Putin'den kritik imza

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk'ın "bağımsız ülkeler olarak tanınma" talebini kabul ettiklerini açıkladı. Putin bu kararla ilgili vatansever güçlerin ve Rusya halkının desteğini beklediğini de söyledi.

Yayınlanma

Putin, Luhansk ve Donetsk'teki "iki halk cumhuriyetini" tanıma kararına resmiyet kazandırmak için kararı parlamentoya getireceklerini söyledi.

Rusya lideri, bu sözlerin ardından, tanıma kararını içeren bir kararnameyi kameralar önünde imzaladı.

Vladimir Putin, bu kararı açıkladığı ulusa sesleniş konuşmasında, Donbas bölgesinin tarihsel olarak Rusya toprağı olduğunu savundu ve "Modern Ukrayna'nın mimarı Lenin'dir" dedi.

Ukrayna'nın gerçek bir ulus olmadığını da savunan Putin, Ukraynalı yetkilileri, yolsuzluk ve milliyetçilikle suçladı.

Putin, Kiev'in nükleer silah elde etme amacında olduğunu ve bunu yapabilmek için de ellerinde Sovyet döneminden miras bilgi bulunduğunu da aktardı.

Rus lider, Ukrayna'daki NATO unsurlarına ilişkin de konuştu ve "Ukrayna'nın birliğe kabulü, Rusya'ya güvenlik tehdididir" dedi.

Putin, diplomatik görüşmelerde, üç ana kriteri masaya koyduklarını söyledi ve bunları; NATO'nun genişlemesinin durması, Rusya sınırında silah konuşlandırılmaması, askeri altyapının 1997 seviyesine çekilmesi" olarak saydı.

Vladimir Putin, "Kiev'deki elitler" cümlesini kullanarak Ukrayna yönetiminin çatışma çıkmasını istediğini savundu.

BBC'nin Doğu Avrupa muhabiri Sarah Rainsford'un analizi:

Bu seslenişte Putin, kızgın, sabırsız ve direkt olarak da tehditkardı.

Sanki Rusya Devlet Başkanı, 20'den fazla senedir içinde olan acıyı sonunda dışarı atıyor ve karşılık veriyordu.

Batıya, "Siz bizim dost olmamızı istemediniz" diyerek durumu özetledi ve "ama bizi düşman yapmanız da gerekmiyordu" diyerek devam etti.

Daha önce de duyduğumuz çok fazla şeyi, bu an için yeniden paketleyerek sundu. Çünkü herkesin dikkatinin üzerinde olduğunu biliyordu.

Nato'nun önceki konumlarına dönmesi ve Ukrayna'nın üyeliğinin kırmızı çizgi olması ile ilgili ana güvenlik talepleri üzerinde hiçbir geri adım atmayacağını gösterdi.

Rusya'nın endişelerinin yıllardır ciddiye alınmayarak görmezden gelindiğinden şikayet etti ve Batı'nın Rusya'yı yeniden dirilen bir güç olarak kontrol altına almaya çalıştığını savundu.

Putin'in Ukrayna'ya bu denli odaklanması, başka düşünecek bir şeyi olmayan histerik bir adam görüntüsü verdi.

O kadar detaylıydı ki, sanki orada başkanlık yarışına girecek biri gibiydi. Tabii bir de kendi tarihini yazdığı, Ukrayna'nın hiçbir zaman ülke olmadığını iddia ettiği anlar vardı.

Bugünkü durum göz önüne alındığında bu, oldukça kaygı verici ipuçları veriyor.

Ukrayna topraklarındaki iki ayrılıkçı bölgeyi tanımak, Rusya askerlerinin, davetle ve "barış gücü" olarak, çok yakında oraya açıkça girmesi anlamına gelebilir.

Putin'in rakiplerinin bir sonraki hamlesini görmek için bekleyeceği bir duraklama da olabiliri.

Her durumda, savaş alanı Ukrayna toprakları. Bu aynı zamanda Batı ile Rusya arasında, hızla bir restleşmeye giden korkutma oyunu.

Ukrayna'daki Rus ayrılıkçıların kontrolündeki bölgeyi gösteren harita

8 yıldır devam eden çatışmalar

Donbas'taki Rusya destekli ayrıkçılarla Ukrayna askerleri arasındaki çatışmalar, ateşkes anlaşmasına rağmen 2014 yılından bu yana devam ediyor. Rusya, kendilerini bağımsız devletler olarak ilan eden Donetsk ve Luhansk'ı şimdiye kadar resmi bir şekilde tanımamıştı.

