Edirne'de hem kent merkezinde hem de sınıra yakın yerlerde gruplar halinde yürüyen göçmenleri görmek mümkün.

Göçmenlerin en yoğun olarak toplandığı yer ise, Pazarkule Sınır Kapısı.

Binlerce göçmen, sınır kapısının çevresinde beklemeyi sürdürüyor.

Isınmak için çevreden topladıkları dalları yakıyorlar. Bu yüzden dört yandan dumanlar yükseliyor. Birçok kişi, olası hastalıklara karşı yüz maskesi takıyor.

Yunan polisi, Türk sınırı ile Yunan sınırı arasındaki serbest bölgede bulunanları, ara ara biber gazı atarak dağıtmaya çalışıyor.

Yunan polisine onlarca metre mesafede bulunan mülteciler ara ara, "Aç, aç", "Open the gate", "Yunan", "Merkel" diye bağırıyor. 

Pazarkule

Burada birçok ülkeden mülteci ve göçmeni görmek mümkün. En fazla göze çarpanlar, başta Somali olmak üzere Afrika'dan gelenlerle Afganlar.

Konuştuğumuz Suriyeliler ise kendilerinin sayısının diğer ülkelerden gelenlere göre az olduğunu söylüyor.

Bir Afgan mülteci, bulundukları kentteki yerel yetkililer tarafından sınıra gitmek için teşvik edildiklerini söylüyor. 

Bir grup Suriyeli genç, "kendilerini kabul ettiği için Türkiye'ye teşekkür ettiklerini ama artık Türkiye'de yaşamak istemediklerini ve ülkelerin siyasetine alet edildiklerini" belirtiyor. 

Göçmenler arasında çok sayıda bebek ve çocuk da var.

Bazı kişilerin, yemek için çevredeki tarlalardan beyaz lahana topladıklarını görüyoruz. 

lahana

Konuştuklarımızın neredeyse hepsi, Yunanistan'dan kapıyı açmasını beklediklerini, açılmaması durumunda bunu "zorlayacaklarını" söylüyor. 

Birçok kişi, "Her şeyimizi geride bırakıp geldik artık geri dönüş yok" diyor. 

Kesici alet

Bazı kişilerin ellerinde tel kesme aletleri var. 

Bir mülteci, birçok kişinin bölgeye bu aletlerle geldiğini, kapıların açılmaması durumunda bunları kullanarak geçmeye çalışacaklarını söylüyor.