Büyük garaja sahip olan araba satıcısı müşteriye telefon ediyordu: - Size motoru “2 beygirlik” olan otomobillerden almanızı tavsiye ediyorum. Müşteri de soruyordu: - Neden, niçin, diye? - Çünkü o arabalar da istediğiniz yer

Büyük garaja sahip olan araba satıcısı müşteriye telefon ediyordu:
- Size motoru “2 beygirlik” olan otomobillerden almanızı tavsiye ediyorum.
Müşteri de soruyordu:
- Neden, niçin, diye?
- Çünkü o arabalar da istediğiniz yere çok rahat götürüyor sizi, sadece içinden çıkabilmek koşuluyla...
***
Bir araba sahibi, otomobilinden bir acil servis doktoruna telefon ediyordu:
- Çok çabuk yetişin doktor. Karım, su şişesi yerine, benzin şişesinden 1 litre benzin içmiş. Bahçeme sürekli daireler çiziyor. Ben de işe bir türlü gidemez oldum. Hem arabada benzin yok, hem de karımı tek başına bırakamıyorum. Zavallı kadın, ancak tüm akaryakıtını her tarafından terleyerek çıkardığı zaman durabilecek. Belki siz daha çabuk durmasını gerçekleştirebilirsiniz.
***
Araba sahibi bir sivil şoför de trafik polisini arıyordu:
- Hemen yetişin kuzum, başıma gelenler korkunç çünkü...
Polis de:
- Açıklayın, neredesiniz, diyordu.
- Ben arabamdayım. Namussuzlar, arabanın her şeyini çalmışlar. “Volan” da çalınmış, gösterge tablosu da, benzin ve fren pedalları da... Hiçbir yere gidemiyorum.
- Şimdi hemen geliyoruz. Ama söyleyin nerdesiniz siz?
- Durun bir dakika, şimdi söyleyeceğim. Ben arabamın içindeyim ve sanırım ana caddenin hemen ortasındayım. Yok yok hiç kıpırdamayın. Yanlışlıkla arka koltuğa oturmuşum ben. Arabadan hiçbir şey çalınmamış; hepsi yerli yerinde duruyor.
***
Hanımın biri, bir sigorta şirketine telefon ediyordu:
- Kocamın yangına karşı sigortası vardı. Kendisi demincek öldü. Lütfen sigortasını gönderir misiniz?
Sigortadan da soruyorlardı:
- Yangında mı öldü, diye.
- Yok gripten öldü ama şimdi yakıyorum cesedini.
***
Av. Taner Aktop’tan da bir fıkra:
- Adam 80 yaşına gelmiş olan babasını huzurevine bırakır. Bir hafta sonra da gidip ziyaret eder. Halini hatırını sorar:
“Nasılsın baba? İyi bakıyorlar mı sana? Bir şeye ihtiyacın var mı?
“Oğlum bu huzurevi çok güzel. Bana burada çok iyi bakıyorlar, her akşam yatmadan önce bir bardak sütlü kakao ve bir de viagra veriyorlar. Allah razı olsun, çok memnunum, hiçbir şeye ihtiyacım yok” der babası.
Ziyaret sonunda adam hemen hemşireyi bulur.
“Hemşire hanım” der, “babam bir şeyler anlatıyor. Yatarken bir bardak sütlü kakao, bir de viagra veriyormuşsunuz, doğru mu?”
“Doğru” der hemşire. “Doktor Bey’in talimatı Sütlü kakao çabucak uyutuyor, viagra da yuvarlanıp yataktan düşmesine engel oluyor.”
***
24.10.1977 tarihli Hürriyet gazetesinde yayımlanmış imzasız bir fıkra. Kime yakıştırırsanız...
“İki partili konuşuyorlardı.
Biri:
- Doğum gününde başbakanımıza telgraf çektin mi, dedi.
Öteki:
- Hayır ama anasına çektim, dedi.
- Anlamadım, ne diye anasına çektin yani?..
- Daha uğursuzunu doğuramazdınız, diye...