Donald Trump'ın ABD başkanlığına seçilmesi, uluslararası ortamın ne kadar tehlikeli duruma geldiğini Polonyalılara gösterdi. Polonya medyasının gözleri Başbakan Angela Merkel'in ziyareti öncesinde Almanya'ya çevrildi.

Polonya medyasında ‘Merkel son fırsat', ‘Almanya ve Polonya birbirine mahkûm', ‘Almanya ile Polonya arasında mantık izdivacı' gibi manşetlere yer verildi.

Temkinli yakınlaşma  

Merkel'in bir araya geleceği kişilerin belki de en önemlisi iktidardaki milliyetçi muhafazakâr iktidar partisi PiS'nin genel başkanı Jaroslaw Kaçinski. Yıllar sonra ilk kez yapılacak buluşmaya Merkel'i Polonya tarafı davet etmişti. Almanya Başbakanı, Polonya Devlet Başkanı Andrjez Duda, muhalefet liderleri ve Alman azınlık partisinin önde gelenleri ile de bir araya gelecek.

Kaçinski Polonya'nın en güçlü siyasetçisi sayılıyor. Kaçinski yıllardır yurt dışına çıkmayıp bütün gücünü iç politikaya ve ‘muhafazakâr karşı devrim' olarak adlandırdığı çalışmalarına harcıyor. Partisinin iktidara geldiği 2015 yılından bu yana Ukrayna'nın devlet başkanı, Fransa'nın dışişleri bakanı ve Trump'un çevresindeki lüksek düzey isimlerden biri ile görüştü. Merkel ile Kaczynski arasındaki buluşmanın ‘tarafsız bölge' olarak tanımlanan Bristol otelinde yapılacağı ve buluşmadan sonra basına açıklama yapılmayacağı bildirilmişti.

Açıklığa kavuşturulması gereken hususlar

Almanya ile Polonya arasındaki ekonomik ilişkiler hiç şimdiki kadar sıkı olmamıştı. İkili ticaret hacminin geçen yıl 100 milyar Euro'yu bulduğu tahmin ediliyor. Güvenlik ve savunma alanlarındaki işbirliği de olumlu gelişme gösteriyor. Rusya politikasında Baltık nakil boru hattı dışında görüşler örtüşüyor. Ancak problemler bölge dışına da taşarak artıyor. Avrupa Birliği hukuk devleti ilkelerinden uzaklaştığı gerekçesiyle Polonya hakkında işlem başlatmıştı. Berlin hükümeti konuyu ‘ikilileştirmemek' amacıyla açıklama yapmamayı tercih ediyor.

Varşova'daki temasların ağırlıklı konuları Avrupa Birliği'nin geleceği ile göç politikası olacak. Polonya üye ülkelerin yetkilerinin genişletilmesi için Avrupa Birliği antlaşmalarının değiştirilmesini istiyor. Almanya bu talebe karşı çıkıyor. Bir diplomat, ‘bir ülkenin isteğini yerine getirirsek, Pandora'nın kutusunu açmış oluruz', demişti.

Güneyden gelen göçmen akımıyla ilgili olarak aynı görüşler benimseniyor. Varşova ve Berlin yönetimleri Avrupa Birliği dış sınırlarının daha iyi korunmasını ve göçün nedenleri ile mücadele edilmesini arzuluyor. Avrupa Birliği bünyesinde ise göçmenlerin paylaştırılması çözüm bekleyen konuların başında geliyor. Almanya'nın, ‘göçmenlerin adilane paylaştırılması' şeklindeki talebi çoğu üye ülke tarafından benimsenmediği için, tarafların ‘mali yükün paylaştırılmasında' anlaşmaları umut ediliyor.

Polonyalı siyaset bilimci Olaf Osica bir makalesinde ‘Polonya'nın Avrupa Birliği'ne kuşkuyla bakmasının ülkenin konumunu güçlendirip, önemini arttırabileceğini' yazmıştı. Osica Almanya'daki elitlerin evrensel siyasi ilkeler geliştirdikleri kanaatinde olduklarından, farklı görüşleri kabul etmekte zorlandıklarını söylüyor. Siyaset uzmanı iki ülkenin anlaşamadıkları konuları, göç, enerji politikası, iklimin korunması, Baltık boru hattı ve Euro Bölgesi olarak sıralıyor. Polonyalı siyaset bilimciye göre, ‘anlaşmazlık konularının artık kamuoyuna açık bir şekilde tartışılabilmesi lider arasında ortak çıkarların tanımlanmasını kolaylaştırabilir.'

© Deutsche Welle Türkçe