Milli Takım'ın EURO 2020'den puansız bir şekilde dönmesinin ardından Galatasaray da Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turu ilk karşılaşmasında Hollanda temsilcisi PSV Eindhoven karşısında 5-1'lik skorla hezimete uğradı.

Galatasaray, son 7 yılda çıktığı 36 Avrupa müsabakasında yalnızca 4 galibiyet elde edebildi. Bu maçların 22'sinde mağlup olan sarı-kırmızılı takım, 10 kez de berabere kaldı.

Hürriyet yazarı Uğur Meleke alınan PSV yenilgisini, "Biz artık bir ön elemeler ülkesiyiz" cümlesiyle değerlendirdi ve Türk futbolundaki bu krize ilişkin önerilerini sıraladı.

"Fatih Terim, otur sıfır" başlığı atan Habertürk yazarı Serdar Ali Çelikler de "En başta Fatih Terim ve Şenol Güneş dahil Türk teknik adamlarımızı tartışmamız lazım" diye yazdı.

Gazete Duvar yazarı Ali Fikri Işık ise kaleme aldığı maç değerlendirmesinde "Avrupalılarla oynanan her oyun ve maç, Terim'i doğrulamadığı halde, Terim kendini ve oyununu gözden geçirme ihtiyacı duymuyor" ifadelerini kullandı.

Rövanş maçını 28 Temmuz'da İstanbul'da oynayacak Galatasaray'ın bir üst tura yükselebilmesine imkansız gözüyle bakılıyor.

'Sebep, Terim'in köhneleşmiş futbol anlayışı'

Peki Türkiye'nin iki önemli teknik direktörü Şenol Güneş ve Fatih Terim neden tartışılıyor?

Maçı BBC Türkçe'ye değerlendiren Goal Türkiye yazarı Emre Sarıkuş, "hezimetin Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'in köhneleşmiş futbol anlayışı sebebiyle yaşandığını" söyledi.

Alınan skorun şaşırtıcı olmadığını, PSV'nin ne yapmak istediğini çok iyi bilen bir takım olduğunu söyleyen Sarıkuş, Galatasaray'ın ise tam tersine sahada ne yapacağını hiç bilmeyen, taktik ve teknik olarak yetersiz olduğunu belirtti. 

Sarıkuş, bunun sebebi olarak da "Avrupa futbolunu takip etmiyor" dediği Terim'i gösterdi.

Terim'in miadini doldurduğunu savunan Sarıkuş, "Kenara çekilip arkadan gelen insanlara yol açmalı. Ama bunun Galatasaray'da bir karşılığının olduğunu düşünmüyorum. Yönetiminin seçim vaadi buydu. Ama bu, takıma gelecekte başka birçok şey daha kaybettirecek" diye konuştu.

İsrailli milli futbolcu Eran Zahavi, Galatasaray filelerine 3 gol attı.

'İletişimleri demode kaldı'

BBC Türkçe'ye konuşan futbol yazarı Didem Dilmen ise Terim'in hiçbir zaman yenilikten korkmayan bir yapıya sahip olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Onu bu kadar uzun zamandır koltukta oturtan da bu özelliği. Hiçbir zaman statik olmamıştır. Sorunun Terim'in futbol anlayışından dolay değil, takımın idari olarak yönetilemediğinden kaynaklandığını düşünüyorum."

Dilmen, Fatih Terim ve Milli Takımlar Teknik Direktörü Şenol Güneş'in Türkiye'nin en önemli iki taktik insanı olduğunu ancak futbolcularla iletişim biçimlerinin zaman içerisinde "demode kaldığını" dile getirdi.

Terim ve Güneş'in 20 yıl önce nasıl oyuncu idare ediyorsa şimdi de aynı tavra sahip olduğunu belirten Dilmen, "Ama bunlar Z kuşağı oyuncular. Birçoğu 20 sene önce hayatta bile değildi. Bu iletişim sorunu ancak yardımcı ekipleriyle çözebilirler" dedi.

Dilmen, Terim'in yardımcı ekibinin ise devamlı değiştiğini ve bir türlü istenilen istikrarın yakalanamadığını savundu.

'PSV bir sistem takımı'

PSV, Hollanda ligi Eredivisie'de son 11 yıl içerisinde 3 şampiyonluk elde edebildi. Ezeli rakipleri Ajax bu süre zarfında, son 3 sezon üst üste olmak üzere 7 kez şampiyonluk kupasını müzesine götürdü.

