Reuters'ta yer alan habere göre; Türk Lirası depremden sonra yatay bir seyir izlese de, Merkez Bankası (TCMB) rezervlerinde son iki haftadaki 7 milyar dolarlık düşüş, depremin “stabil kur politikasını” da oldukça zorladığını gösteriyor.
İki hafta önce Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 41 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiği depremin ardından ekonomi yönetimi, döviz talebini azaltmayı amaçlayan önlemler aldı.
Ancak bankacılar önlemlere rağmen yıkıcı depremin ekonomik sonuçlarıyla kısa vadede döviz politikasında baskının süreceğinde hemfikir; uzun vadede ise uluslararası yardımlar ise bu baskıyı azaltacak en önemli unsur olacak.
Kur korumalı mevduatta yılın en büyük itfalarından birinin depremle aynı zamana denk gelmesi de dövizdeki dengeyi zorlaştıran unsurlardan biri oldu. Depremle eşzamanlı 12 milyar dolar KKM itfa edildi.
KKM’nin yoğun itfaları da dahil kısa vadeli bu etkilerin birkaç hafta daha devam etmesi, deprem kaynaklı genel etkinin daha uzun sürmesi genel beklenti.
YENİ TEDBİRLER GELEBİLİR
Bir bankanın döviz masası yönetici, “TCMB uzun süredir ihracat başta olmak üzere sağladığı yeni döviz gelirlerini piyasaya yönlendirerek bir denge oluşturuyordu. Dengede bir yöne kayma olduğunda bu konuya bir düzenleme getirip yeniden bir denge sağlıyordu” dedi ve ekledi:
“TCMB bu dönemde rezervlerini ilk defa kullanmıyor… ancak rezerv yeterliliği düşük olduğu için bu uzun süre devam ettirilemez. Bu nedenle döviz talebini düşürücü yönde adımların devamını bekliyorum.”
TCMB’nin haftalık rezerv kayıpları bankacıların kamu kontrollü olarak tanımladıkları mevcut politika için şaşırtıcı bir durum değil. Ancak bu politikada döviz talebi, ihracat gibi sürekli döviz geliri sağlayan kanallardan finanse edildiği için de ‘sürekli rezerv kaybı’ da mümkün değil.
TCMB dövizde ekonomi yönetiminin istikrarlı olarak nitelediği dengeyi sağlamak için sadece rezervlerine başvurmadığı ancak piyasayı hep organize ettiği ve en büyük oyuncu olduğu bir yapıyı geçen yıldan beri yürütüyor.
Bu yapıda ihracat başta olmak üzere ülkeye giren tüm döviz gelirleri doğrudan ya da dolaylı olarak stabil kur olarak adlandırılan sisteme destek oluyor. Başta enerji olmak üzere ithalat gibi ödemeler ise bu sistemin maliyet tarafını oluşturuyor.
Bu süreçte döviz piyasasında da son aylarda keskin hareketler görülmüyor. Hatta TL’nin deprem öncesi son işlemden bu yana dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 0,2 seviyesinde. TL dolar karşısında tarihi rekor olan 18,88’e oldukça yakın seviyede işlem görüyor.
KKM’NİN ŞUBAT İTFALARININ YARISI TAMAMLANDI
Toplam büyüklüğü 80 milyar dolar olan kur korumalı mevduatın, şubat ayındaki 21 milyar dolarlık itfasının yaklaşık 12 milyar doları geçen hafta tamamlanırken, bu hafta ve önümüzdeki hafta da itfalar devam edecek.
İlk haftada TCMB rezervi 4 milyar dolar azalarak 125,6 milyar dolara geriledi. Reuters’ın hesaplamalarına başvurduğu üç bankacı da geçen hafta yaklaşık 3 milyar dolar rezerv düşüşü hesapladı.
Deprem sonrası iki haftada döviz piyasasında artan döviz talebi ve bu talebin de TCMB haftalık rezerv kayıplarıyla telafi edildiği verilerde görülüyor.
ARTAN DÖVİZ TALEBİNE YÖNELİK ÖNLEMLER
TCMB bankalardan türev işlemlerini Borsa İstanbul’a taşımalarını ya da maliyetini vadeli işlemler opsiyon piyasasındaki (VIOP) ortalama olan yüzde 40’a çıkarmalarını ve ayrıca döviz ve altın işlemlerinde alım ve satım arasındaki farkın açılmasını da istedi. Bazı altın ithalatının yasaklanmasının da planlandığı açıklandı. Tüm bu adımların ortak noktası döviz talebinin azaltılması.
Deprem sonrasında bankalar yurt dışı muhabir hesaplara 2,5 milyar dolar aktarırken, benzer şekilde yüksek enerji fiyatları başta olmak üzere ithalat da aynı hızda devam etti.
Bankacılar öncü verilerden ihracatta, depremin ilk günlerinde günlük 200 milyon dolar civarı kayıplar hesapladı. Elektrik tüketimi ülke genelinde ilk gün yüzde 11, ilk hafta yüzde 7 düşüş kaydetti. Kredi kartı harcamaları ilk haftada yüzde 20’ye yakın düşerken sürecin istihdama bütçeye gıda başta olmak üzere enflasyona etkileri ise izlenmeye devam ediyor.
DIŞ YARDIMLARIN DESTEKLEYİCİ ROLÜ
JPMorgan depremin bina ve altyapıya verdiği doğrudan hasarın 25 milyar dolar olduğuna dikkat çektiği raporunda, uluslararası yardımların TL üzerindeki baskıyı telafi edebileceğini söyledi.
Depremden sonraki ilk haftaya ilişkin açıklanan veriler ve geçen haftaya ilişkin öncü verilerden bankacıların yaptıkları hesaplamalar ilgili dönemde rezerv hareketlerinde belirgin bir dış kaynak girişi göstermiyor.
Şu ana kadar Dünya Bankası 2 milyar dolara yakın finansman sağlayabileceğini açıklarken birçok ülke de destek açıklamaları gelmeye devam ediyor.