Törene Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 3.Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu, 28. Tümen Komutanı Tümgeneral Fethi Oltulu, Ana Muhalefet, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, KKTC ve TC’den bakanlar, Türkiye’den gelen bazı parti başkanları, milletvekilleri, askeri erkan, diğer yetkililer ve vatandaşlar katıldı.

Türkiye Cumhuriyeti (TC) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan törende yaptığı konuşmada, “Kıbrıs Barış Harekatı’nın 49’uncu yıl dönümünde aranızda bulunmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Bugün bizi bir kez daha hasretle, muhabbetle bağrına basan Kıbrıs Türk halkına, adada yaşayan vatandaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.

Türkiye’deki 85 milyonun selam ve sevgilerini ileten TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, istiklal ve istikbal uğruna can veren aziz şehitleri rahmetle yad ederek, mekanlarının cennet olmasını diledi. “Rabbim bizlere de şehitlerimizin uğruna hayatlarını feda ettikleri kutlu emanetlere sahip çıkmayı nasip eylesin” diye konuşan Erdoğan, gazilere de sağlıklı ve bereketli ömür niyaz ederek, her birine şükranlarını sundu.

Geleceğe emin adımlarla yürüyebilmek için geçmişi çok iyi bilmek, genç nesilleri tarih bilinci ve şuuruyla yetiştirmek zorunda olduklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “1963-1974 dönemi Kıbrıs Türkleri için maalesef kan, gözyaşı ve katliam demek idi. Adada tek bir Türk bırakmamaya yeminli Enosis sevdalıları barış ve huzuru dinamitledi. İnsanlık onurunu ve vicdanını ayaklar altına alarak, Kıbrıs Türklerine zulmetti. Kardeşlerimiz, evlerinden, yurtlarından, ailelerinden hayatlarından zorla koparıldı. Burada bu güzel topraklarda korkunç katliamlara şahitlik ettik. Gözünü kin ve nefret bürümüş hastalıklı bir zihniyetin neler yapabileceğini hem de çok acı bir şekilde bu topraklarda gördük. Her şey yapıldı, her türlü zulüm işlendi ama Türk milleti zalimlere asla boyun eğmedi.”

Kıbrıs Türkü’nün direniş azmi ve özgür yaşama iradesinin kırılamadığının altını çizen TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tüm riskleri göze alarak, Kıbrıs Türk halkının yanında olacağının hesap edilemediğini kaydetti. “Türk ordusu, 49 yıl önce mücahit kardeşleriyle omuz omuza çarpışarak, yazdığı destanla Kıbrıs adasına barış, istikrar, demokrasi ve huzur getirdi” diyen Erdoğan, “Yok etmek istedikleri Kıbrıs Türkleri bugün KKTC çatısı altında kendi bayraklarının gölgesinde güvenle yaşıyor. Türkiye’nin de sarsılmaz desteğiyle Kıbrıs Türk halkı geleceğine daha bir umutla bakıyor” şeklinde konuştu.

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, garanti anlaşmasından doğan hak ve yükümlülükleri çerçevesinde kahraman Mehmetçiğin adaya ayak bastığı 20 Temmuz 1974 gününün, Kıbrıs Türkü’nün asla yalnız olmadığını ve Türk milletinin hiçbir zaman boyunduruk altına alınamayacağını dünyaya bir kez daha gösterdiğini vurguladı.

“20 Temmuz, Kıbrıs Türk halkının barış ve huzur özlemi doğrultusunda egemenlik haklarının ve eşit statüsünün korunmasının sembolüdür” diyen Erdoğan, “Adanın güneyinde ise kendisini Kıbrıs’ın tek hakimi ve sahibi olarak gören gerçeklerden kopuk zihniyet hala varlığını sürdürüyor” şeklinde konuştu. Rumların yeni liderinin Enosis, EOKA bayrakları altında poz verdiğini ifade eden TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, “EOKA terör örgütünün silahsız, çocuk, yaşlı, kadın demeden katlederek, toplum mezarlara gömdüğü masumların kimlik tespitine dahi karşı çıkıyorlar. Gerçekleri yani yaptıkları mezalimi ve katliamı bu şekilde tüm dünyadan gizlemeye çalışıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar buna muvaffak olamayacaklar” dedi.

