Ülkenin oyunlarda mücadele eden 384 sporcusundan 46'sı yurt dışında doğan ve sonradan İtalyan vatandaşlığı almış isimlerdi. Olimpiyat Oyunları sonrası İtalya'da, ülke topraklarında doğanlara vatandaşlık verilmesi yeniden gündeme geldi.

İtalya Ulusal Olimpiyat Komitesi Başkanı Giovanni Malago, bazı sporcuların İtalya topraklarında doğsalar da ebeveynleri yabancı olduğu için vatandaşlık hakkına sahip olmamasını ve bu yüzden ülkeyi temsil edememesini eleştirdi.

Malago, Olimpiyatlar sürerken yaptığı açıklamalarda, İtalya topraklarında doğan sporculara vatandaşlık hakkı verilmemesini "tuhaflık, delilik" diye niteledi. 

Malago, bu sporculara 18 yaşını doldurdukları anda vatandaşlık verilmesi gerektiğini, ancak halen süren uygulamalarda uzun bürokratik süreçlerin engel çıkardığını vurguladı ve "Artık bu sorun çözülmeli" dedi.

İtalya'da halen vatandaşlık hakkı için kan bağı (ius sanguinis) esas alınıyor. Ebeveynleri İtalya vatandaşı olmayan çocuklar, ülke sınırları içinde doğmuş olsalar da 18 yaşına kadar vatandaşlık başvurusu yapamıyor.

Sol partiler geçen yıllarda, İtalya'da doğanlara otomatik olarak vatandaşlık hakkı tanınması için çeşitli yasal düzenlemeler yapma girişimlerinde bulunsa da bunlar onay aşamasını geçememişti. Vatandaşlık yasasının değiştirilmesi için parlamentoya sunulmuş üç yasa tasarısı halen komisyon aşamasında takılmış durumda.

Olimpiyat Komitesi Başkanı'nın sözleri üzerine İtalya'da yıllardır hararetli tartışmalara konu olan "ius soli" (doğum yerine dayalı vatandaşlık hakkı) tekrar gündeme girdi.

Merkez soldaki Demokratik Parti'nin lideri Enrico Letta, meselenin yalnızca sporculara verilecek özel bir hak olmadığını, genel bir yasa değişikliği gerektiğini belirtti. Letta, "Olimpiyatlar sonrasında bu konudaki farkındalığın genele yayıldığını düşünüyorum. Bu nedenle tüm siyasi güçlere bu meseleyi parlamentoda tartışmaya açma ve ius soli ile ilgili bir çözüm bulma çağrısı yapıyorum" dedi.

İçişleri Bakanı Luciana Lamorgese de Olimpiyat Komitesi Başkanı'na destek verdi ve "bu konuyu yalnızca sporcularımız madalya kazandığında hatırlamamalıyız" dedi. İçişleri Bakanı, yabancı ebeveynlerin İtalya'da doğmuş çocuklarının "kendilerini toplumun ayrılmaz bir parçası gibi hissetmelerine" yardımcı olunması gerektiğini savundu.

Göçmen karşıtı partilerden tepki

Göçmen karşıtı, ulusalcı bir çizgi izleyen sağ partilerden ise vatandaşlık hakkının yeniden tartışmaya açılmasına tepki geldi. 

Son anketlere göre ülkenin en fazla desteğe sahip partisi olan aşırı sağcı İtalya'nın Kardeşleri Partisi'nin lideri Giorgia Meloni, "vatandaşların içinde bulunduğu böylesine hassas bir dönemde ius soli meselesinin öncelik hale getirilmesine" tepki gösterdi. 

Aşırı sağcı Lig Partisi'nin lideri Matteo Salvini ise vatandaşlık hakkı tartışmalarına göç karşıtı argümanlarla dahil oldu. İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemde göç karşıtı uygulamalara imza atan Salvini "İçişleri Bakanı ius soli konusunda abuk sabuk konuşacağına İtalya'ya yasa dışı şekilde girenleri kontrol etsin" dedi.

Popülist 5 Yıldız Hareketi'nden Senato Başkan Yardımcısı Paola Taverna da ülke için mevcut önceliklerin pandemi ve ekonomik kalkınma olduğunu söyledi.

Tartışma, bugünkü ulusal gazetelerin büyük kısmının baş sayfalarında yer aldı. İtalyan basınına göre ius soli yasası kabul edilirse ülkede yaşayan 1 milyondan fazla çocuk vatandaşlık hakkı elde edecek.