Sarıkuş, Galatasaray'ın ön eleme turunda, Hollanda'da hegemonyasını Ajax'a kaptırdıktan sonra geçen sene teknik direktörlük görevine Alman çalıştırıcı Roger Schmidt'i getiren PSV ile oynadığını hatırlattı.

PSV'nin Schmidt ile birlikte iyi bir sistem takımı olduğunu ifade eden Sarıkuş, "Genç oyunculara yatırım yapmışlar. Oyuna giren oyuncular, çıkan oyuncuların görevlerini aynı şekilde yerine getiriyor" değerlendirmesinde bulundu.

Sarıkuş, sarı kırmızılı takımın rakibini hiç analiz etmediğini ve böyle olunca da büyük bir kaosla karşı karşıya kaldığını sözlerine ekledi.

'Terim ve Güneş son 20 yılda kaç oyuncu çıkardı?'

Fatih Terim'in PSV maçı sonrasında yaptığı basın toplantısında bir muhabirle yaşadığı diyalog da sosyal medyada tepki topladı.

A Spor muhabiri Fatih Özer, basın toplantısında cümlesine "Çok merak edilen bir soru var" diye başlayarak Terim'e neden maça hücumda Mustafa Muhammed ya da Radamel Falcao yerine Ryan Babel'le ve de üçlü savunma ile başladığını yönünde bir soru yöneltti.

Terim ise bu soruya, "Kim merak etmiş? Ben de senin söylediğini merak ettim. Siz mi merak ettiniz?" diyerek yanıt verdi.

Söz konusu diyaloga ilişkin yaptığı analizde, bunun basit bir savunma mekanizması olduğunu ve kişisel hırs ve egoların devreye girdiğini savunan Sarıkuş şöyle devam etti:

"Evet gazeteci merak etmiş olabilir. Ama bunun medyadaki karşılığı korku figürü ve otoritedir. 'Futbolun imparatoru' deniyor. Güneş de Terim de son 20 yıldır ne yaptı? Kaç oyuncu yetiştirdiler? Ne verdiler futbola? Yeni sistem ve antrenman tekniklerini bilmiyorlar. Avrupa'da neden 3'lü savunma oynanıyor diye sorsanız cevap alamazsınız."

İki teknik direktörün de maaşıyla ilgili gündeme geldiği zaman da tepki gösterdiğini söyleyen Sarıkuş değerlendirmesine, "Senin maaşın konuşulur. Avrupa'da bu paraların onda birine en azından bir sistem oturtuluyor" cümleleriyle devam etti.

Başta kaleci Fernando Muslera olmak üzere Galatasaraylı futbolcular bireysel hataları sebebiyle de eleştirildi.

Basında Şenol Güneş'in yıllık 3,2 milyon Euro maaş aldığına yönelik bazı haberler çıkmıştı. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, bu iddiaları yalanlamış ve "Güneş, TL cinsinden ücret alıyor" demişti.

Özdemir, Güneş'in maaşının ne kadar olduğuna dair ise herhangi bir bilgi vermemişti.

Geçtiğimiz günlerde basında yeni seçilen Burak Elmas yönetimiyle sözleşme yenileyen Fatih Terim'in yıllık kazancının 3 milyon Euro olacağı yönünde haberler yer almıştı.

Bu iddialara ilişkin olarak gerek Terim gerekse Galatasaray'dan herhangi bir açıklama yapılmadı.

'Eleştirilmek istemiyorlar'

Dilmen'e göre teknik direktörler hiçbir eleştiriye açık değil ve özellikle de basın toplantılarında eleştirilmek istemiyor.

"Peki basın nerede eleştirecek?" diye soran Dilmen sözlerine şöyle devam etti:

"Muhatabı olmayan eleştiri de istediği yere kadar gidebilir. Bu da Türkiye'de spor iletişimi sorunu. Eleştiri haddinden fazla sertleştiğinde de o zaman kızamazsınız. Ersun Yanal'ı, Aykut Kocaman'ı ya da diğer önemli hocalarımızı da eleştiremezsiniz. İstemiyorlar eleştirilmeyi. İletişim kuramıyoruz, bu eski bir problem. Ama artık değişmek zorunda."