Lagarde, Amerikan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nde (CFR) yaptığı konuşmada, Soğuk Savaş sonrası dönemde gelişen uluslararası kurumlar ve ticaretin etkisiyle küresel değer zincirlerinin derinleştiğini, küresel arzın iç talepteki değişikliklere karşı daha esnek hale geldiğini ve bunun da uzun bir nispeten düşük ve istikrarlı enflasyon dönemine yol açtığını anımsattı.

“KÜRESEL KOŞULLARA BAĞLI OLDUĞUNU ORTAYA KOYDU”

Böylelikle merkez bankalarının arz yönlü kesintilere fazla dikkat etmek zorunda kalmadan talebi yönlendirerek enflasyon politikaları uyguladığına işaret eden Lagarde, “Ancak bu göreli istikrar dönemi artık yerini, daha düşük büyüme, yüksek maliyetler ve belirsiz ticari ortaklıklarla sonuçlanan kalıcı bir istikrarsızlığa bırakıyor olabilir. Daha esnek küresel arz yerine, tekrarlanan arz şokları riskiyle karşı karşıya kalabiliriz. Son olaylar, kritik arzın ne ölçüde istikrarlı küresel koşullara bağlı olduğunu ortaya koydu.” değerlendirmesinde bulundu.

Lagarde, bunun Avrupa enerji krizinde de görüldüğünü dile getirerek, ABD’nin en az 14 kritik mineralde tamamen ithalata bağımlı olduğunu ve Avrupa’nın da nadir toprak elementleri arzının yüzde 98’i için Çin’e bağımlı olduğunu anlattı.

“ADIMLAR ATTIK”

Bu alanlardaki arz kesintilerinin otomobil endüstrisi ve elektrikli araç üretimi gibi kritik sektörleri etkileyebileceğine değinen Lagarde, hükümetlerin buna cevaben adımlar attığını anımsattı.

Lagarde, “stratejik özerklik” kapsamında atılan bu adımların, küresel ekonomideki parçalanmayı hızlandırabileceğini ifade ederek, bunun merkez bankaları için de muhtemel etkilerinin olabileceğini söyledi.

KÜRESEL EKONOMİDE “PARÇALANMA” UYARISI

Jeopolitik risklerin yüksek enflasyona, düşük ekonomik aktiviteye ve uluslararası ticarette azalmaya yol açtığına işaret eden Lagarde, “Küresel değer zincirleri jeopolitik çizgiler boyunca parçalanırsa, tüketici fiyatlarının küresel seviyesindeki artış kısa vadede yaklaşık yüzde 5 ve uzun vadede kabaca yüzde 1 arasında değişebilir.” diye konuştu.

Lagarde, çok kutuplu bir dünya görülebileceğini ve yeni ticaret modellerinin ödemeler ve uluslararası döviz rezervleri için sonuçları olabileceğini kaydetti.

Çin’in son yıllarda küresel ekonomide gelişen konumundan bahseden Lagarde, yeni ticaret ittifaklarının rezerv varlıklara etkisine değindi.

Lagarde, bunların, Batı ödeme sistemlerine ve para birimi çerçevelerine olan bağımlılıklarını azaltmak isteyen belirli ülkeler için bir fırsat yaratabileceğini belirtti.

Bazı ülkelerin ticarette alternatif para birimlerini kullanma niyeti ve SWIFT’e alternatif yaratma gibi girişimlerine işaret eden Lagarde, “Bu gelişmeler ABD doları veya avro için yakın zamanda hakimiyet kaybına işaret etmiyor. Şimdiye kadar veriler uluslararası para birimlerinin kullanımında önemli değişiklikler göstermiyor ancak uluslararası para birimi statüsünün artık hafife alınmaması gerektiğini öne sürüyor.” ifadelerini kullandı. 

Kaynak: AA