Basın toplantısını organize eden derneğin genel sekreteri Mariano Giustino, bu girişimleriyle akıntıya karşı kürek çekiyor gibi olduklarını ancak yaşanan sığınmacı krizinin, AB-Türkiye ilişkilerinde büyük bir fırsatı da beraberinde getirdiğini söyledi.
AB Konseyi’ne, İtalyan hükümetine Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin hızlandırılması için mektup gönderdiklerini aktaran Giustino, AB üyelik sürecindeki yargı ve temel bireysel hakları içeren 23. fasıl ile adalet, özgürlük ve güvenlik konularını kapsayan 24. faslın hemen müzakereye açılması gerektiğini belirterek, “AB, vetoları ve ön yargıları bir kenara bırakmalı. Türkiye de reform yolunda ilerlemeli” dedi.
AB’nin sığınmacı krizi dolayısıyla Türkiye’ye vereceği kaynakların bazı kesimlerce “Türkiye’nin şantajı” olarak yorumlanıyor olmasını kabul etmediğini vurgulayan Giustino, “500 milyon nüfuslu birlik 2 milyon kişiyi kabul edemiyor. Türkiye ise 2,5 milyonun üzerinde sığınmacıyı ağırlıyor. Gaziantep, Midilli hepsine gittim. Idomeni’ye de gideceğim. Buralarda Avrupa ölüyor” diye konuştu.
"Türkiye hemen Avrupa’ya" derneğinin koordinatörlerinden Demokrat Parti Milletvekili Gea Schiro da Başbakan Matteo Renzi’nin bugün yaptığı “Türkiye ile anlaşma doğru ancak her ne pahasına olursa olsun değil. İnsan haklarından ve basın özgürlüğünden başlamak üzere bizim için temel olan prensiplerimiz var” görüşüne katıldığını, bununla Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “Türkiye’nin AB üyeliği gündemde değil” açıklamasındansa bu üyeliğin fayda getireceği düşüncesinde olduğunu dile getirdi.
Roma Sapienza Universitesi Öğretim Üyesi Türkolog Prof. Fabio Grassi de 10 sene önce Türkiye’nin AB ile çok yakın olduğu dönemde büyük bir fırsatın kaçtığını belirterek, şimdiki durumu sihirli bir değnekle toparlamanın zor olduğunu ifade etti.
Eski milletvekili Maurizio Turco da müzakere başlıklarının bir an önce açılmasının sağlanması gerektiğini, bunların açılmamasının ve hayata geçirilmemesinin bir şekilde bedelinin ödendiğini söyledi.
