Stresin hayatın içinde olabilen bir unsur olduğunu dile getiren Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Terzi, az veya çok hayatın bir döneminde herkesin stresli bir dönem geçirebildiğini ve zaman zaman öfkelenebildiğini ifade etti. Aşırı stres ve kontrol edilemeyen öfke boyutunda sağlığın olumsuz etkilenebildiğini kaydeden Doç. Dr. Murat Terzi, "Tüm vücudun uyum içinde çalışabilmesi için sinir sisteminin sağlıklı olması büyük önem taşımaktadır. Aşırı stres ve kontrol edilemeyen öfke varlığında sinir sistemi olumsuz etkilenebilmekte, vücudumuzun ahenk içinde çalışması zarar görebilmektedir. Aşırı stres varlığında baş ağrısı, baş dönmesi, dengesizlik, unutkanlık, yorgunluk, dikkat eksikliği, kekeleme ya da benzeri konuşma güçlükleri, konsantrasyon güçlüğü, kaslarda seğirme, beyin damar hastalıkları ve uyku bozukluğu gibi şikayetlerde artma görülmektedir. Ayrıca epilepsi, multipl skleroz (MS) gibi hastalıkların seyri stres varlığında olumsuz etkilenebilmektedir. MS, amiyotrofiklateral skleroz (ALS) gibi kronik nörolojik hastalıklarda hastalığın seyrindeki belirsizlik de zaman zaman strese neden olabilmektedir. Yani, stres nörolojik hastalıkların seyrini olumsuz etkileyebildiği gibi, kronik nörolojik hastalıklara da stres ve zaman zaman öfke eşlik edebilmektedir" diye konuştu. 


Baş ağrısı öyküsü olan hastalarda stres ve öfkeyle birlikte baş ağrısı sıklığında ve şiddetinde artma olabildiğini kaydeden Doç. Dr. Murat Terzi, "Hem gerilim baş ağrısı hem de migren ağrıları stresle birlikte artabilmektedir. Stres ve öfkenin kontrolü ile birlikte baş ağrısının sıklık ve şiddetinde azalma görülmektedir. Baş dönmesi ve dengesizlik şikayetleri aşırı stres ve yorgunlukla birlikte artabilmektedir. Stres artışı ile birlikte horlama, uyku apnesi, uyku terörü, uyurgezerlik, uykuya dalamama gibi uyku bozukluklarında artma olduğu görülmektedir. Aşırı stres ve kontrol edilemeyen öfke tansiyon yüksekliğine neden olabilmekte ve tansiyon yüksekliği sonucu beyin damar tıkanıklığı ve beyin damar kanaması gibi nörolojik hastalıklar görülebilmektedir" dedi.


Doç. Dr. Murat Terzi, şöyle devam etti: 


"Cep telefonu ve diz üstü bilgisayar gibi elektronik eşyalar da son 20 yılda hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Bu cihazların insan vücuduna olumsuz etkileri olduğu son yıllarda gösterilmeye başlanmıştır. Baş ağrısı, baş dönmesi, işitme ve görme problemleri elektromanyetik etkilenmeyle birlikte artmaktadır. Elektromanyetik etkilenmenin fazla olduğu durumlarda yorgunluk, halsizlik ve streste de artış olduğu görülmektedir. Stres artışı ile birlikte sinir sistemi olumsuz etkilenmektedir. Cep telefonu ve bilgisayarı hayatının önemli bir parçası haline getirenlerin bu cihazlar olmadığında yaşadıkları panik halini görebilmekteyiz. Cep telefonu ve bilgisayarların şarjının bitmesi düşüncesi bile insanları strese sokabilmektedir. Bu açıdan bakıldığında bu teknolojik aletleri daha etkin ve sağlıklı kullanmak, stresi ve bunların vücuda olan olumsuz etkilerini azaltacaktır. Cep telefonu yorgunluk, baş ağrısı, kulakta çınlama, deride yanma hissi, yüksek tansiyon, baş ağrıları, baş dönmesi ve dikkatin dağılmasına sebep olabilmektedir."

 

DHA-Sağlık - Türkiye-Samsun - Murat SANDIKÇI