Merkezi Londra'da bulunan Siyasal İslam Düşüncesi Enstitüsü'nün eski Direktörü Dr. Azzam Tamimi, Anadolu Ajansı muhabirine, geçen hafta geçirdiği kalp krizi sonucu Sudan'ın başkenti Hartum'da kaldırıldığı hastanede 84 yaşında ölen Turabi'nin düşüncelerinin İslami hareketler üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

Alhiwar TV Genel Yayın Yönetmenliği görevini yürüten ve aynı zamanda siyasal İslam düşüncesi ve İslami hareketler üzerine araştırmalar yapan Tamimi, yakından tanıdığı Turabi'nin düşünceleriyle ilk defa 1970'li yıllarda İngiltere'deki eğitimi döneminde karşılaştığını ve incelemeye başladığını söyledi.

Hasan et-Turabi'nin fikirlerinin tartışmalara yol açtığını ifade eden Tamimi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Benim neslimin genç erkekleri ve azimli öğrencileri Turabi'nin yazılarına kapılmıştı. Kendisiyle 1990’da Ürdün'ü ziyareti sırasında tanışmıştık. Bir yıl sonra da kendisinin daveti üzerine ilk defa Sudan'a gittim. Bunu takiben Sudan'ı her ziyaretimde Dr. Turabi ile bir araya geldik. 2007'deki ziyaretimde ise Turabi'nin kendi hayatını anlattığı ve Alhiwar TV'de yayınlanan bir programda birlikte çalıştık." 

Turabi'nin "her açıdan devrimci" olduğunu belirten Tamimi, "Ancak Turabi, İslami bilimler, dünya tarihi ve siyasete yönelik derin ve canlı bilgiye sahip bir devrimciydi. Benim için Turabi harika bir öğretmendi. Neslinin ilerisindeydi hep. Bu nedenle verdiği fetvalar devrim niteliğindeydi ve her zaman münakaşalara sebep oldu" diye konuştu.

- "Demokrasi için mücadeleyi asla elden bırakmadı"

Tamimi, Sudanlı liderin siyasal İslam'a ilişkin net bir vizyonu bulunduğuna işaret ederek "Ancak bu tamamıyla halkı temsil etmeli ve kesinlikle topluma karşı sorumlu olmalıydı. Kendi ülkesindeki siyasi yetkililere karşı koydu ve demokrasi için mücadeleyi asla elden bırakmadı. Peşinde olduğu hükümet modeli için dönem dönem tutuklu kaldı. Demokratikleşme ısrarı sebebiyle dışlandı. Güvendiği ordu yetkilileri Turabi'ye ihanet etti, hatta hapse attı" ifadesini kullandı.

Hasan et-Turabi'nin fikirleri ve savunduklarıyla İslam alemi üzerinde oluşturduğu etkiye de değinen Tamimi, şunları kaydetti:

"Turabi'nin Sudan'da mücadelesini verdiği model, bölgedeki diğer İslami hareketler üzerinde de kuvvetli etki yarattı. Özellikle Tunus ve Ortadoğu'daki benzer İslamcılar, Sudan İslam hareketinden çok etkilendiler. Siyasi farkındalığın Arap dünyasında ve başka yerlerde yayılmasına, Turabi'nin fikirlerinin büyük katkı sağladığına dair şüphe yok. Turabi'nin siyasal İslam düşüncesine yaptığı en temel katkı, İslam'daki hükümet fikrinin, sivil bir kurum olması ve teokrasinin İslam'da hiçbir yeri olmayışıdır. Turabi arkasında zengin bir miras bıraktı. Ancak bu sadece Turabi'nin yazılarıyla sınırlandırılmamalı. Turabi, farklı bir entellektüel ve siyasi kuramcı, daha kapsayıcı, daha birleştirici ve evrensel resmi tercih eden biriydi. Ona, Filistin ya da Arap bölgesinde başka bir yeri sorduğunuzda, sizi bir tarih yolculuğuna çıkarır, mevcut küresel politikalarla yerel problemlerin sadece büyük sorunun ufak bir parçası olduğunu gösterirdi."


- Turabi kimdir? 

Sudan'da İslami hareketin en önemli lideri olarak bilinen Hasan Abdullah et-Turabi, İslamiyet'i gündeme sokmak için hükümet karşıtı kampanya başlattığı gerekçesiyle 1970 yılında tutuklandı. Bundan sonraki 7 yılın bir kısmını mahkum olarak geçiren Turabi, 1989 yılında Sudan'da gerçekleşen "İslam devriminin" mimarı olarak anıldı. 1999 yılına kadar Sudan Millet Meclisi'nin başkanlığını yapan Turabi, daha sonra Devlet Başkanı Ömer el-Beşir yönetimiyle yollarını ayırarak Sudan Halk Kongresi Partisi'ni kurdu. 

Ömer el-Beşir'e olan muhalefeti sebebiyle sık sık cezaevine giren ve ev hapsinde tutulan Turabi, son olarak Ocak 2011'de ülkede huzursuzluk ortamı oluşturduğu ve şiddet olaylarını desteklediği suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Inci Ustundag