“Bu topraklarda işlenen katliamları ne unutacağız ne de unutturacağız. Dünyanın da unutmasına asla izin vermeyeceğiz” vurgusu yapan Erdoğan, “Tarih apaçık göstermiştir ki Rumların Kıbrıs Türkü’ne tahammülü yoktur. Kıbrıs Türk tarafının yarım asrı aşkın bir süre çözüm için her türlü çabayı ortaya koyduğu müzakerelerden sonuç alınamamış olmasının nedeni de budur” şeklinde konuştu.

Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin, hiçbir zaman müzakereden ve uzlaşıdan kaçmadığını belirten Erdoğan, “Zulmü bildiğimiz halde intikam peşinde koşmadık, kin gütmedik” dedi. Adanın iki unsurunun bir arada, barış içinde yaşamasının yollarını samimi bir şekilde aradıklarını ifade eden Erdoğan, “Bütün çabamız adaya 1974’te getirdiğimiz barışın kalıcı olmasını temin etmektir. Biz adil ve yaşayabilir bir çözüm arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Adadaki gerçekler apaçık ortada iken federal bir çözümün mümkün olmadığını artık herkesin anlaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Tatar’ın 2021 yılında Cenevre’de ortaya koyduğu vizyona vakit kaybetmeksizin karşılık verilmesi gerektiğini kaydetti. Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü tescil edilmedikçe, yeni bir müzakere sürecine girişilmesinin söz konusu olmadığını belirten Erdoğan, “Kıbrıs Cumhuriyeti adını gasp eden Rum tarafının yaptığı tek iş kendi kabahatini gizleyerek, başta Avrupa Birliği olmak üzere üçüncü taraflara bizleri şikayet etmektir” dedi.

Anavatan Türkiye’nin, Kıbrıs Türkü’nün varlığının, güvenliğinin, esenliğinin ve refahının daima güvencesi olacağının altını çizen TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şartlar ne olursa olsun Kıbrıs Türklerinin eşit egemenliğinin ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmesine yönelik gayretlerimizden geri durmayacağız. Çalışmalarımız maruz bırakıldığınız hukuk dışı gayri insani izolasyonun ve ambargonun kaldırılması hedefiyle kararlılıkla sürecek” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise konuşmasında, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın Kıbrıs Türkü’nün hürriyet mücadelesinde Anavatan Türkiye ile omuz omuza, her zorluğa göğüs gerilebildiğinin en asil hikayesi olduğuna dikkat çekerek, bugün bir savaşın değil, Kıbrıs adasında barışın, huzurun insanca yaşanabilmesinin yıldönümü olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Türkünün büyük azim ve kararlılıkla verdiği varoluş ve özgürlük mücadelesiyle kendi devleti kurmayı başardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, bunun da Kıbrıs Türk halkının ne kadar cesur ve asil bir halk olduğunun bir göstergesi olduğunu söyledi.

Kıbrıs Türk halkının egemen eşitlik ile eşit uluslararası statüsü teyit edilmeden müzakere masasına oturmayacaklarını her platformda vurgulamaya devam ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Kıbrıs Türk halkını bir zulme dönüşen izolasyonlar altında ezerek, müzakereye zorlama dönemi bitmiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, bir çözüm için Kıbrıs Türk halkının egemenliğini Rum tarafına asla teslim etmeyeceklerini, adil kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün ancak iki devlet esasında olabileceğini haykırmaya devam edeceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği olmak üzere diğer ülkelerden beklentilerinin, Kıbrıs Türk halkının özden gelen eşitliği için Rum tarafını uyarması ve Kıbrıs Türk halkının egemen eşitlik, eşit ulusal statüsünü teyide zorlamaları olduğunu kaydetti. “Kıbrıs Türk halkını bir zulme dönüşen izolasyonlar altında ezerek, müzakereye zorlama dönemi bitmiştir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, bir çözüm için Kıbrıs Türk halkının egemenliğini Rum tarafına asla teslim etmeyeceklerini, adil kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün ancak iki devlet esasında olabileceğini haykırmaya devam edeceklerini söyledi.