Adam dert yanıyordu:  - İçim hop oturuyor, hop kalkıyor. Gün boyu kara noktalar görüp duruyorum. - Bir göz doktorunu gördün mü? - Göz doktorunu değil, kara kara noktalar görüyorum sadece. *** - Baba şu ağacın üstündekiler ne öyle? - Si

Adam dert yanıyordu:  - İçim hop oturuyor, hop kalkıyor. Gün boyu kara noktalar görüp duruyorum.
- Bir göz doktorunu gördün mü?
- Göz doktorunu değil, kara kara noktalar görüyorum sadece.
***
- Baba şu ağacın üstündekiler ne öyle?
- Siyah erikler onlar...
- Ama siyah değil, beyaz hepsi...
- Beyaz olmalarının nedeni, tümünün yeşil olması.
***
Adam gazetesini açtı ve orada adamın birinin Los Angles’da her saat başı ezildiğini okudu.
Sonra başını iki yana salladı:
- Zavallı adam, diye.
***
Eiffel Kulesi’nin tepesinden düşüp de yere çakılan adamın başında hiç saç yokmuş.
Saçlar, 1-2 saat sonra düşmeye başlamışlar.
Meğer adam saçları geç düşüren bir losyon kullanıyormuş.
***
Nasrettin Hoca:
- Dünyada anlamsız fıkralara en çok katkı yapan politikacı kim acaba, diye düşünüyordu.
Oğlu sordu, ne düşünüyorsun. O da:
- 14 Şubat Cuma günü, yani dün kim unuttuysa eşine yahut sevgilisini kutlamayı, odur.
Oğlu yine sordu:
- Çünkü politikacı, anlamsızla oynamaya alışmış. Sevgililer günü gibi çok anlamlı bir dünü değerlendirmeye alışık değil.
***
Av. Taner Aktop’tan da bir fıkra:
“Bebekler
İki bebek süpermarketin sebze bölümünde pusetlerinde sohbet ediyorlarmış.
- Ay, demiş biraz büyük olanı, “Annem kereviz aldı. Pişince kokusu berbat. Sen ne güzel hâlâ meme emiyorsun... Keşke ben de meme emseydim.”
- Her şey göründüğü gibi değil, demiş öteki. “Günde iki paket sigara içen bir adamla aynı memeyi paylaşmak ne demek biliyor musun?
***
Mehmet Altan’dan da bir top söz:
“Çok çalmayın.”