İngiltere, Fransa, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerden gelen, kendisinden silah ve mühimmat olarak kat kat üstün düşmana karşı vatan savunması için Çanakkale'ye koşan Türk askeri toprak kaplardan, İngiliz askerleri ise emaye kaplı bardaklardan su ve çay içti. Yarımadanın zorlu coğrafyasında ayağındaki çarıklarla düşmana "dur" diyen Mehmetçiğin aksine İngilizler, Fransızlar ve Anzaklar, botlarıyla savaştı.

Türk askerlerinin yanı sıra İngiliz, Fransız ve Anzak kuvvetlerinin Çanakkale Savaşları'nda kullandığı yaşamsal malzemeleri yurt içi ve dışından toplayıp kendisine ait Çanakkale 1915 Seddülbahir Özel Müzesi'nde sergileyen yerel tarih araştırmacısı Ahmet Uslu, uzun yıllardır savaşların yaşandığı bölgede hayatını sürdürdüğünü söyledi.

Savaşların üzerinden 99 yıl geçmiş olmasına rağmen hala savaşlara ait malzemelerin gün yüzüne çıkmaya devam ettiğini aktaran Uslu, "Çıkan malzemelerin menşesine baktığımız zaman bir Osmanlı malzemesi göremiyoruz.

Bu malzemelerin yüzde 90'ı ya İngiliz ya da Fransızlara ait. O zaman şunu anlıyoruz ki bunların malzemeleri kaliteli ve bugünlere kadar ulaşmış" dedi.


- "Medeniyeti bizden 60 yıl önce olan bir orduya karşı savaşmışız"

Uslu, İngiliz askerlerinin kullandığı demirli potinlere çok rahat rastlanırken kahraman Türk askerlerinin çarıklarını görme imkanının biraz düşük olduğunu vurguladı. Müzesindeki eserlere değinen Uslu, şöyle konuştu:

"İngiliz askerleri, koleksiyonuma kazandırdığım, üzerinde 1911 tarihi ile İngiltere Kralı 5. George ve eşi Kraliçe Mary'nin resimlerinin yer aldığı emaye kaplı bardakla çayını, suyunu yudumlarken Türk askeri toprak bardaktan içmekte. Emaye, Türkiye'ye 1960'lı yıllarda geldi. Demek ki Çanakkale'de, medeniyeti bizden 60 yıl önce olan bir orduya karşı savaşmışız. Karşımızdaki ordunun toplarının gücüne, gemilerinin hızına, uçaklarının gökyüzünde dolaşmasına rağmen Türk askeri Çanakkale'de kahramanlığını konuşturmuş, iman dolu göğüsüyle elindeki malzemeyle Çanakkale'yi geçilmez kılmıştır."

Sergilediği bir çarığın altında delikler bulunduğuna dikkati çeken Uslu, İngilizlerin, esir aldığı Türk askerlerinin üniformaları ve aksesuarlarına baktığında en önemli sorunun ayakkabılarda olduğunu hemen anladığını dile getirdi.

Türk Ordusundaki askerlerin büyük çoğunluğunun, vatan savunmasına çarıklarıyla katıldığını anlatan Uslu, "Çarık, sivri metallere karşı çok dayanıksızdı. Düşman, nasıl atılırsa atılsın, bir ucu havada kalan ve yıldız tabir edilen sivri demirlerden atarak askerimizi ayağından vurmuştur. Bunun sonucunda ayağı yaralanan askerlerimizin birçoğu cephe gerisine dönmek zorunda kalmıştır. Böyle kaybımızın 7-8 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir" ifadesini kullandı.

.