Die Welt gazetesinin, Hamas'ın roket saldırılarının Ortadoğu'daki şiddeti tırmandıracağı endişesini dile getirdiği yorumu özetle şöyle:

"İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesine kızanlar bu ülkeye 6 saat içinde 400 roket fırlatıldığını ve hiçbir devletin böyle bir saldırıya göz yummayacağı gerçeğini görmezden geleceklerdir. Almanlar İkinci Dünya Savaşı'ndan ‘bir daha asla savaşmama' dersini aldılar. Nazi Almanyası'nın Yahudileri soykırıma uğratmasından sonra kurulan İsrail devleti savunmasını ‘saldırganlığa asla müsamaha göstermeme' prensibine göre planladı. İsrail, Hamas'ın roket yağmuruna sınırlı bir operasyonla karşılık verecektir.”

Süddeutsche Zeitung İsrail ile Hamas arasındaki karşılıklı saldırıların barış umudunu tamamen söndüreceği endişesini dile getiriyor:

"İslamcılar Gazze'den İsrail'in güneyine bir günde 400 roket fırlatıyor, İsrail de Filistin bölgelerindeki 150 hedefi vuruyor. Karşılıklı misilleme deveranını kırmak kolay olmayacak. Önümüzdeki günlerde bu mümkün olsa ve Gazze üzerindeki yıkıntılardan çıkan toz bulutları dağılsa da Hamas ve İsrail'in kullandıkları bombaların ardında sadece ceset ve enkaz kalmadı. Tırmanan şiddet güncel krizin ötesinde, barış sürecine bağlanan son umutların da buharlaşmasına yol açabilir.”

Oberhessische Presse gazetesinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kaşıkçı cinayetinden pozisyonunu güçlendirmede yararlanmaya çalıştığını öne sürdüğü yorumu şöyle:

"Kaşıkçı'nın İstanbul'da öldürülmüş olması Türkiye Cumhurbaşkanı'na aniden Ortadoğu'daki güç kazanma mücadelesinde avantaj kazandırdı. Cumhurbaşkanı polis ve savcılığı umursamayıp cinayetle ilgili ayrıntıları azar azar hayretler içindeki dünya kamuoyuna sunmakla kendi çıkarını kollamış oluyor. Rakibi Suudi Arabistan'ı zayıflatmaya, Riyad'ın uluslararası partnerlerine baskı yapmaya ve ekonomisi bozulan Türkiye'ye Batı ülkelerinin yeniden ilgi duymasını sağlamaya çalışıyor. Olayın hukuk ilkeleri doğrultusunda aydınlatılması Erdoğan için önem taşımıyor. Öyle olsaydı, yargının rahatsız edilmeden görevini yapmasına izin verirdi.”

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'ndaki konuşmasına Frankfurter Rundschau gazetesi şu satırlarla değiniyor:

"Başbakan Merkel Avrupa Birliği'nin (AB) dayanışma ve hoşgörü değerleri hakkında inandırıcı bir konuşma yaptı. Borçlanma ve insan hakları alanlarında ulusal çözümler aranmaması uyarısında bulunmakla AB'nin başlıca sorunlarına değinmiş oldu. Ancak krizden çıkış yolu hakkındaki düşünceleri cılız kaldı. Bu zaaf en açık biçimde, ortak Avrupa ordusu, Avrupa silah endüstrisi ve silah ihracatı prensiplerinde kendini gösterecektir. Merkel bu hedeflere nasıl ve kiminle varılabileceğine dair hiçbir şey söylemedi. AB Parlamentosu'ndaki konuşması sürükleyici değildi. Oysa sendelemekte olan AB'ne ilham vermek için heyecan uyandırıcı sözlere ihtiyaç vardı. Almanya Başbakanı'nın siyasete veda etmeden önce reformcu rolüne bürünmek yerine kendi prensiplerine sadık kalması yazık oldu.”

DW,dpa,afp/AG, BÖ

© Deutsche Welle Türkçe