"İştahsızlık; çocukluk yaş grubunda anne-babalar tarafından en çok dile getirilen ve doktorların en sık karşılaştıkları bir durumdur" diyen Kanber, "Ek gıdaların başlanmasından okul çağına kadar, çocuklarının iştahsızlığından şikayet etmeyen anne-baba hemen hemen yok gibidir" dedi.Özellikle annelerin, kendilerinin uygun gördüğü miktarda yiyecek tüketmeyen çocukları için çok kolay “iştahsız” kararı verdiklerini belirten Dr. Kanber, “Burada önemli olan dile getirilen bu şikayetin göreceli mi yoksa gerçek mi olduğunun ortaya konmasıdır. Bu amaçla kullanılabilecek en iyi yöntem, çocuğun sağlıklı sınırlarda büyümesini sürdürüp sürdürmediğinin kontrol edilmesidir. Ancak iştahsızlıkla beraber kilo alımında duraklama ve yetersiz gelişme gösteren çocuk da sebebin ortaya çıkarılması için doktor kontrolünden geçirilmelidir. Muayene ile çocuğun büyüme ve gelişme ölçülerinin yaşına uygun olup olmadığı değerlendirilmeli ve gerekirse bir takım tetkiklerin yapılması gerekmektedir. Çocukların büyüme ve gelişmeleri dönemsel farklılıklar gösterir.

Hayatın ilk bir yılı büyümenin en hızlı olduğu dönemdir ve tabii ki kalori ihtiyacı da fazladır. Bir yaşından sonra bu hızlı büyüme artık yavaşlar, buna paralel olarak kalori gereksinimi de azalır. Dolayısıyla eskiye oranla belirgin iştahsızlık gözlenir. Özellikle 15 - 20. aylar iştahsızlığın en belirgin olduğu dönemdir. Büyüme; beslenmenin dışında yaş, cinsiyet, metabolizma hızı, aktivite durumu, genetik, psikolojik ve çevresel faktörlerden etkilenmekte ve her çocukta farklı olabilmektedir. En sık karşılaşılan durum ise anne ve babalar çocukları ne kadar yerse yesin aldıkları gıdaları yetersiz bulmakta ve çocuklarının yediklerini başka çocukların aldıkları gıdalarla kıyaslamaktadırlar. Bilinmelidir ki çocukların aldığı gıdanın miktarı kadar içeriği de önemlidir. Yüksek kalorili bisküvi, çikolata gibi besinler, düzensiz atıştırmalar, fast food türü beslenme tarzı, öğünlerdeki yemek miktarını etkiler ve yeterli kalori aldığı halde iştahsız görüntüye neden olabilir. Yaşına uygun büyüme gösteren çocuk size iştahsız gibi gelse de, ihtiyacı olan gıdaları alıyor demektir” diye konuştu.

"YEMEĞİN SOFRADA YENMESİNİ ALIŞKANLIK HALİNE GETİRİN"

Annelere önerilerde bulunan Dr. Kanber, “Yemeğin sofrada yenmesini alışkanlık haline getirin. Besin değeri yüksek, çocuğun severek yediği gıdalar tercih edilmeli, kesinlikle miktar yönünde zorlama yapılmamalıdır. 'Kardeşin bitirdi, sen hala yemedin' gibi kıyaslamalar yapılmamalıdır. Yemesi karşılığında takdir edilmeli, fakat ödüle alıştırılmamalıdır. Fazla miktarda inek sütü veya meyve suyu alan çocuklar tok olduklarından diğer gıdalara direnç gösterirler. Ayrıca aşırı süt tüketiminin sonunda oluşabilen kansızlık da yine iştahsızlık nedeni olabilir. Tabağına yiyebileceği kadar yemek koyulmalı, hatta azar azar yemek koyarak tabaktaki yemeğini bitirdikçe takdir edilmelidir. Çocuğun bireysel gelişimi desteklenmeli, sofrada özgür bırakarak kendi kaşığı ile beslenmesine fırsat verilmelidir. Açık havada gezinti yapılmalı ve yemeklerini buralarda yemeleri sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.

“'İŞTAH ŞURUBU' ADI ALTINDA SATILAN İLAÇLARDAN KULLANMAYIN”

İştah şurubu adı altında satılan ilaçlardan kullanılmaması gerektiğine dikkat çeken Dr. Kanber, “İştah açan fakat hiçbir yan etkisi olmayan ilaç yoktur. Tıp literatüründe iştahı artırdığı bilinen ilaçlar çok az sayıdadır. Genellikle bu amaçla kullanılan alerji ilaçlarının iştah açması, bu grup ilaçların yan etkisi olarak ortaya çıkmaktadır. Bu ilaçları kullananların bir kısmında ek olarak; uyku, uyuşukluk, bazılarında huzursuzluk, aşırı sinirlilik, alerjik reaksiyonlar, kansızlık, karaciğer üzerine toksik etki, kusma, ishal, kabızlık, sık ve ağrılı idrar yapma gibi yan etkiler de ortaya çıkmaktadır" ifadelerini kullandı.

ANNELERE TAVSİYELER

Annelere tavsiyelerde bulunan Dr. Kanber, “Çocuğun ailesi ile iletişim alanı olan yemek, bazen savaşa dönüşebilir. İştahsızlığı savaş olarak kullanan çocuklar her zaman savaşın galibi olurlar. Bu savaşı kazanmak istiyorsanız, ilk işiniz onların beslenme alışkanlıklarını değiştirmek olmalıdır. Ek gıdalara 6. aydan daha geç başlamayın. Bebeğinizi 9. ayda sofraya oturtun. El becerilerinin, ısırma ve çiğneme becerilerinin gelişmesine yardımcı olun. Çocuğun sevmediği gıdalarda ısrar etmeyin. Ancak zaman zaman deneyin ya da daha cazip hale getirerek sunun. Çocukların mide kapasiteleri küçük olduğu için 7-8 kaşıktan sonra yemek istemeyebilirler. Bu durumda çocukları zorlamayın. Bazı anneler çocuklarını zorlayarak yemek yedirmektedirler. Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın. 'Küçük kalacaksın' diye sözlerle tehdit etmeyin. Yemek sırasında çocuğu üzecek veya korkutacak şeyler söylemeyin. Evde kavga eden ebeveynlerin varlığı çocuklarda yemek yemeyerek tepki vermelerine sebep olabilir. Yemekten önce çocuğa abur cubur gıdalar yedirmeyin. Çocuğun iştahını kesebilir. Uyku düzenlerini değiştirmemek veya düzen oluşturmak, temiz havaya çıkarmak, yürütmek, oyun oynamalarını sağlayarak çocukların rahatça yemek yemelerini kolaylaştırabilir. Biberon yerine bardak kullanma alışkanlığı kazandırın. Yiyeceklerini kolay yiyebileceği şekilde hazırlayın. Çocuğun bilinçaltına yerleşmiş endişe, üzüntü, nefret veya kıskançlık gibi duygular iştah azalmasına sebep olabilir ve bu durumun tedavisi gereklidir” dedi.