Halk arasında “Domuz Gribi” olarak bilinen H1N1 virüsü ve altta yatan hastalıklara bağlı olarak şu ana kadar 8 kişi hayatını kaybetti. Ölümlerin Çankırı, Van, Adana ve Niğde'de gerçekleştiği öğrenildi. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu yaptığı açıklamada “salgının söz konusu olmadığını”, bu ölümlerin tüm aralık ayını kapsadığını söyledi. Aralık ayı içinde gribe bağlı sebeplerle hayatını kaybeden 8 kişinin tetkiklerinde H1N1 virüsüne rastlandığını ancak 7’sinin altta yatan kronik hastalıklarına bağlı olarak öldüğünü ifade etti. Bakan Müezzinoğlu ve uzmanlar, yaşanan ölümler dolayısıyla “panik yapmayın” çağrısında bulunarak, gerekli tedbirlerin alınması konusunda da uyarıda bulundular.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği  (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, yaşanmakta olan grip ölümlerin “olağanüstü” kabul edilmemesi gerektiğini belirterek, “Normal grip söz konusu olduğunda ortaya çıkabilecek komplikasyonlar. Bağışıklık sistemi zayıf olanlar, kanser hastaları, şeker hastaları, kalp hastaları, kronik böbrek ve karaciğer hastaları, gebeler her zaman risk altındadır. Şu anda yaşanan ölümler de bunlar. Salgından söz etmek için ölümlerin sayısına bakmak gerekir. Şu anda bir salgın söz konusu değil” dedi. Yaşanmakta olan gribin domuz gribi olarak adlandırılmaması gerektiğini de belirterek, “Grip etkeni virüs olan H1N1 virüsü ilk olarak ortaya çıktığı 2009 yılında, toplum bağışıklık kazanmadığı için salgınlara, ölümlere yol açtı. Ancak ilk günden bu yana toplum bağışıklık kazandı. Virüs topluma adapte oldu. Artık mevsimsel grip olarak tanımlanmalıdır” dedi. H1N1 virüsünün diğer grip virüslerine göre daha hafif olduğunu da belirterek, “Derneğimizin yaptığı bir çalışmaya göre 2009-2010 sezonunda H1N1 virüsünün etken olduğu domuz gribi şüphesi ile İstanbul’da 1000 kişi hastaneye yatırıldı. 40 kişi hayatını kaybetti. Bu da virüsün iddia edildiği kadar ölümcül olmadığını gösteriyor” dedi.
Prof. Dr. Ergönül, havaların ısınmaya başlaması ile birlikte hastaneye yatışlarda azalmaların beklendiğini söyledi. Altta yatan kronik hastalığı olanlar, yaşlılar, hamileler ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerin hastalık belirtileri ortaya çıktığında hastaneye başvurmaları ve antiviral ilaç tedavisine başlanması gerektiğini de önemle belirtti. Antibiyotiklerin grip tedavisinde hiçbir etkisinin olmadığını belirten Prof. Dr. Ergönül, erken antiviral tedavisinin ağır grip vakalarında hayat kurtarıcı olduğunu da vurguladı.
 İstanbul Bahçelievler Medical Park Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Dilek Arman, yakın zamana kadar influenza B virüsüne bağlı olarak ortaya çıkan grip vakalarının yoğun olduğunu son günlerde ise H1N1 virüsünün etkili olmaya başladığını belirtti. Domuz gribi vakalarının ön plana çıkmasında testlerin etkili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Arman, “Daha önce de mevsimsel griplerde ölümler meydana geliyordu. Ancak testi geliştirilmediği için gribin üzerine zatürre gelişti ve öldü diyorduk. 2009’den sonra geliştirilen testlerle artık gribe yol açan virüsün tipini belirleyebiliyoruz. Bu yüzden domuz gribi daha sık telaffuz ediliyor” diye konuştu. 
Hastaysan evden çıkma
Grip virüsünün hapşırık ve öksürükle yayıldığını belirten Prof. Dr. Dilek Arman, hasta kişileri virüs bulaştırmamaları için evden çıkmamaları, istirahat etmeleri, bol su ve taze sebze meyve tüketmeleri konusunda uyardı. “Solunum hijyeni”ne dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Arman, “Hapşırırken ya da öksürürken ağzımızı kağıt mendille kapatalım. Mendil bulamadıysak kolumuzu kullanalım. Kullandığımız mendili elimizde dolaştırmayıp hemen çöpe atalım. Bizim geleneklerimizde  karşılaştığımız dostlarımızla hemen sarılır, öpüşürüz. Grip mevsiminde bu alışkanlığımızdan vazgeçelim. Sık sık ellerimizi yıkayalım” diye konuştu.