İran'da Cuma günü gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçiminin en güçlü adayı olarak gösterilen ve yargı erkinin başında bulunan İbrahim Reisi, resmi olmayan sonuçlara göre oyların yüzde 62'sini aldı.

Rejime sıkı sıkıya bağlı bir isim olan Reisi, Mart 2019'dan bu yana Yargı Erki Başkanı olarak görev yapıyor.

2017'de cumhurbaşkanlığı seçimlerini rakibi Hasan Ruhani karşısında kaybetti. 

Muhafazakâr kanattan bir isim olan Reisi, 2017 seçimlerinde Ruhani'ye karşı oyların yüzde 38'ini almıştı

İran'da seçimlere katılım oranının düşük olmasının da Reisi'nin işine yarayacağı düşünülüyordu.

Haziran ayında katıldığı bir televizyon programında Reisi, ekonomik krize dikkati çekerek yolsuzlukla mücadele sözü verdi.

İnsan hakları aktivistleri tarafından "karanlık bir geçmişi olduğu" düşünülen Reisi, "Enflasyon insanların en önemli sorunlarından biri, bazı kamu görevlilerinin dürüst olmaması da aynı şekilde büyük bir sorun" dedi.

Dini bir eğitim aldı

60 yaşındaki Reisi, dini lider Ali Hamaney'in halefi olarak görülüyor.

Rejime sıkı bağlılığıyla bilinen din adamı, İran'ın dini açıdan önemli şehirlerinden biri olan Meşhed'de büyüdü.

Dini bir eğitim alan Reisi'nin ailesi de muhafazakar.

İslam'ın en önemli dini merkezlerinden biri olan Kum'da İran'ın önde gelen din alimlerinden eğitim alan Reisi, televizyonda yapılan tartışmalarda hukuk alanında doktorası olduğunu da vurguladı.

İran'ın sosyal ve ekonomik anlamda çok sayıda değişiklikten geçtiği yıllarda yetişen Reisi, devrimde aktif bir rol aldı.

1979'daki devrimin ardından farklı bölgelerde savcı olarak görev yaptıktan sonra 1985 yılında savcı yardımcısı olarak başkent Tahran'a gönderildi.

İran İslam Devrimi'nin lideri Ayetullah Humeyni'nin görüşleri çerçevesinde ülkenin yönetilebilmesi için rejime bağlı bir şekilde uzun yıllar boyunca mücadele etti.

1988'den sonra gerçekleştirilen idamlardaki rolü

İran ve Irak arasında sekiz yıl süren savaş sona erdikten sonra 1988 yılında binlerce mahkumun idam edilmesinde rolü olduğuna dair iddialara ise kamuoyu önünde yanıt vermedi.

Çok sayıda İranlı'ya ve insan hakları aktivistine göre Reisi'nin 1988'den sonra siyasi mahkumların öldürülmesinde edindiği rol büyük bir soru işareti yaratıyor.

Kimileri tarafından Reisi'ye bu yıllarda edindiği rol yüzünden 'katil' lakabı takılıyor.

Reisi, sonraki yıllarda ise sürekli olarak nüfuzunu artırdı.

Özellikle 1989 yılında Hamaney'in İran'ın dini lideri olmasının ardından Reisi'nin yargı kanadındaki yükselişi hızlandı.

Reisi, 1990-1995 yıllarında Tahran Cumhuriyet Başsavcılığı görevine atandı.

2016 yılında ise ülkenin en büyük hayır kurumunun başına getirilerek milyarlarca doların yönetiminden sorumlu oldu.

2019'da yargı erkinin başına getirildi.

Reisi, nükleer anlaşmayı bir devlet sözleşmesi olarak devam ettireceğini belirtiyor; ancak doğru bir yönde ilerlemesi için güçlü bir devletin gerekliliğine de inanıyor.

İran'da 13. Cumhurbaşkanı'nı belirlemek için sandıklar Cuma günü yerel saat ile 7.00'de açıldı, oy verme işlemi gece yarısına kadar sürdü.

İran'da ilk tur seçimlerinde adaylardan hiçbirinin mutlak çoğunluğa ulaşmaması takdirinde bir hafta sonra en çok oyu alan iki aday arasında ikinci ve son tur seçim yapılması planlanıyordu.

Ancak resmi olmayan sonuçlara göre İbrahim Reisi, ilk turda Cumhurbaşkanlığı görevi için yeterli oyu almış görünüyor.