İskoçya'nın Glasgow kentinde 31 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında yapılacak COP26 zirvesi öncesinde dünya çapından yüzlerce genç eylemci İtalya'nın Milano kentinde Youth4Climate (İklim için gençler) etkinliğinde buluştu.

3 günlük buluşmanın Salı günü yapılan açılışında, İsveçli aktivist Greta Thunberg dünya liderlerini boş konuşmakla suçlayarak, "30 yıldır bla bla bla yaptıklarını" söyledi.

2018'de başlattığı "iklim için okul grevi" eylemiyle dünya çapında milyonlarca gence ilham olan Greta Thunberg'ın "bla bla bla" sözleri Milano'daki toplantının ana motifi haline geldi.

Toplantının bugünkü son oturumunda konuşan İtalya Başbakanı Mario Draghi, Thunberg'e hak vererek "Artık harekete geçmeliyiz. Biz yetişkinler sizlerin fikirlerinden, önerilerinden, liderliğinden ve hatta baskılarından ders almalıyız" dedi.

Öte yandan Draghi, "Bu 'bla bla bla' meselesiyle ilgili şunu söylememe izin verin: 'Bla bla bla', bazen eyleme geçmekteki başarısızlığı gizlemek için kullanılabilir ama bazen de bu gibi dönüşümlerde insanları ikna etmek için faydalı olabilir" diye ekledi.

İtalya Başbakanı Mario Draghi

KAYNAK,EPA

'Ekolojik geçiş bir seçenek değil zorunluluk'

Draghi genç aktivistlere seslendiği konuşmasında "Değişim talep etmekte haklısınız. Mevcut eğilimlerle küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırma vaadimizin gerisinde kalıyoruz" dedi ve şöyle devam etti:

"Pandemi ve iklim değişikliği, yaklaşık 100 milyon insanı aşırı yoksulluğa iterek toplam sayıyı 730 milyona yükseltti. İklim, sağlık ve gıda krizleri birbirleriyle derinden bağlantılı. Daha hızlı, çok daha hızlı hareket etmeliyiz. Ekolojik geçiş bir seçenek değil zorunluluk."

G20 dönem başkanlığını yürüten İtalya Başbakanı Draghi, bu grupta yer alan ülkelere özel bir rol düştüğünü de vurguladı.

Draghi, "Başarılı olmak istiyorsak başta G20 üyeleri olmak üzere tüm ülkeler üzerlerine düşeni yapmalı. G20'deki ülkeler, dünyanın toplam GSYİH'sinin yüzde 80'inden fazlasını ve emisyonların da yüzde 75'inden fazlasını oluşturuyor" diye konuştu.

Draghi, Ekim sonunda Roma'da yapılacak G20 zirvesinde, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırma hedefi için uzun vadeli stratejiler geliştirilmesini amaçladıklarını söyledi.

İtalya Başbakanı, "Benim izlenimim liderlerin tamamının, hızla eyleme geçme gerekliliğine inandığı yönünde" dedi.

'COP26, iklim değişikliği için sonun başlangıcı olabilir'

Öte yandan toplantıda konuşan siyasi liderler, iklim kriziyle mücadelede geçmişe kıyasla yol kat edildiğini de savundu.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson bu sabah video konferans yöntemiyle bağlandığı toplantıda, "Ben çocukken, ülkemin elektriğinin yüzde 80 kadarı kömür yakılarak elde ediliyordu. 2010'da da fosil yakıtlardan elde edilen elektrik, yenilenebilir kaynaklardan elde edilenin 10 katıydı. Bugünse ülkemizde tüketilen elektriğin büyük kısmı temiz, yeşil kaynaklardan geliyor" dedi.

Johnson, "Bunları söylememin nedeni ülkem ne kadar harika diye böbürlenmek değil, insanlar ve politikacılar değişim istediğinde neler başarılabileceğini göstermek" diye konuştu.

Johnson toplantıya katılan gençlere, "Sizler benim yaşıma ulaştığınızda alevler içindeki bir dünyada değil, telefonlarınızın, bilgisayarlarınızın, ışıklarınızın rüzgar ve su ve güneş enerjisiyle çalıştığı bir dünyada yaşayacaksınız" diye seslendi.

İngiltere Başbakanı, İtalya ile ortaklaşa düzenleyecekleri COP26 zirvesinin "İklim değişikliğinin sonunun başlangıcı olabileceğini" söyledi.

COP26'ya hazırlık amacıyla Milano'da düzenlenen toplantıda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Katolik Kilisesi lideri Papa Francesco'nun da aralarında yer aldığı isimler de konuştu.

Toplantıda, genç iklim aktivistlerinin önerileri doğrultusunda bir nihai belge hazırlanması amaçlanıyor. Bu belgenin, 30 Eylül-2 Ekim tarihli Pre-COP26 (COP26 öncesi) toplantısında hükümet temsilcileri tarafından tartışılması planlanıyor.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) bünyesinde düzenlenen COP zirvelerinde, iklim değişikliği ile mücadele yöntemleri tartışılıyor.

31 Ekim-12 Kasım arasında yapılacak COP26 zirvesi, Paris İklim Anlaşması'nın imzalandığı 2015'ten bu yana kaydedilen gelişmenin değerlendirileceği ilk zirve olması bakımından özel öneme sahip.