Moderatörlüğünü yazar Tharik Hussain'in yaptığı etkinlik, Diana Darke'ın konuşmasıyla başladı. Ortadoğu uzmanı da olan Darke konuşmasında konukları Osmanlı İmparatorluğunun zengin tarihine ve kültürel mirasına dair olumsuz kavramlara eleştirel bir yaklaşım sunduğu keyifli bir yolculuğa çıkardı. Yazar konuşmasında Osmanlının farklı bölgelerden ve çok farklı etnik kökenlerden gelen insanları Osmanlı ticaret ve kültürünün tek bir "ortak pazarında" birleştiren çok kültürlülüğün hakim olduğu bir imparatorluğu kurmakta nasıl başarılı olduğuna değindi.  

Konuşmasında konuklara kitabından anektodlar aktaran Darke, sanat, mimari, edebiyat, ticaret, doğa ve çevrecilik, sağlık, dini hoşgörü ve barış gibi alanlarda Osmanlı'ya başkentlik yapmış olan üç şehre, Bursa, Edirne ve İstanbul'a ve Osmanlı mirasına kısaca değindi. Yazar Darke ayrıca Osmanlı’nın dünya kültürel mirasına yapmış olduğu ancak az bilinen önemli katkılardan da bahsetti. Diana Darke kitabının Osmanlı kültürel mirası hakkında herkesin erişebileceği genel ve kapsayıcı bir çalışma olması bakımından yapılan öncü çalışmalardan biri olduğunun altını çizdi.  

Diana Darke konuşmasının son bölümünde Osmanlı’nın kültürel mirasının en büyük unsurunun kaligrafi, seramik ve dokuma sanatları gibi bir çok alanda ortaya çıkan sanatsallık, muhteşem estetik anlayışı ve doğa sevgisinin eşsiz birleşimi olduğunu vurguladı. Darke’ın konuşması Osmanlı tarihine dair yapılan araştırmalar ve tartışmalar arasında oldukça göz ardı edilen bir alana dair ilham verici bir bakış açısı niteliğindeydi.  
Etkinlik, Diana Darke’ın konuşmasının ardından yazar Tharik Hussain’ın moderatörlüğünü yaptığı ve katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği soru-cevap oturumu ve yazar Diana Darke’ın kitap imzası ile sona erdi.

Kitap Hakkında: 

Diana Darke’ın bu çalışması Osmanlı İmparatorluğu hakkında yazılan binlerce yayın arasında bambaşka bir yere sahip. Ayrıca, Osmanlıların tarih boyunca karşı karşıya kaldığı siyasi zorluklarla rağmen mimari, mutfak, müzik, bilim ve tıp alanında elde ettiği eşsiz başarıları gün yüzüne çıkarıyor.  

Tarih boyunca Osmanlı İmparatorluğu, dini ideoloji ile laik siyaset arasında nasıl bir dengenin kurulabileceği ve çok kültürlü toplumlarda vatandaşlar arasında adalet ve eşitliğin nasıl teşvik edileceği gibi modern Avrupa ve Orta Doğu ülkelerinin de ortak sorunları olan meseleler ile karşı karşıya kalmıştır. Ancak Osmanlı, çeşitli medeniyetleri bünyesinde barındırdığı toplumların kültürel zenginliklerinden en iyi şekilde faydalanma konusunda örnek olmuştur. Aynı zamanda kendi dinamik ve dayanıklı yapısını koruyan Osmanlı, Moğol zırhı, İran çini işçiliği ve daha bir çok farklı kültürel zenginliği özümseyerek Asya, Avrupa ve Afrika kültürlerinin kaynaşmasına yardımcı olmuştur.  

Osmanlı Sultanları, son derece kapsamlı ve donanımlı olmasının yanısıra hükümdarlıkları boyunca müzik, sanat, mutfak gibi hayatın ince yanlarına da özel ilgi duymuşlar hatta impartorluk olarak çiçeklere ve bahçelere, özellikle lalelere ve güllere verdikleri önemi daima sergilemişlerdir. Bugün İstanbul'daki Topkapı Sarayı Müzesi gibi tarihi yapılarında sergilenen zarif kaftanların, halıların ve seramiklerin ardında yüzyıllardır süren göç, ticaret ve mücadele
2 / 3
yatmaktadır.  Birbirinden özel resimlerle donatılmış bu kitap, Osmanlı İmparatorluğu'nun estekik bir tablosunu okuyucuya sunuyor.