Hammond, Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği Dış İlişkiler Konseyi toplantısı öncesinde basına açıklamalarda bulundu.

Açıklamasının başlangıcında, dün Ankara ve Fildişi Sahili'nde yaşanan terör saldırılarına değinen Hammond, iki ülkenin halkına taziyelerini iletti.

Hammond, "Tahmin edebileceğiniz gibi sabit olarak bu ülkelerin arkasında duruyoruz. Tüm diğer ülkelerin halkları da dünya genelindeki terörizmle uğraştığı ve karşı karşıya kaldığı zaman onların yanlarında duruyoruz" diye konuştu.

Konsey toplantısında bugün İran, Libya ve Rusya'nın gündeme getirileceğini belirten Hammond, Rusya'ya ilişkin şöyle konuştu:

"AB'nin gelecekte Rusya ile ilişkilerini nasıl yöneteceği konusunda net olmalıyız. Rusya ile ilişkimiz olması lazım. Ancak Rusya'nın değerlerimize ve güvenliğimize oluşturduğu zorluğu da unutmamamız gerekli. Durumu ortaya koyarken çetin olmalı, prensiplerimizi, değerlerimizi ve Avrupa'daki sınırlarımızı savunmalıyız." 

Ruslara Suriye konusunda ihtiyaç olduğunu ifade eden Hammond, Suriye'de kısmi ve geçici ateşkes niteliğindeki çatışmaların durdurulması anlaşması çerçevesinde yükümlülüklerin yerine getirdiğinden emin olunması gerektiğini söyledi.

Hammond, "Putin'in, büyük miktardaki askeri ve siyasi bağlılıkla desteklediği Esed'i kontrol etmesini bekliyoruz. Şu aşamada Putin Esed'i kontrolü altına almış gibi görünmüyor" ifadesini kullandı.

- "Lafımızı esirgememeliyiz"

Hammond, İran konusunda ise yaklaşımlarının dengeli olması gerektiğini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İran'ın, açılım ve Batı ile olan ilişkisindeki iyileşmeden doğan fırsatlardan istifade ederken aynı zamanda füze testleri ve körfez bölgesinde terörizmin desteklenmesindeki agresif tavrı gibi kabul edilemez davranışlar sergilemeye devam ettiği konusunda açık olmalıyız. Bu tür davranışlara yönelik lafımızı hiçbir şekilde esirgememeliyiz."

Libya konusunu ise Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Martin Kobler ile görüşeceklerini aktaran Hammond, bölgedeki son gelişmelerin ele alınacağını kaydetti.

Hammond, Libya'da hükümet düzgün şekilde kurulduğu ve yürürlükte olduğu zaman AB'nin bu hükümetle büyük işbirliği yapma planı olduğunu belirterek, "Libya'nın AB'ye yönelik önemli, düzensiz göçmen rotası olduğu gerçeği ile Türkiye'deki (sığınmacı) durumuna yönelik endişeyi unutmamalıyız. Libya üzerinden göçmen akınının devam edici potansiyelini düşünmeliyiz" dedi.