulunuyuor. Dakikada neredeyse 20 bin imza atılıyor" dedi.
'Backstop': En önemli anlaşmazlık noktası
Brexit anlaşmasının İngiltere Parlamentosu'ndan geçmemesinin en önemli nedeni, muhalefetin yanı sıra May'in azınlık hükümetine dışardan destek veren Kuzey İrlanda'nın muhafazakar Demokatik Birlik Partisi'nin (DUP) ve İngiltere'de iktidardaki Muhazafakâr Parti'den çok sayıda milletvekilinin, anlaşmada "backstop" olarak tarif edilen düzenlemeye şiddetle karşı çıkmaları.
"Backstop" esasında bir acil durum mekanizması. Brexit sonrası AB ile İngiltere arasındaki serbest ticaret anlaşması müzakereleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Birleşik Krallık'ın parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasında fiziki sınır olmamasının garanti altına alınmasını amaçlıyor.
Ancak İngiltere ile AB arasında varılan anlaşma, taraflardan herhangi birinin bu sürece tek taraflı olarak son verememesini öngörüyor. İngiltere'de anlaşmaya karşı çıkanlar da bunun, Birleşik Krallık'ın tamamında gümrüklerin kontrol edilememesi anlamına geleceğini vurguluyor.
Irlanda Cumhuriyeti-Kuzey İrlanda sınırı
En büyük korku, Kuzey İrlanda Cumhuriyeti'nin fiili olarak İrlanda Cumhuriyeti'nin parçası haline gelmesi ve Kuzey İrlanda gibi 2016'daki referandumda Brexit'e karşı çıkan İskoçya'da 2014'ten sonra yeniden bir bağımsızlık referandumu yapılması. Yani, Birleşik Krallık'ın parçalanması.
İrlanda adasındaki çatışmalara son veren 1998 tarihli Hayırlı Cuma Anlaşması, İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda'nın ortak bir ekonomik pazarda yer almasını; sınırın iki tarafında serbest yaşamı, dolaşımı ve çalışmayı sağlamıştı. Zira Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyeti AB üyesiydi. Ancak Brexit ile beraber bu durum noktalanacağından; hem İngiltere hükümetini hem AB'yi hem İrlanda Cumhuriyeti'ni hem de Kuzey İrlanda'daki tüm tarafları tatmin edecek bir formülün bulunması gerekiyor.
Kaynak: BBC Turkce