SEÇİME 1 hafta kala F-16’larımızın, uyarılara rağmen sınırı geçen ya da Türkiye tarafının iddiaları böyle olan Suriye MİG savaş jetini düşürmesi, oyları etkileyecek mi? Elbette... Rus yapısı Suriye savaş jetini düşürmesi Türkiye’nin egemenlik huku

SEÇİME 1 hafta kala F-16’larımızın, uyarılara rağmen sınırı geçen ya da Türkiye tarafının iddiaları böyle olan Suriye MİG savaş jetini düşürmesi, oyları etkileyecek mi?
Elbette...
Rus yapısı Suriye savaş jetini düşürmesi Türkiye’nin egemenlik hukuku gereğidir.
“Zamanlaması manidar” gibi bir not düşmüyorum.
Ama...
Seçime 1 hafta kala bu müdahale, Türkiye’deki milliyetçi duyguları dalgalandırmıştır.
Hele...
Daha önce Suriye’nin Türk savaş jetini aynı gerekçeyle düşürmüş olması ve bunun karşılıksız kalması nedeniyle oluşan ve biriken psikoloji dikkate alınırsa olay “rövanşın alınması” diye de görülebilir.

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

ŞİMDİ...
Bir diğer “Türkiye devletinin egemenlik hukuku” sorunu daha ajandanın şu son sayfasında.
Suriye topraklarında Esad’a karşı savaşan kuvvetlerden radikal İslamcı IŞİD, Türkiye’ye bir tür rest çekti.
Suriye topraklarında kalan ve Türkiye’nin sınırları dışındaki tek toprağı olan “Süleyman Şah Türbesi’nin, orayı koruyan Türk özel kuvveti tarafından en geç bugün boşaltılmasını” bildirdi.
“Aksi halde türbenin bulunduğu toprak parçasını silah gücüyle alacağını” da açıkladı.
Her ne kadar “ciddiyeti” kuşkulu bir video tehdidi olarak görünüyorsa bile bir “çılgınlık” olasılığına karşı tedbirli olmakta yarar var.
Sınırın bu tarafında Türk birlikleri “teyakkuzda” bekliyor.
IŞİD bir çılgınlık yapar mı?
Bu takdirde Türkiye’nin sessiz kalması mümkün değil.
Seçim öncesi kucağımızda bulduğumuz “saatli bomba” olabilir mi bu?
Türkiye’nin devlet olarak ne yapması gerektiğine kuşku yok.
Ancak...
Bunun önce diplomatik yolları da sonuna kadar denenmeli, zorlanmalı.
Talihsizlik şu ki...
Süleyman Şah Türbesi, orayı koruyan Türk askerleriyle çarpışarak IŞİD tarafından alınırsa, 3-5 güne yayılabilecek Ankara’nın diplomatik girişimlerle sonuç almaya çalışması, toplum psikolojisinde ters tepebilir.
Bu da pazar günü AK Parti oylarını düşürebilir.
Öte yandan...
Biraz da toplum baskısı ve “oy katsayısı” nedenleriyle “çılgınlığa” anında “mukabele-i bilmisil” yapılırsa IŞİD ile savaş başlatılırsa, Suriye’nin kanla karılmış batağına girilmiş olmaz mı?
Önce “caydırıcı” ve sonra da “geri çekilmeye zorlayan” diplomasi sonuç vermezse, sınır ötesine harekat son çare olmalı.
........................
Bir tarih kaydı da düşelim.
Süleyman Şah Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin dedesi ve Ertuğrul Gazi’nin babasıdır.
Yeni yurtlar aramak için Fırat Nehri dolaylarındayken, boğularak ölmüştü.
Caber Kalesi yanında iki adamıyla birlikte gömülmüştü.
I. Dünya Savaşı’ndan sonra 1938’de Fransa ve Türkiye arasındaki anlaşmayla bu türbe ve Caber Kalesi Türkiye toprağı sayılmıştı.
Türkiye orada bir de karakol inşa etmişti, türbenin korumasını üstlenmişti.
Ancak...
Şimdiki yeri bu “tarihi konum” değil.
1973 yılında Suriye türbenin bulunduğu yeri de kapsayan baraj gölü oluşacağını bildirerek türbe ve karakol için Halep’e bağlı Karakozak Köyü’nde 10.096 metrekarelik bir yeni yer gösterdi.
Türbe ve karakol bu yeni yerindedir.
Bu bilgiler ışığında acaba müzakere olanakları zorlanarak çözüm üretmek seçeneğine de başvurulur mu?
Zaten Suriye’de hem Esad güçleriyle hem birbirleriyle çarpışma halinde olan radikal İslam güçleri Türkiye için yeterince baş ağrısıyken, diğer seçenekler etkin olarak kullanılmadan sınır ötesine silahlı müdahale iyice düşünülmeli.
Özellikle iç siyaset hesapları Dışişleri ve Genelkurmay masalarının dışında tutularak...