Bununla birlikte 2019 yılından bu yana Moskova, Donbas'ta yaşayan çok sayıda kişiye Rusya pasaportu temin etti.

Rusya'nın acil durum bakanlığı bu sabah Ukrayna'nın doğusundaki 60 binden fazla sivilin Rusya'ya geçtiğini açıkladı.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba ise sabah Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, Ukrayna'nın Donbas bölgesinde saldırı gerçekleştirmediğini, sabotaj yapmadığını belirtti. Rusya'yı yalan haber yaymaması konusunda uyardı.

Ukrayna'nın doğusunda geçtiğimiz hafta sonuna doğru başlayan çatışmalarda, iki Ukrayna askeri hayatını kaybetmişti. Ayrıca bölgedeki Rus yanlısı ayrılıkçıların liderleri "tam askeri seferberlik" ilan etti.

Tanıma kararı sonrası Putin - Biden zirvesinin ne olacağı belirsiz

Beyaz Saray, devam eden Ukrayna krizini görüşmek üzere ABD Başkanı Joe Biden'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılacak bir zirveyi prensipte kabul ettiğini duyurmuştu.

Ancak tanıma kararının bu görüşmeyi nasıl etkileyeceği belirsiz.

İngiltere hükümeti ise, Rusya'nın işgal planının bazı aşamalarıyla çoktan başladığını açıkladı.

Başbakan Boris Johnson'un sözcüsü, istihbarat raporlarına dayanan bilgilendirmede, "Putin'in planı çoktan uygulamaya konuldu" dedi.

Sözcü, işgal planının hangi aşamalarının başladığına ilişkin detay vermedi.

Krizin savaşa dönüşmesini önlemek için Fransa girişiminde hızlı bir diplomasi trafiği de devam ediyor.

Beyaz Saray'ın yaptığı açıklamada, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından önerilen söz konusu zirvenin Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmeme koşulunda gerçekleşebileceği ifade edildi.

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov ise bu sabah gazetecilere yaptığı konuşmada, herhangi bir görüşme detayı vermek için henüz erken olduğunu ancak gerekli olursa iki ülke başkanının telefon konuşması yapabileceğini söyledi. Ayrıca ABD istihbaratının, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda öldüreceği ya da kampa göndereceği Ukraynalıların bir listesinin olduğu iddialarını yalanladı.

Ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Perşembe günü ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Cenevre'de görüşeceğini söyledi.

Putin - Biden zirvesine ait ayrıntılar, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov arasında Perşembe günü yapılacak görüşmede ele alınacak.

Boris Johnson: 1945'ten bu yana en büyük savaş hazırlığı

Bu gelişmeler öncesi Münih'teki güvenlik konferansında BBC'ye konuşan İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Rusya'nın, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, Avrupa'daki en büyük savaşa hazırlandığına yönelik ellerinde istihbarat olduğunu söyledi.

İngiltere Başbakanı, ellerindeki istihbaratın, Rusya'nın Kiev'i kuşatma amacı taşıyan bir işgale hazırlandığını gösterdiğini de kaydetti.

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, işgal öngörüsüne ilişkin açıklamaları "provokatif" olarak değerlendirdi.

Boris Johnson

ABD Başkanı Joe Biden da Cuma günü yaptığı açıklamada, Putin'in Ukrayna'yı işgal etmeye karar verdiğine inandığını söylemişti.

ABD'nin yaptığı son değerlendirmelere göre, Ukrayna sınırındaki bölgelere 169 bin ile 190 bin arasında Rus askeri konuşlandırılmış durumda.

Bu sayıya, Ukrayna'nın doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçı milisler de dahil.

 

Video altyazısı:Uyarı: Üçüncü tarafların sağladığı içerikte reklam bulunabilir.

Başbakan Johnson ayrıca, İngiltere'nin Rusya'ya karşı uygulayabileceği yaptırımlara ilişkin bilgi verdi. Rus şirketlerin sterlin ile ticaret yapmasını yaptırım altına alabileceklerini söyledi.

Kiev'e uçuşlar askıya alındı

Öte yandan Alman hava yolu şirketi Lufthansa ve İsviçreli Swiss Air bugün itibarıyla olası bir işgal endişesi nedeniyle Ukrayna'nın başkenti Kiev'e uçuşları durduracağını açıkladı.

Air France da Pazartesi , Salı günü yapılacak Kiev uçuşlarını tedbir amaçlı kaldırıldığını söyledi.

Geçtiğimiz hafta Hollanda hava yolu şirketi KLM de Kiev'e uçuşlarını durdurmuştu.

Yorumlar